13.BÖLÜM

437 24 23
                                    

Sabah uyandığımda miku hala mışıl mışıl uyuyordu. Bende onu uyandırmamak için nazikçe kalkıp mutfağa indim ve ona kahvaltı hazırlamaya başladım... Sesleri duyup uyanmış olacak ki mutfağa indi.
"Vaay abi önlük sana çok yakışmış."
Yanağımdan öpüp masaya oturdu. İster istemez Gülümsedim. Hinata beni böyle görse ne derdi acaba. Bence utana utana gelip bana yardım ederdi... Bugün gaara suna ya döneceği için bizde onunla gideceğiz ve miku da bizimle gelebilecek.
"Şş kızıl kafa, çabuk ye biliyorsun gaara ya dönerken eşlik edeceğiz"
Ağzını yemekle doldurup konuşmaya çalıştı ama beceremedi. Kahkaha atmadan duramadım. Ağzındakileri bitirmesini bekledim.
"Şimdi ne söyleyeceksen söyle bakalım "
Küçük bir kıkırdamadan sonra konuşmasını beklerken aç kalmamak için gözlerimi ondan çekip ağzıma birkaç lokma tıkıştırdım.
"Shikamaru ve takımıda bizimle gelecekmiş abi"
Dünü hatırlayınca ister istemez moralim, bozuldu. Hâlâ Shikamaru ya güvenmiyorum. Ne kadar kendini ispatlamış olsa da güvenemiyorum.
"Abi moralin bozu-"
"En ufak hatanızda biter miku"
Yutkunmasını duydum ama pişman değilim. Biraz empati kursa çok iyi olur öyle değilmi.
"N-ne biter abi"
Ağzımdakileri bitirince. Boğazımı temizledim. En ciddi halimi takınıp parmaklarımı birbirine kenetleyip burnuma siper ettim.
"Merak etme shikamarucuğun bitmeyecek zaten ben seni ondan uzak tutmak istesemde eminim sen bir yolunu bulup ona koşarsın. Kısaca eski hayatına dönersin o kadar "
Anlamadım der gibi bakınca sırıttım.
"Bundan birkaç gün öncesine kadar abi diye biri yoktu senin için. Bundan sonra olmasada pek fazla birşey fark etmez. Öyle değilmi. Şimdi yemeğini ye"
Tamam ona biraz katı davranıyor olabilirim ama ben buyum. Kendimi değiştiremem öyle değilmi. Zaten değiştirmeme de gerek yok. Beni kabul eden her halimle etsin. İsteksiz isteksiz yemeğini yediğini fark edince ağzını araladığı bir arada ağıza kaşığı soktuşturdum.
" iyi yemelisin küçük hanım bugün göreve gideceğiz unutma"
Minik serçe hemen de sevindi. Gönlünü almak bukadar mı kolay bitanecik kardeşim benim. Umarım seni sevdiğim için böyle davrandığımı biliyorsundur. Seni seviyorum kızıl kafalı kardeşim... Kapının çalınma sesiyle hızla kapıyı açtım. Sasuke,sakura, kakashi sensei,ini,choji,asuma-san,gaara ve Shikamaru. Bir sen eksiktin zaten. Ne diye gidip benim kardeşimi seviyorsun ki. Başka kızmı yoktu. Niye kendini bana düşman ediyorsun.
"Naruto hazırsanız gidelim"
Kakashi sensei nin talebini başımla onayladım ve başımla miku ya işaret yapıp gelmesini sağladım. O çıkınca kapıyı kapatıp kilitledim. Kakashi sensei,sasuke ve sakura ile en önde.miku ve shikamaru onların bir arkasında ben ve gaara onların arkasında ve bizim arkamızda da ino,choji ve asuma-san. Gözümün önünde gülüşerek ilerlemeleri sinirime dokunuyor.
"Hala kabullenemiyorsun öyle değilmi"
Gaaranın sorusunu başımla yanıtladım. Evet hala kabullenemiyorum. İçimden bir ses miku yu çıkart hayatından diyor ama gönlüm ise o senin biricik kardeşin diyor... Ahh shikamaru ahhh elimde olsa sana öyle bir işkence ederim ki. Değil miku nun yanına yaklaşmayı adını bile anmak istemezdin... Köyden çıkalı tam bir gün oldu ve ben kafayı yememek için zor duruyorum.
"Abi neden burada tek başına yemek yiyorsun. Bizimle yesene"
Midorinin yüzüne bakmıyorum çünkü gözlerimdeki öfkeyi en aptal insan bile anlayabilir. Konuşmakta istemiyorum çünkü kalbi kırılabilir.
"Nöbet"
Tek kelimelik cevap yeterli olur sanırım. Arkası döndüğünde gidecek diye düşündüm fakat olduğu yere oturmayı seçti.
"Hala bana öfkelisin"
Sana değil kendime... Eğer size karşı gelecek olursam beni bırakacaksın öyle değilmi miku. Aslında bu senin yanındaki değerimi ölçmek için çok iyi bir yol.
"Olabilir"
Hayır dememi bekliyor olacak ki bir an şaşırdı. Sonra başını aşağıya eğdi. Abi olmak çok zor. Onu kendi elimle üzmek... Ama bu değerimi ölçmek için bir yol şimdilik seni üzeceğim miku. Eğer bana olan sevgin benimki gibiyse telafi edeceğim merak etme. Zıttı ise...
"Eğer istemiyorsan senden uzak dururum."
Nasıl isteyebilirim ki benim saf küçük kardeşim. Sen benden biraz uzak kalsan ben nasıl dayanabilirim ki.
"Sen zaten benim yanımda değilsin miku. Bedenin yanımda olsa da ruhun başkasıyla olduğu sürece. Evin bir köşesinde duran heykellerden ne farkın var ki."
Sözlerim onu üzdümü ki. Söylediklerim doğru ama. Bedeni ne kadar benimle olsada aklı fikri hep onunla... İlk fırsatta shikamaruyla kavga edeceğim ilk fırsa- shikamaru, onun burada ne işi var. Kumruları yalnız bırakmak gerek öyle değilmi. Ayaklanıp gidecetim ki shikamaru omuzumdan tutup beni durdurdu.
" iletişimimiz olmazsa aramıza nasıl düzeltebilirim ki"
Elini omuzumdan çekip yönümü ona doğru döndüm. Gözlerimdeki öfkeyi aldırmadan bakışlarını gözlerime sabitledi.
"Düzelmeyecek birşey için iletişim kurmaya neden çalışayım ki"
Bu sözleri beklemiyor olacak ki şaşkınlığını gizleyemedi. Arkamı dönüp yürüyecekken önüme geçip durdu. Miku nun korku dolu bakışlarını hissetmek için arkama dönüp bakmama gerek yok zaten ama shikamaru git gide kendi kaşınmaya başladı.
"Hadi beni geçtim kardeşin... Bu şekilde ondanda uzak duruyorsun bu umurunda değilmi. Yapma böyle naruto bukadar at görüşlü olma"
Demek at görüşlüyüm. Demek sadece bildiğimi okuyorum. Bardağı taşırmaman için çok uğraşmıştım ama bana bunu yapmaya sen zorladın.
"At gözleri değilde, mosmor olmuş gözleri daha çok seviyorum"
Söylediklerimi anlamasını beklemeden gözünün üstüne bir yumruk geçirdim. Bakalım bu durumda miku ne yapacak, beni mi yoksa biricik sevgilisini mi savunacak. Hiç acele etmeden yavaş adımlarla yerde gözünü tutan shikamaru nun yanına gittim.
"Ne o sevgilin burada diyemi karşılık vermiyorsun. Merak etme gözünden düşmezsin ama sen böyle yerde durursan fırsatı değerlendiririm. Kusura bakma zeka küpü"
İki-üc tane daha yumruk attıktan sonra olduğum yere sabitlendim. Gaara kumunu kullanarak elleirmi ve ayaklarımı sabitledi.
"Gaara yapma, bari sen yapma"
Beni dinlemedi, olduğum yerde kala kaldım. Miku koşup shikamaru nun yüzünü avuçlarının içine alıp yaralarını kontrol etmeye başladı.
"Fiziksel temas yok demiştim miku"
Sözlerime verdiği tepki hızla yanıma gelip öfkeyle yüzüme baktı.
"Sen ne kadar cani biriymişsin. O seninle iyi geçinmek istedi ama senin yaptığına bak. Keşke... Keşke senden uzakta olsaydım"
D-demek öyle. Oysa ben onunla kavga etmemek için yanlarından uzaklaşmıştım ama o zorladı.beni bunu yapmaya zorladı. Demek o daha değerli miku.
"Gaara bırak."
Sesim çok sakin di ama elimden geldiğince kırgınlığımı gizlemeye çalıştım ve başardım. Gaara beni bıraktığı anda arkamı dönüp dört- beş metre önümdeki ağaca sıçrayıp en üstteki dala oturdum
"Canın çok yandı değilmi?"
Sasuke nin sesini duyunca yüzümü ona yavaşça çevirdim.Ondan birşey saklamama gerek yok. Nede olsa o benim en sevdiğim sırdaşlarımdan biri. Yüzümü tekrar önüme çevirdim ve gözlerimi kapattım
"Gerçekler bazen mutlu eder bazen can yakar. Benim dünyamda hep yaksada gerçekler değişmez. Eğer onun yanında bukadar değersizsem bunu değiştiremem ve bana değer verilmeyen bir yerde durmam bana değer vermeyen birini de yanımda durdurmam"
Sasuke tam birşey söyleyecekken bir patlama oldu. Hemen aşşağıya indim. Deidara kocaman bir kuşun üstünde ve miku kollarında çırpınıyor.
"Kendi ayağınla bize gelmezsen bu kız ölür. Tek geliceksin. Yola sadece içindeki kyuubinin hissedebileceği çakradan bırakacağım eğer gelmezsen"
"Gelmezsem ne deidara öldürürmüsün.bana değer vermeyen biri pek umurumda olmaz istediğini yapabilirsin"

Millet hikayeye olan ilgi neden bu akar az. Zevkinizi bozan şeyler yazıyorsam söyleyin ki düzeltmeye çalışayım. Kısaca eleştiri yapın. Hikayeye olan ilgi coook az. Lütfen yazarı üzmeyin

SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin