You Get Me So High | fillie

• 𝗛𝗲𝗮𝘃𝗲𝗻𝗹𝘆

SELAM!

~

Millie's Pov:

Finn'in adımı seslenmesiyle yavaşça gözlerimi araladım. Kanepenin köşesinde oturuyor ve bana bakıyordu. Yavaşça doğrulmamla ensemin ağrısını hissetmem bir oldu. Elimi yavaşça enseme götürüp yüzümü buruşturdum. Finn ise o sırada kanepeden kalkıyordu. Elimi ensemden çektiğimde gözlerimi açtım ve beni izleyen Finn'e baktım.

"Ne oldu?" dedim uykulu ve meraklı bir sesle.

"O, burada."

"Kim burada?" dedim anlamamış ve uykulu bir sesle.

"Ellie, eve gelmiş. Su içmek için kalkmıştım gelen sesle koridora çıktım ve Ellie'nin odası olduğunu düşündüğüm odanın kapısı akşam kapalıydı fakat az önce ise açıktı, uzaktan baktığımda içeride Ellie yatıyordu." dediğinde şokla gözlerimi büyüttüm ve kaşlarımı çattım.

"Ne?" dedim şaşırmış bir ses tonuyla.

"Duyduğun gibi."

"Ciddi misin sen?"

"Ciddiyim, şaka yapmıyorum, istersen kendi gözlerinle gör, hadi." dediğinde elini bana uzattı. Elini tutarak dikkatlice ayağa kalktım ve koridora çıktık. Koridorda dümdüz ilerleyerek Ellie'nin odasına doğru yürümeye başladım, Finn ise arkamdan geliyordu. Odanın önüne geldiğimde içeride yatan Ellie'i gördüm, duvara yaslandım ve derin bir nefes aldım. Birkaç dakika sonra kıpırdanmaya başladı ve gözlerini açtı. Gözlerini açtığı gibi dudaklarımı araladım.

"Ellie?"

Ona seslenmemle irkilerek doğruldu. Beni gördüğünde rahatlamış bir şekilde nefes verdi.

"Millie, beni korkuttun."

Dediği şeye sinirle güldüm, Finn ise kapının önünde bekliyordu.

"Ben mi seni korkuttum? Cidden mi? Tam tersi olmasın Ellie?" dediğimde anlamaz bir şekilde bana baktı.

"Cidden anlamadın mı?" dediğimde sesimi biraz yükseltmiştim, Ellie sesimi yükseltmem yüzünden gözlerini kapattı ve başını aşağıya eğdi.

"Anlamadım Millie..." dedi sessizce.

"Dün gece neredeydin Ellie." dediğimde hiçbir şey söylemedi.

"Ellie, bana cevap ver. Dün gece neredeydin dedim sana!?" diye hafifçe bağırdığımda gözlerini açtı ve yüzüme baktı, gözleri dolmuştu.

"Anlatacağım... Ama sakin ol, tamam mı..?"

"Anlat Ellie, anlat şunu." dedim gerilerek.

"Birkaç gündür Richard ile konuşuyoruz. Dün sen geciktin, evde sıkılmıştım, Richard'ı aradım o da bir şeyler yapabileceğimizi söyledi. Beni evden aldı ve merkezde bulunan büyük bara gittik, bir şeyler içip sohbet ettik ve gece yarısı geri döndüm. Eve geldiğimde yatıyordunuz, rahatsız etmek istemediğim için ses çıkarmadan odama geçip yattım."

"Pekala, çağrılarıma neden cevap vermedin?"

"Telefonumu çantama koymuştum, dolayısıyla yüksek sesten dolayı duymamışım..."

"Seni ne kadar merak ettim tahmin edemezsin!" dediğimde ona sarıldım, o da kollarını hızlıca bana sardı.

"Özür dilerim, en azından bir haber vermeliydim, gerçekten çok özür dilerim Millie..."