[²⁰]

301 21 16
                                    

"Avlanalım" diyerek önerdiğinde zevkle kabul ettim. Barda yavaş yavaş içkilerimizi yudumluyorduk. London kendisi ile konuşan koyu renk saçlı siyah deri etekli kıza grup seks teklif ettiğinde kız yüzünü buruşturmuş ve bir bahane uydurarak hızla yanımızdan uzaklaşmıştı. Yanımızdan ayrılarak kendini nasıl bir beladan kurtardığını bilmiyordu.

Oturduğum bar taburesinden kalkarak adımlamaya başladığımda London'ın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Telefonumu çıkarararak bir mesaj attım.

.               
.

b planı

seni dinliyorum

zayıf halkaları değil çürük elmaları bulacağız

bana uyar

/görüldü/

.
.

Ağır ağır içkisini yudumlayan Bay Jordan'a bakarak gülümsedim, fahişelik yaptığını bildiğim Selena kucağındaydı. Yanına sinerek "Beni eve götürür müsün babacığım*" dedim, rolümü iyi oynuyordum. Kuşkuyla "Burada mı çalışıyorsun?" diye sorduğunda "Sadece içmeye gelmiştim lütfen beni yine cezalandırma" ağlamaklı gibi çıkan sesim ve diğer herşeyim onu sarhoş olduğuma ikna etmeye başlarken devam ettim "Bedenimin her santimi sana ait baba ne olursun beni cezalandırma"

Selena olayın şokunu atlatamamış gibi saf saf bakarken "Sana vereceğim ceza babacığının her dokunuşunda zevkle inlemek" demesi üzerine yüzümde mimik oynamazken içten içe gülümseme kat sayım arttı. Büyük bir serveti vardı ve pisliğin tekiydi. İnsan ticareti yapıyordu. Böyle bir adama zarar verecek kadar yaklaşmanız mümkün değildi, tabi vezire terfi etmek* üzere olan piyon değilseniz.

...

"Bu piçi bensiz hallettiğine inanamıyorum" sitemkar bir biçimde konuşan London'a bakarak sinir bozucu olmasına özenle gülümsedim "Bu beklemediğim birşeydi London, şimdi bir ruhtan ibaret olan bu adam hayal edemeyeceğin kadar güçlüydü. Aptal oyunumuz için elime geçen fırsatı riske atamazdım"

"Onun kim olduğunu biliyorum Miya" diyerek duraksadıktan sonra bakışlarını yüzüme dikerek "Aydınlık tarafta gibi davranmana katlanamıyorum" diye ekledi. Sinirlendiğimi ses tonuma yansıtmayarak "Sana bunu düşündüren saçmalık da ne?" diye sordum sakin bir tutumla. Yüzüme bakmaya devam ederek histerik bir kahkaha attı. "Boktan bir katil olduğumu unutuyorsun!" dedim sinir bozucu gülüşüne daha fazla dayanamayarak.

"Öldüreceğin kişileri seçiyorsun Isabella, yaptığın şeyin sonucu toplum yararına oluyor. Senin güçlü halini özledim" dediğinde karşılık vermedim. Nedenini bilmiyordum, anlayamıyordum ama bu söyledikleri canımı acıtıyordu. Ben kendime acı çektirmekten zevk alırdım ama bu başka bir şeydi, başka bir acıydı, başka bir kırgınlıktı.. Anlayamıyordum. Ben arkamı dönüp uzaklaşırken kırıldığımı hissetmiş olmalıydı ki hemen ardımdan geldi. Hafifçe bileğimden kavrayarak "Isabella" dediğinde kolumu kendime çekerek konuştum "Siktir git London"


...

Yine gece gelmeyi en sevdiğim ormandaydım. Neredeyse buraya her gelişimde boktan birşey oluyordu, ama yine de geliyordum. Bakışlarımı siyahın en güzeli olan gökyüzüne doğrultarak seyretmeye başladım. Ölümü saymazsak bu aptal gezegende ki en güzel şey geceleri kendilerini seyre sunan yıldızlar olabilirdi.

Yıldızlara bakarak uzanırken sıkıntıyla gözlerimi kapadım, şuan onlara bakmak iyi hissettirmiyordu. Bir süre öylece yatarak ormanın sesini dinledim. "Gökyüzünden düştüğüne yemin edebilirim" London'ın tanıdık sesi ormanda yankılanırken gözlerimi aralamadım. Vampir hızıyla üzerime atıldığında umursamayarak pozisyonunu korudum. Bedenimin iki yanındaki kollarını kıpırdatmadan başını yüzüme yaklaştırarak "Belki de uyuyan güzeli prensinin öpücüğüyle tanıştırmalıyım"

Yüzünü benimkine yaklaştırmaya başladığında kıpırdamazken milimetreler kala onu üzerimden fırlattım. Hissettiği acının kısa süreli etkisi yüzünden silinirken "Bana bu boktan masallarla gelme" dedim. Suratı sevgidolu bir ifadeye bürünürken "Küçükken de masallardan nefret ederdin" diye karşılık vererek ayağa kalktı.

"Ortak bir geçmişimiz olmadı London, birşeyler uydurmayı bırakmalısın" dediğimde "Tek bir boyut olduğuna nasıl inanabilirsin Miya? Biri bir karar verdiğinde sadece verdiği kararın sonuçlarının yaşandığına inanmak sadece basit bir yanılsama" demesi üzerine sustum. Tüm ihtimalleri yaşıyormuyduk? Gerçeklik algımı bir kez daha yitirdiğimi hissettim.

"Farklı boyutlar, kararlar, ihtimaller, olaylar, olasılıklar ve sonuçlar. Benimle ilgili herşey seninle kesişiyor Miya" biraz duraksadıktan sonra yaklaşarak bana sarıldı. Omzumdaki başını yüzüme yaklaştırarak "Söylediğim tüm o boktan şeyler için özür dilerim, yemin ederim bir iyilik meleği bile olsaydın seni severdim Bella" dediğinde birşey söylemedim. Verdiğim tek karşılık boşta kalan kollarımı ona dolamak oldu.

*¹ : stepfather
*²: piyonunuzu son satıra kadar ilerlettiğinizde vezir, fil, kale yada at taşlarından herhangi birine terfi ettirebilirsiniz

·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.·.

1.48k için tesekkurler 🎉
bir süredir #1 fantasy oldukk 🥳

bölümü oylamayı lütfen unutmayın ❥

𝐁𝐢𝐭𝐜𝐡'𝐬 𝐌𝐨𝐧𝐞𝐲 +16Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin