Bisikletlerimizi çok hızlı sürüyorduk. Bu sefer Bay O'hare a yakalanmamıştık. Okul nedense çok sessizdi, bir tuhaftı. Rosie ile kapıyı çalmayı bu sefer unutmamıştık. Erken geldiğimizden hatırlamaya vakit bulabilmiştik. Fakat sınıftan hiçbir ses gelmeyince biz de yavaş yavaş içeri girmeye karar verdik. İçeri girdiğimizde çantalar hariç hiç kimsenin olmadığını fark ettik.
O gün her şey iyi gidiyordu; erken kalkmıştık, Bay O'hare a yakalanmamıştık ve derse yetişmiştik. Ta ki o ana kadar...Rosie ile birbirimize bakakaldık. Daha sonra okuldaki diğer sınıfları aramaya başladık. Ne yazık ki diğer sınıflarda da hiç kimse yoktu. Okulun tatil olduğunu ve bize haber verilmediğini düşünerek eve geri döndük.
Aslında okulda hiç kimsenin olmamasından daha ilginç bir şey vardı. Oturduğumuz sokakta da kimse yoktu. Rosie şaşkın bir şekilde '' Eve gidip bir bakayım. '' dedi. Ben de onu durdurarak '' Karşıdaki evin pencereleri neden açılıp kapanıyor ki? Kimse yok sanıyordum. ''
Rosie '' Jess şuraya bak! Orada sanki küçük çocuklar var. ''
''Hani, nerede? '' diye etrafa bakıyordum. Rosie '' Bak, işte oradalar. '' dedi.
''Yanlarında hiç kimse yok. Neden tek başlarınalar ki? Ayrıca sokakta kimse yok, onlar neden var? '' Ablamın tam olarak ne gördüğünü ben göremiyordum. O küçük çocuklar gördüğünü söylüyordu, bense küçük çocuklarla ilgisi olmayan farklı bir şey görüyordum. Ama şu kesindi ki onlar çocuk falan değildi. Daha sonra onun da fikri değişti.
Ben yine her zaman ki gibi evin anahtarını çıkarırken Rosie kapının açık olduğunu fark etti.
İçeri girdik. Aslında bu durumdan biraz şüphelenmiştim. Biraz da korkuyordum tabi. Birazcıkkk... Tamam beee,çok korkuyordum.
Ablamın göremediği bir şey daha görmüştüm. Kapının girişinden başlayarak duvar boyunca bir iz vardı. Sanırım bir şey tırnağıyla yapmıştı bunu. Bu iz yukarıdaki odamıza kadar çıkıyordu. Odaya girdiğimizde çalınan bir şeyin olmadığını fark ettik. Her yer yine dağınıktı. Fakat mutfağa gittiğimizde etrafı taradık ve önceki gün yenisini taktığımız ampulün tekrar patlamış olduğunu, dip kısmında mavi bir ışığın parladığını gördük. Bu ışık daha çok sümük gibiydi. İğrenç olabilir ama gerçekten de akıyor gibi görünüyordu. Kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Size söylemedim dimi. Ben iğrenç ve mide bulandırıcı şeyler gördüğümde hemen kusabilirim. Sizin şu an sadece mideniz bulanıyor olabilir ama benim durumum daha ciddi. Neyse sizi kusturmadan devam edeyim. O ışık saçan şeye ikimizde dokunmak istememiştik. Zaten o en sonunda kendiliğinden düştü. Tavanın içinden ipe benzer bir şey sarkıyordu. Elektrikli süpürgeyle onu oradan düşürdük.
Bu bir kolyeydi ve ucunda da mavi ışık saçan iki küçük elmas vardı. İlk önce kolyenin başkasına ait olduğunu düşündük ama sonra bunun bir ipucu olduğunu anladık. Zaten kolye başkasının olsa da sahibi onu buraya saklayamazdı. Çünkü burada biz yaşıyoruz. Yoksa saklayabilir miydi ?
Bu kolye ne anlama gelebilirdi ki? Ablama bakıp:
''Bence bunu yanımızdan ayırmamalıyız. Galiba senin dün gece gördüğün gibi ampulün tekrar patlamasının nedeni bu kolyeydi.'' dedim.
''Bu kolyenin farklı bir özelliği var sanırım. Kolyenin ampulün dibinde ne işi vardı ki?'' dedi o da.
''Belki de biz buraya taşınmadan önce bu kolye buradaydı ve biz bunu buraya taşındığımızdan beri fark edemedik. Sanırım bizden önce yaşayanlar kolyeyi buraya saklayanlardı. ''dedim.
''Olabilir. Ben annemi arayacağım. Dünden beri kendimi iyi hissetmiyorum. ''dedi.
''Ben de. ''dedim. Annemizi aradık ama açmadı. Birkaç kere daha aradıktan sonra vazgeçtik. Ona ne olduğunu bilmiyorduk. Tahmin etmek zorlanmış. O gün olanlardan sonra annemin başına kötü şeylerin gelebileceğini düşünüp korkmaya başladım.
''Rosie, şimdi ne yapacağız? ''
''Bilmiyorum Jess, ama babamı aramayı deneyebiliriz. Sonuçta o da annemle birlikteydi.''
''Olur, ara hadi. '' dedim. Babamı aradık fakat o da almamıştı. Ne yapabileceğimizi bilmiyorduk. Sonra aklıma bir şey geldi:
''Rosie, hatırlıyor musun? Bir keresinde annem bize zor bir durum olursa gidebileceğini bir evin adresini vermişti. ''
''Evet Jess, biraz hatırlıyorum. Neredeydi? ''
''Evin adresi bende var. ''
''Buradan ihtiyacımız olan şeyleri alıp yola çıkalım. ''
''İyi fikir. Ama ilk önce gitmek istediğim bir yer var. ''
Gitmek istediğim yer bir kız arkadaşımın eviydi. Adı Linda, çok farklı ve ilginç birisidir. Ailesi ne zaman bir yere gitmeye karar verse o hiçbir yere gitmek istemediğini söyler, evinin bodrumundaki gizli bir odada istediğini yapardı. Kısacası Linda geceleri dışarı çıkmayı pek sevmezdi. Fakat Linda'nın hiç kimsenin bilmesini istemediği ve hiç kimsenin tahmin edemediği gizemli ve dikkat çekici bir yanı vardı.
Linda, her gece belli bir saatte sokaktaki tüm evlere gidip bahçede bir şey yapıyordu. Bunu ben de bilmiyordum. Gece yatmadan önce ara sıra dışarı bakıyordum ve denk geldiği zamanlar Linda'nın bazı evlerin bahçesinde birkaç dakikalığına kalıp bir şey yaptığını, daha sonra eve gittiğini görüyordum. Buna rağmen herkes gibi ben de bahçede ne yaptığını bilmiyordum.
Her neyse... Evden ihtiyacımız olan birkaç şey aldık. Örneğin 4 sandviç, 2 el feneri, birkaç şişe su, kıyafet, piller, kumbaramızın içindeki paralarla birlikte acil durum para çantası ve en önemlisi ampulün dibinde bulduğumuz, mavi ışık saçan, iki küçük 💎 elması olan kolye. Bunlar pek de fazla sayılması.
Sonunda bütün eşyaları iki çantaya sığdırabilmiştik. Buna ben de çok şaşırmıştım. Çantalar ikimiz kadar ağır olmuştu. Çantaları sıralayın Linda'nın evinin yolunu tuttuk. Ev pek de uzak sayılmazdı. Ancak sırtımızdan Çantalar gücümüzü şimdiden tüketmişti. Bir ara çanta yüzünden düştüğümüz de oldu.
Ağır çantalarımızla evin önüne gelmiştik. Bizi buraya kadar getiren şey Linda'nın, evinin bodrumundaki o gizli odada olabileceği düşüncesiyle.
Eve doğru attığımız her adımda içimi bir heyecan, bir korku sarmıştı. Sanki atacağımız bir sonraki adımda biri bizi ayağımızdan tutup bodrum katına kadar götürecektir. 1,2,3..derken kapının önüne gelmiştik. Biri bizi izliyor düşüncesiyle:
''Kimse var mııı?! Linda! Benim, Jess. Eğer evdeysen sana sormak istediğim birkaç soru var. Linda! Orda mısın?'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkunun Ötesinde (ASKIYA ALINDI)
AventuraKİTAP ŞU AN DÜZENLENİYOR O YÜZDEN OKURSANIZ KAFANIZ KARIŞABİLİR AMA İSTERSENİZ YİNE DE OKUYABİLİRSİNİZ :) Bu kitabın kurgusu ben ve arkadaşıma ait. Hikayemizin konusu iki kız kardeşin başına gelenlerle ilgili. Kız kardeşlerden büyük olanın adı Rosi...