Yavuz bu kez de olumsuz habersiz alarsa eğer, kaldıramazdı bu kadar acıyı. Sonuçta ilk önce annesi Gülümser, sonra nişanlısı Merve, sevdiği ve kağıt üzerinde olan karısı Bahar, abisi ve kardeşi gibi gördüğü Hafız ve Avcı, babası Hamit Karasu ve daha nice sevdiklerini kaybetmişti Yavuz Karasu... Şimdi acaba sıra Deryada mıydı?!
Doktor gergin bir halde, ağır adımlarla Yavuz yanına gelir. Herkes pür dikkat doktorun ağzından çıkan olumlu ve umutlu bir cümle bekliyordu... Doktor gergin bir ses tonuyla Yavuza:
"Maalesef... hastamızı kaybettik"
Herkes doktorun ağzından çıkan bu olumsuz cümle ile yıkılır. Yavuzun bir omuzunu Turan usta, bir omuzunu da Erdem albay tutar. Yavuz şaşkın bakışla doktora bakar.
Genç kadın artık güçlükle duruyordu ayakta. Arkasında hissettiği sandalyede hızla oturarak "Neden Derya?" der. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu ve dudaklarını ısırıyordu. Sevdiklerini birbir kaybettiği için içinde sessiz fırtına kopuyordu. Artık kadının yanında olacak teselli verecek sevgilisi yoktu, derdini anlatacak yakın arkadaşı da gitmişti...
Yavuz doktorun ağzından çıkan söze inanamaz ve kekeleyerek:
"N-nasıl yani hastamızı kaybettik?! Ağzından çıkan söz duyuyor mu senin?!"
Bu sırada Feyzullah Suyun yanından ayrılmış, Tim yanına gelir ve kızların ağladığını görür, ne olduğunu bir an anlayamaz. Kısık sesle Time:
"Abicim, ne oldu? Neden böyle bitkin haldesiniz? Derya hanıma bir şey mi oldu?"
Mansur iç çekerek: "Savcı hanımı da kaybettik Çaylak"
Feyzullah bu haberle şok olurken, doktor Yavuza durumu net bir şekilde açıklayarak:
"Maalesef eşinizi buraya getirdiğinizde çok kan kaybetmiş, üstelik nabzı oldukça çok yavaştı. Ama bizim tüm müdahalelerimize rağmen kurtaramadık. Başınız sağ olsun" der yanından ayrılır.
Erdem albay kısık sesle: "Yavuz iyi misin?!"
Turan usta da aynı ses tonuyla: "Evlat?!"
Timin birer ağızla: "Komutanım?!"
Yavuz "iyiyim" anlamında elini hafif şekilde kaldırır ve kendisini duyacak ses tonuyla mırıldanarak:
"Sen de mi beni bırakıp gittin Derya?!... Neden Derya?!... Neden?!... Hani iyi günde ve kötü günde beraber olacağız diye demin söz vermiştik... Neden sözünü tutmadın Derya?!"
Yavuz ağır adımlar yürürken karşısında güvenlik görevlisi görür yavaş yavaş yanına yaklaşarak, ani hamle ile onun belindeki silahı eline alır ve emniyetini açarak namlunun ucunu kafasına dayar. Bu durumdan herkes oldukça şaşırır, Nazlı panikle tepki vererek:
"Yavuz abi, ne yapıyorsun sen?"
Timin birer ağzından: "Komutanım!"
Erdem albay bağırarak: "Yavuz, kendine gel! İndir silahını!"
Turan usta sakinleştirmeye çalışarak:
"Evlat, saçmalama bırak o elindekini indir! Çocuk oyuncağı değil bu, kendin de iyi biliyorsun"
Selim Yavuzun kaybetme korkusuyla:
"Komutanım, bırak gel beraber acımızı dindirelim. Böyle acına son verme! Gözünü seveyim yapma!"
Yavuz tüm olaylara dayanamayıp, sitem ederek bağırır:
"Bana yaklaşmayın! Ben bugüne kadar kime bağlanırsam, yanında olursam tüm sevdiklerimi birer birer kaybettim, kaybediyorum. Dragan haklıydı ben lanetli komutanım, sevdiklerimi yaşatamıyorum. Lütfen benden uzak durun! Siz benim kadar acı çekmediniz, anlayamazsınız bunun ne demek olduğunu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZ (4.sezon)
FanfictionBiz bitti demeden, bitmez! Her şey daha yeni başlıyor. Yarım kalan hikayeler, yarım kalan hayaller burada bitecek! Er ya da geç herkes hakettiği yere ulaşacaktır. Gözün arkada kalmasın! Söz 4.sezon sizlerle...