bir iki bölüm berk ve defne çiftinin üstünde durucam sonraki bölümlerde yine karan ın anlatımından devam edeceğim. iyi okumalaaaar bol bol yorum yaparsanız mutlu olurum yorum okumak hikaye yazmaktan daha eğlenceli..
Berk ve Karan birbirlerinin pek zıttıydı, Berk yaşayan her canlıdan etkilenirdi. şu an Defneden etkilendiği gibi. Defne ise abisine çekmiş neredeyse onun kız versiyonu gibiydi. Berk'e olan şiddetten asla çekinmez onun dışında çok barış yanlısıydı. ikisi de Karan dönene kadar birbirlerini gıcık etmeye ant içmiş gibilerdi.
"Makarnanın hepsini sen mi yedin küçük cadı?!"
"evet."
"peki neden bu kirli tencereyi dolaba geri koydun?"
"çünkü sen hiç bulaşık yıkamıyorsun belki vicdanın sızlarda yıkarsın sandım."
"ben bulaşıkları falan yıkamicam hem bana makarna bırakmayan sensin hemde bulaşıkları sen yıka diyorsun."
"yıkayacaksın."
"öyle mi?"
"öyle." demesine kalmadan kızı sırtlayıp küvetin içine yerleştirdi ardından acımasızca soğuk suyu kıza tutmaya başladı. Defne bir yandan çocuğu tekmelemeye çalışıp bir yandan da küfürler ediyordu. Berk ise boyundan sağladığı avantajı kullanıp ıslanmaktan kurtuluyordu. Defne ani bir hareket yapıp tişörtünü çıkarınca berk afalladı ve kız istediği fırsata ulaştı. Aniden duş başlığını alıp çocuğa tutmaya başladı.
"Ama bu hileye girer küçük hanım."
"Hiç te hileye girmez akıllı olsaydın kaptırmasaydın."
"Dikkatim dağılmıştı."
Kız çocuğun yüzüne suyu tutmaya devam etti. ettiği küfürler kahkahalara dönmüştü. Berkte dayanamayıp kızla gülmeye başladı.
"Tamam sen kazandın barış anlaması yapacağız."
"Tamam anlaştık."
"Sen küçük cadı sen bulaşıkları yıkayacaksın bende seni abin olarak dondurma yemeye parka götüreceğim."
"hepsinden birer top yememe izin var mı?"
"boğazla- tutma şu suyu yüzüme tamam izin var."
"Oleey." diyerek kız cocuğa sarıldı. yaptığı seyin onların abi kardeş gibi takılmalarını zedeleyeceğini yeni anladı. "göğüslerini göğüslerimden çekebilir misin küçük cadı?"
"ha?" kız naptığını anlayıp ordan kaçtı. o bulaşıkları yıkarken, çocukta banyoyu temizledi ve üstlerini değişerek sahile indiler. kız berk in söz verdiği gibi tüm dondurmalardan azar azar koydurmuştu. berk ise sadece çikolatalı dondurma yiyordu. "burası çok güzelmiş, özellikle dondurmaları çok güzelmiş."
"ne sandın kızım. eh tabi bu şehrin içinde bir de ben olunca daha da güzel gelmiştir sana."
"tabi tabi. bu arada dondurma için teşekkür ederim. önce ıslatmak sonra dondurma vermek biraz beni hastalıktan öldürmek istermişsin gibime geliyor ama olsun."
"hayır amacım bur değildi ama mantıklı." dedi çocuk gülerken. kız dondurmasını yerken etrafı izliyordu.
"hadi gel seni sallayayım."
"beni sallamak mı? kardeşin yaşındayım diye de çok küçükmüşüm gibi davranma. 19 yaşındayım ben."
"abinle sen böyle şeyler yapmaz mısın?"
"karanla genellikle kumanda için kavga ederiz."
"olsun benle sallanıcaksın."
kızın elinden tutarak kızı parka getirdi. koşakoşa geldikleri için nefesleri tükenmişti. çocuk zincirli hamak gibi olan salıncağa binip yanına kızı çekti ve sallanmaya başladılar. dışardan birileri görse bunlar deli mi diye ttepki verirdi ama ikisi şu an çok eğleniyorlardı. "daha hızlı daha hızlı." diye bağırıyordu kız avazı çıkana kadar. "sarhoş gibi bağırmasana kız deli."
"senleyken içmeden sarhoş olunabiliniyormuş Berk beyciğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü, aşk, sen ve biz (boyxboy)
Teen Fiction"seni unuttuğumu mu sanıyorsun, o siktiğimin gülümsemesi aklımdan çıkmıyor!"