[¹⁰]

886 33 10
                                    

"Şuan tatil Isabella sizler neden kayağa falan gidip aileniz ile hoş zamanlar geçirmek yerine her zaman verdiğiniz partilerden veriyorsunuz ki?" diyerek ekledi "gençler garip" Kendi sorusunu kendi cevaplamıştı. "Abartma Iron otuz yaşında bile değilsin" diye karşılık verdim. "Eğer sen doğduğunda yeni vampir olmuş olsam bile kırk altı olurdum" dediğinde "Kaç yaşındasın?" diye sordum. "İki yüz kırk bir, dünyada sonsuza dek yirmi sekiz, ölümlü vampirler arasında yirmi dört" dedi

Ölümlü vampirler..

"Ölümlü vampirler mi?" dedim şaşkınlığımı gizleme gereği duymadan. "Benim gibi Dünya'lı vampirlerin ömrü yaklaşık 600-800 yıldır" diye açıkladı Iron. "Sen ölümsüzsün Isabella, ölümlüler evrendeki en büyük çoğunluktur, ölümsüzler vardır, sonra yenilmezler ve birde kutsal olanlar"

"Kutsal olanlar?" diye sorduğumda "Her gezegenden safkan olan bazı kişiler doğuştan seçilmiştir. Seçilmiş kişilerden en değerli olanı bu gezegen hariç tüm evrenin önünde saygı ile eğildiği Luna Celestia sizin okulda, İnanabiliyor musun Isabella, o bir yarı tanrı ve senin okulunda" Iron'nın duyduğu hayranlık sesine ve yüzüne yansırken onu geride bırakıp odama gittim.

Duş alıp dişlerimi fırçaladım. Vücudumu saran kalçalarımın birkaç santim altında biten ip askılı siyah elbisemi giyindim. Tam olarak hristiyan olmamama rağmen taktığım altın haça bakıp gülümsedim, boynumun aşağısında köprücük kemiklerimin arasında çok baştan çıkarıcı duruyordu. Üzerime genelde giymeyi pek tercih etmediğim siyah deri ceketimi de geçirdiğimde çıkmaya hazırdım.

Aşağı indiğimde Iron "Bende seninle geleceğim" diyerek ekledi "biraz eğlenmek benim de hakkım" Birlikte benim arabama bindik, ben arabayı sürerken Iron camdan dışarısını izliyordu. Sevdiğim barlardan birine gelmiştik ben sessizce Iron'ı izlerken o çoktan flört edecek birilerini bulmuştu. Kızlara beni gösterdiğini farkettiğimde hakkımda konuşulanlara kulak verdim "Eski kız arkadaşım on üç yaşındayken benden hamile kaldı, tanrım ben on yaşındaydım ve Eva bebeği aldırmadı"

Iron yakışıklıydı ve onunla flört eden kızlar onun yakışıklılığının XVIII. yüzyıldan kalma olduğunu bilmiyordu. İnsanlığın geçirdiği değişimi göz önüne alırsak oldukça fazlasıyla yakışıklıydı. Başımı önüme döndüğümde yanımda duran sevimli bir oğlanın beni izlediğini farkettim. "En sevdiğin renk ne?" diye sordu "Siyah" dedim sesim biraz soluk çıkmıştı.

"Bir an kırmızı diyeceksin sandım, eğer öyle diyecek olsaydın daha fazla oturmazdım" dedi samimi bir edayla. "Kırmızıdan nefret ederim" ikimizde aynı anda aynı şeyi söylemiştik. Telefonumu elime alarak saate baktım, bunun büyük bir kabalık olduğunu biliyordum ama umrum dışıydı. "Instagram hesabını verir misin?" diye sorduğunda kaşlarımı kaldırdım, beni tanımıyor muydu? Verdiğim tepkiyi farkederek "Sen buralarda ünlü olmalısın?" diyip duraksadıktan sonra ekledi "Ben buralı değilim" Kullanıcı adımı söyledikten sonra yanından kalktım.

Iron'a arabamın anahtarını vererek uzaklaştım. Uzun bir süre yürüdükten sonra başımı kaldırıp gökyüzüne baktım, gece hep güzeldi. Duyduğum çıtırtıyla başımı sola çevirdim, ses bana yaklaşık 25 m kadar yakındı. Gördüğüm kişinin Liam oluşuyla dikkatimi ona yönelttim biraz yaklaşmam gerekiyordu, ağaçlar yüzünden görüşüm net değildi. Onu görebilecek kadar yaklaştığında garip baktığını farkettim, bir çeşit titreme krizi geçirdikten sonra ortadan kayboldu.

Gülümseyerek yanıma gelen kızla düşüncelerim bölündü. Etraf aydınlanırken "Isabella Miya Chandler" diyerek duraksayıp etrafımda döndü "Luna'yı sevmediğini biliyorum" Cevap vermedim, sevdiğim söylenemezdi ama sevmeyecek kadar da değer vermiyordum o kıza. Ben sessizce bakarken "Benimle olursan okulunun tamamı uyuşturucu krallığın olur hatta tüm kasaba, tüm şehir tüm ülke ve gezegen" omuz silkerek karşılık verdim. Kız bana tehditkar gözlerle bakarken "Kimseyle iş birliği yapmam" dedim.

"Annenin işlerini senin yürüttüğünü duyduğumda bu kadar korkak olduğunu tahmin edememiştim" demesiyle onu yakasından kaldırarak sırtını ağaçla birleştirdim, biraz şaşırmış görünüyordu. Beni ittiğinde ilerdeki bir ağaca çarparak yere yıkıldım. "En az tanrıdan korktuğunuz kadar korkmalısınız benden, bilmelisiniz ki Artemis Celestia küçük kızkardeşi kadar sıradan değil!" diyerek uzaklaştı. Artemis uzaklaşırken gökyüzü tekrar eski haline döndü. Vampir hızımla eve gittim, Iron'ın evinde yaşamaktan bıkmıştım.

Arabamı dışarda gördüğümde Iron'ın evde olduğunu düşünsem de yanılmıştım. Odama çıkıp duş aldım, telefonuma gelen mesajla yüzümü buruşturdum.

matt.coler: Uyudun mu güzelim

bchandler: benden uzak dur matthew

bchandler: senin için en iyisi bu

/matt.coler bchandler adlı kullanıcıyı engelledi/

bchandler: çünkü ben uyuşturucu gibiyim matt, ne kadar iyi hissettirsem de sadece zarar veririm

Fazla duygusal davranmıştım, kesinlikle kafamı kullanmalıydım. Kimseyi kendimden koruyamazdım bu mantıksızdı. Matthew ile bir daha işbirliği yapmayacaktım, ki artık istesem de yapamazdım

𝐁𝐢𝐭𝐜𝐡'𝐬 𝐌𝐨𝐧𝐞𝐲 +16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin