Kim Jisoo oğlu Taeji ile birlikte yaşamaktaydı. Uzun süredir Taeji'nin babası Kim Taehyungdan haber alamıyordu. İstemiyorduda. Bir gün birden Jisoo'nun kapısında belirir Kim Taehyung.
VSOO/TAESOO
LİSKOOK
JİROSE
YOONNİE
tamamlandı-
İki gün geçmişti Taehyung iyiydi. Şu anlık. Hiç konuşmamıştık. İki gündür dibindeydim ama hiç konuşmamıştık. Sadece bakışıyorduk. Annesi ve Rose kesinlikle onu rahat bırakmıyordu. "Taehyung iç artık şunu!" dedi Rose. "Kusucam ama!" dedi Taehyung. "Kusmazsın." dedi. Kolu kırılmıştı.
"Jisoo içirse içersin ama değil mi?" dedi Rose. Beni niye sokmuştu işin içine! Nedense acayip utanıyordum. "Belki." dedi. Rose Taehyungun yanından kalktı ve yanıma geldi. Çorba tabağını bana uzatı. "Hadi içir." dedi. Etrafıma baktım ve tabağı aldım. Çocuklarda burdaydı. Hepsi bizi izliyordu. Garip hissetmiştim. Rosenin oturduğu yere oturdum ve Taehyunga çorbayı içirmeye başladım.
Lisa telefonumda bir şeyler yapıyordu. "Merhaba." dedi ekrana el sallayarak. Anlamazca Lisaya bakıyordum. Taeji ve Jennienin sesini duyunca anlamıştım. "Annen babana çorba içiriyor." dedi Rose. Galiba ekranda şu an biz vardık. "Bence yeter bu kadar." dedim ve çorbayı bıraktım. Oturduğum yerdende kalktım.
Üstümü değiştirmek için lavaboya gitmiştim. Taehyung bugün çıkacaktı. Tek kalmamasını istemişti doktor. O yüzden Taehyung ailesiyle kalacaktı yada kendi evinde kalıp birini tutacaktı kendisine yardım etmesi için.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstümü giyinip odaya geri girdim. Hala Taeji ve Jennieyle konuşuyorlardı. Biraz daha konuştuktan sonra telefonu ben almıştım ve odanın dışına çıkıp Jennieyle konuşmaya başlamıştım.
"Ne yediniz?" dedim. Jennienin gözleri kocaman olmuştu. "Pizza ve hamburger. Şimdide waffle yiyoruz." dedi ve tabağını gösterdi. "Çilek yok." dedi Jennie. "Jen Taejiyi iki gün içinde çikolata komasına mı sokmak istiyorsun?" dedim. "Sadece biraz üzgündü." dedi. "Tamam ama bari bu akşam düzgün bir şey yiyin ben yarın geliyorum." dedim. "Taehyung?" dedi Jennie.
"O iyi. Ona ailesi bakacak." dedim. "Konuştunuz mu şu magazindeki olayları?" dedi. "Hiç konuşamadık ki. Sadece bakışıyoruz ve birimiz utanıp gözlerini kaçırıyor. Ve genelikle ben oluyorum." dedim. "Belki ona bakmayı sen teklif edebilirsin." dedi. "Hayır garip olur." dedim. "İstiyorsan ben hallederim." dedi. "Tamam istiyorsun kapa o zaman." dedi ve kapadı.
Ne yapacaktı şimdi? Odaya geri girdim ve Lisanın yanına oturdum. Rosenin telefonu çalmaya başladı.
"Edendim?"
*sırıtış*
"Evet evet öyle yapalım."
"Bay bay."
Rose bir bana birde Taehyunga bakıyordu. "Şimdi Taehyung sen bizle rahat edemezsin ve kendi evinde kalmak istersin ama evindede tanımadığın biride olsun istemezsin bizim hepimizin işleri var ama Jisoonun yok yani Jisooda isterse siz birlikte kalın." dedi Rose. Herkes bana baktı. "Şey..." dedim. "Tamam." dedim.
Taehyungun evine gelmiştik. "Koltukta mı yatmak istersin yoksa yatağında mı?" dedim. "Koltukta yatarım sende benim yatağımda yatarsın." dedi. Bir şey demedim. Koltukta rahat etmeyecekti ama. "Bence sen yatağında yat." dedim. Koltuğa uzandı ve televizyonu açtı. Ekranda ikimizin fotoğrafı vardı. Gözlerim ona kaydı. Onun gözleri zaten bendeydi.
İkimizde aynı anda gözlerimize ekrana çevirdik. Taehyung konuştuğunda ona döndüm. "Otursana öyle dikilecek misin bütün gün?" dedi. Koltuğun diğer tarafına oturdum. "Jisoo." dediğinde ona baktım gene. Televizyonu kapattı ve uzandığı yerden kalkıp yanıma geldi. "Seni seviyorum." dedi. "Momoyla evleneceğimin tek nedeni senin beni sevmemendi ama o gün beni sevdiğini söylediğinde onları durdurmaya çalıştım ama durmadılar bende kendim durdurdum." dedi.
"Benden nefret ediyorsan haklısın am-" "Ediyorum." dedim. Bunu beklemiyordu kesinlikle. "Ama seviyorumda." dedim. Hafifçe gülümsedi. Ona sıkıca sarıldım. O da tek elini belime koydu.
Biraz konuşmuştuk sonra o uyumuştu. Bende acıkmıştım. Dolaptan bir şeyler atıştırmıştım ve yemek yapmaya başlamıştım. 1 saat sonra tekrar acıkacağımı biliyordum.
Yemek pişerken televizyon izleyecektim. Bende koltuğa uzandım ve televizyonu açtım. Televizyonda hiç bir şey yoktu kesinlikle. Ekranda eski dizilerden biri vardı. O açık kalmıştı ama izlemiyordum.
TAEHYUNG
Garip bir koku vardı. Gözlerimi araladım. Yanık kokusu gibiydi. Arkamdaki mutfağa baktım birde yanımda uyuyan Jisooya. Uzandığım yerden kalktım ve mutfağa gittim. Bu tencere yanık kokuyordu. Yemeğin altını kapattım ve tencerenin kapağını açtım. Yemek siyaha dönmüştü. Tencerenin kapağını kapadım ve koltuğa geri döndüm. Jisoonun önüne uzandım.
Kaşlarını çatı ve gözlerini araladı. İlk bana baktı sonra hızlıca arkamızdaki mutfağa. "Yandı." dedim. "Ciddi misin?" dedi. Kafamı salladım. "Saat kaç?" dedi. Telefonuma baktım. "19:24" dedim. "Pizza sipariş etsene." dedi ve bana sarıldı. "Kolum." dedim. Geri çekildi. "O kolunu çabuk iyileştir." dedi ve yanımdan kalkıp telefonumu aldı.
Pizza sipariş ediyordu. Hayır hamburger. "Hamburger mi sipariş ettin yoksa pizza mi?" dedim. "İkisinide." dedi ve gülümsedi. Mutfağa gitti.
Yaklaşık 30 dakika sonra pizzada hamburgerde gelmişti. Masaya oturmuştuk. "Kaza nasıl oldu?" dedi Jisoo. "Bilmiyorum. Fren durmadı bende duvara çarptım." dedim. "Arabana baktırmalısın." dedi. Kafamı salladım. "Ya hafızanı kaybetseydin!" dedi. "Seni sarsa sarsa o hafızayı geri getirdim." dedi. Gülmeye başladım. "Kaybetsem sorun olmazmış o zaman." dedim.
"Taeji çok üzülürdü." dedi. "Yani kaybetmesen iyi olur." dedi. "Çalışırım." dedim. Güldü hafifçe.
Akşam olunca Jisoo yatmıştı. İkimizde yatakta yatıyorduk. Jisoo hemen uyumuştu ve bana yapışmıştı. Bacağı dizlerimin üzerindeydi ve koluda karnımın üzerinde. Kafasıda göğüsümün üzerindeydi.
DANGER KİTABIM YAYIMDA!
BÖLÜMÜN SONUNA GELDİN. BÖLÜMÜ OYLAMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN. UMARIM BÖLÜMÜ SEVMİŞSİNİZDİR.
