[¹]

8.7K 125 144
                                    

Zamanın karşı konulamazlığına ithafen

Babamın sıradan bir hukuk şirketi vardı, annemin ise yer altı dünyasında büyük bir uyuşturucu krallığı. Ben kim miydim? Ben ikisinin de kızıydım.

...

Babam "Belki de seni tutuklatmalıyım" dedi gülümseyerek anneme. "Belki de seni öldürtmeliyim" diye karşılık verdi annem. Cicim ayları henüz bitmemiş sevgililer gibi birbirlerine aşk dolu gözlerle bakmaları sinirimi bozuyordu. Sevgili aşıklarımız; Babam ve annem liseyi birlikte okumuşlardı. Bana hiç bahsetmedikleri halde lise zamanlarında aynı çetede olduklarını biliyordum. Okuldaki hiyerarşiyi bilirsiniz.

Çete demem aklınıza bir avuç serseriyi getirmesin; Tüm kötülüklerin başladığı noktada piyon olan gençler... Annemin çetede olmasının sebebi kendi babasıydı, evet tüm bu olanlar büyükbabamın oldukça işine geliyordu.

Döneminde bölgedeki tüm aileleri tedirgin ederek, birbirlerini uyarmaya mecbur bırakmış. Hatta okul aldığı şikayet yağmurundan dolayı bağışçılarını kaybederek fazla ayakta kalamamış. Okulun kapanmasıyla bölgenin gençleri farklı okullara dağılmış.

Babam kendi yolunu çizip hukuk okumuştu, evet okulu bitirip avukat oldu. Ne harika ama! Annem kimya okumuş ve hatta lisans yapmış olmasına karşın gizliden babasının tahtına geçmişti.

Annemin ilk yıllarında, satıcılarından birine açılan davanın avukatı babamdı. İronik. Kader tekrar yollarını birleştirmişti.

Annem kızıl saçlı ve kahverengi gözlü, babam siyah saçlıydı ve su yeşili gözlere sahipti. Annemin kızıl saçlarını ve babamın su yeşili gözlerini almamıştım. Ben sarışındım. Öyle açık, cırtlak, aptal bir sarı değil; akılda kalıcı, tıpkı tenim kadar soluk bir sarı.

Oldum olası insanlar etrafımda olmaya çaba gösterirdi, bunun getirilerini seviyordum. Ama hayır iyi biri değildim. Eğer bir şeyi istiyorsam o benim olurdu. Ailem bana iyi biri olmayı değil istediğini elde etmeyi öğretmişti.

...

Bugün siktiğimin tatili bitmiş, yeni okul yılı başlamıştı. İlk günleri sevmezdim tanışma fasılları bana göre yersiz ve boğucuydu. Binasını çevreleyen arazisine kadar aslında anneme ait olan, (ki okul müdürü bunu bilmiyordu) okula girdim. Üzerimde gezinen meraklı bakışların aksine etrafa ilgisizdim. Birbiriyle konuşan gruplar halindeki kalabalığı görmezden gelerek sınıfıma gittim. Sınıfa girmemle, bir elim henüz çantamın askısıdayken, Jennifer gülümseyerek "Isabella Miya Chandler ile tanışın o bir sürtük" dedi. Evet lise sondaydık fakat o sadece kuş beyinliydi.

Tıpkı aptal kızlar gibi, "Lucifer ile tanışın" diye karşılık verip sahte bir mahcubiyet edasıyla ekledim "pardon Lucy Jenifer" Kısa afallasa da hemen toparladı, bana öldürücü bakışlar atıyorken gülümsedim. Çantamı sıralardan birinin üzerine attım. Jennifer gerçekten de çıldırmıştı, ama ondan beklediğimin aksine söylediğime cevap gelmemişti. Geçen birkaç saniyenin ardından Delfi ile birlikte hızla sınıftan çıktı.Bu kadar sinirlenmesinin sebebi ona karşılık vermem değil, artık herkesin ona Lucifer* diyecek olmasıydı.

Eğlencem kapıdan çıkalı dakikalar geçmişti. Şimdiden fazlasıyla sıkılmıştım. Gözlerimle etrafı taramaya başladım. Sınıftaki aptalların üzerinde donuk bakışlarımı gezdirdim. Bu dönem giden birkaçının yerine yenileri gelmişti. Bana gülūmseyen kızlara gülümseyerek karşılık verdim, ama onlar gülümsememin ardındaki tiksintiyi bilmiyorlardı. Rolümü iyi oynardım.

Benim arkadaşlarım olmazdı, yalakalarım olurdu sadece. Ve birde düşmanlarım.

Eğlencem Jennifer'ın anne babası avukat bir çiftti. Hatta kendileri benim babamın hukuk bürosunun rakibiydi. Ne yaparlarsa yapsınlar asla alt edemiyorlardı. Bundan evde fazla bahsediyor olsalardı gerekti çünkü Jennifer henüz tanımazken bile nefret ediyordu benden.

Tüm aptal seremoninin ardından, nihayet derse geçilmişti. Dersler hızla akıp giderken; günün ortasında sınıfa biri girdi, bir erkek. Ya derse bilerek geç kalıp dikkatleri üzerine çekecek kadar zekiydi, ya da derse gecikecek kadar aptal. Muhtemelen aptaldı. Adının Seven Kinney olduğunu öğrenmemizin ardından, boş olan Katty'nin yanına oturdu. Ne saçma bir adı vardı, sanki bir denekmiş gibi rakamdan olma. Tam onun tipinde bir aptala layık.

Çenem elime yaslı etrafı seyrediyordum, bakışlarımı Seven'a çevirdiğimde gözlerinde flörtöz bir pırıltı gördüm. Bu parıltı bana değil sevgili sıra arkadaşınaydı. Anlaşılan Katty'nin ağına düşmek konusunda iştahlıydı. Katty'nin göz kırpışı üzerine ona büyükçe gülümsemişti. Ne gülümseme ama

Katty ve farklı bir okulda olan tek yumurta ikizi Patty birbirlerinin sevgililerini öperlerdi. Bunu anımsayınca da ben gülümsedim. Seven gibi piçler bunu hakederdi.

Sonunda yemek arasındaydık, kalabalıkla sıraya girmek yerine otomattan su aldım. Niye aldığımı da bilmiyorum. Zaten garip bir şekilde yemeğe pek fazla ihtiyaç duymuyordum. Bazı günler hiçbir şey yemediğimde oluyordu ve henüz sağlıklıydım.

Ağır adımlarla yeniden sınıfa girdiğimde Katty ile Seven'ı öpüşüyordu. Anlaşılan görüşmeyeli Katty epey bi hızlanmıştı. Seven beni görünce geri çekilsede Katty çevik bir hareketle onu tekrar kendine çekti. Sadece ellerinizi sallasanız havadaki cinsel gerilime dokunabilirdiniz.

Çantamın olduğu yere geçip onları umursamadan telefonuma bakmaya başladım. Instagram dm mesajlarına bakıyordum; pek çok kişi tanışmaya yönelik klişe şeyler yazmıştı. Asla yazılanlara cevap vermezdim, dikkatimi çekebilmek için çok daha fazlası gerekti.

Bu esnada arkamdaki ikilinin nefes alışverişleri iyice hızlanmıştı. Sonunda dayanamayıp oyunbozan bir sürtük gibi "Hey çocuk pornosuna tanık olmak istemiyorum!" dediğimde. İkiside hızla ayrılarak şaşkınlıkla bana baktı. Bir saniyeliğine Katty'nin gözleri yuvalarından çıkacak sanmıştım. "Sadece öpüşüyorduk Bell, umursamadığını biliyorum" dedi Katty. Haklıydı.

Ona cevaben "Lanet olası nefes seslerinizi kulaklıklara rağmen duyabiliyorum" dedim ve ardından sınıftan çıktım. Sınıftan çıkarken "Bu nasıl mümkün olabilir" diye soran Katty'ye "Ne?" diye karşılık vermişti Seven. "Bizi duyması" dedi bu kez Katty. "Kevaşe işte, boşver güzelim" diye karşılık verip tekrar dudaklarına yapışan Seven'nın öpüşünü duyabiliyordum.

Katty ile aramda bir sorun yoktu, kısmen arkadaş bile sayılırdık. Katty benim kızlarımdandı. Ot içmeyi severdi, flört etmeyi ve seks yapmayı. Arkadaşlarımı uyuşturucuya sürükleyip kafaları yerinde değilken onları öpüyor olabilirdim. Ne vardı yani? Hiçbir zaman iyi biri olduğumu iddia etmedim.

*¹Şeytan

*Kevaşe: Osmanlıca kökenli, "fahişe, kaltak, sürtük" anlamına gelir (Maddi gelir karşılığında cinsel ilişkiye giren ve bu işi meslek edinen bir insan.)

𝐁𝐢𝐭𝐜𝐡'𝐬 𝐌𝐨𝐧𝐞𝐲 +16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin