Beyaz Çakra

682 43 25
                                    

Naruto:

Yanımdaki anbu ile hızlıca tsunade samanın yanına gittim. Sandalyesinde oturmuş kaşları çatık bir şekilde birşeyler düşünüyordu. Kapı açık olduğu için kapıyı tıklatmayı unuttum oda beni fark etmemişti zaten. Naruto:

"Tsunade sama beni çagırmışsınız ve acele olduğu söylendi"

Düşüncelerinden ayrıldığında eliyle masanın yanındaki koltuğu işaret etti. Koltuğa oturduğumda derin bir iç çekti sonra odadakilere çık emri verdi. Tsunade:

"Naruto, konu hinata."

Hinatamı? Aklımda bir sürü şey vardı. Tehlikedemiydi? Tehlikedeyse konu ne? Veya neden gimafa hakkında benimle konuşmak istiyor?. Naruto:

"A-anlayamadım tsunade-sama bunun benimle ne ilgisi var"

Bir susta dinle der gibi sertçe bir bakış attı. Baş parmağımla ve işaret parmağımla ağzıma fermuar çekmiş gibi yaptım. Ne kadar espriye vurmaya çabalasamda merakım yüzünden başarılı olamamıştım. Ona soran gözlerle baktım. Tsunade:

"Ona çakra konusunda yardım etmeni istiyorum. Tabi sende razıysan."

H-hinata ya yardım etmek mi? Bunu çok isterim ama onun bir sensei var o benden daha iyi yardım eder. Tsunade sama ya ne alaka der gibi bir bakış attım. Tsunade:

"Bak naruto chuunin sınavlarında hinata ölümle burun buruna geldi ve bu esnada beyaz çakra ya sahip olduğunu öğrendik.bu çakra tipi hyuuga DNA sını taşıyan bazı insanlarda görülebiliyor. Bedeni tehlike anında beyaz çakra üretiyor. Tıpkı senin kyuubi ile iletişime geçemediğin sıralarda tehlike ve öfke anında kyuubi ye dönüşmen gibi. Ona beyaz çakra da ustalaşmasını sağlamanı istiyorum."

Demek beyaz çakra, acaba gücü ne.tsunade nin sorgulayan bakışlarıyla karşılaşınca kabul ettiğimi belli eden bir şekilde başımı hareket ettirdim.tsunade:

"Bundan sonra günün istediğiniz zamanında birkaç saatliğine çalışabilirsiniz, göreve çıktığınız zamanla mecburen çalışamayacaksınız. Size özellikle kendi takımınızla buluşmadan bir-iki saat önce çalışmanızı önereceğim. Senseilerinizle konuşacağım. Hinatayla konuşmanı istiyorum. Bu arada obito yu halledebildiler mi?

Obito nun ismini duyunca başta şaşırdım fakat birkaç saniyede toparlandım. Yüzümde bir gülümseme vardı. Naruto:

" hokage sama obito gerçekleri öğrendi.şu anda rin i kaçırmak isteyen o pisliklerin ele başıyla konuşuyorlardır sizde izin verirseniz. Obito artık konoha shinobisi dir"

Yüzünde bir gülümseme oluşuverdi. Bu olumlu cevaptı. Kelimelerle onaylanmasına gerekte yoktu, zaten kabul edeceğini biliyordum. Nedense çok mutluyum, normal bir şeymiş gibi karşılamam gerekirken seviniyordum. Bana benzeyen, aynı acıları çekmiş birini buldum ve acılarımı onunla paylaşarak dindirmek istiyordum. Onun içinde aynı şeyler geçerli tabi. Şimdi hinata ile konuşmalıyı... Hokage sama ya selam verip odadan çıktım... Hinata nerelerdesin?... Demek buradaydın. Şelalenin önünde oturmuş ve gözleri kapalı bir şekilde birşeyler düşünüyordu. Belki dalgındır çakramı hissetmez umuduyla arkasından yaklaştım. Tamda umduğum gibi oldu, gözleri kapalı oldsa da yinede ellerimle gözlerini kapattım. Bir an korktu ve hemen ellerimi çekip arkasından ayrılmadan yüzümü önüne getirdim. Naruto:

"Bukadar derin neyi düşünüyorsun bakalım"

Beni görünce kıpkırmızı kesilmişti. Yüzümde ister istemez bir gülümseme yerleşti. Naruto:

"Neden beni her gördüğünde kızarıyorsun. Bilmek istiyorum lütfen"
Hinata:

Söylemeyi çok istiyordum fakat söylemeye korkuyordum. Ya onu tamamen kaybedersem, ya benimle bir daha konuşmazsa, silerse beni tamamen... Naruto:

"Hinata-chan?"

Ne demem gerektiği konusunda çok kararsızdım. Maalesef yalan söylemekten başka çarem kalmadı. Hinata:

"B-birini hatırlatıyorsun bana onu hatırlatınca i-ister istemez kızarıyorum"

Böyle söyleyince nedense az önceki gülümseyen yüzü gitti yerine soğuk naruto geldi. N-neden böyle olmuştu ki. Hinata:

"Naruto-kun n-ne oldu. Kızd-"

İşaret parmağını dudaklarıma koydu ve susturdu. Naruto:

"Senin hayatın beni ilgilendirmez. Buraya gelme sebebim çakran. Chuunin sınavında da fark ettiğin üzere klanından nadir kişilere has beyaz çakraya sahipsin ve tsunade sama bunun için sana yardım etmemi istedi. Başka söyleyeceğim birşey yok her sabah sekiz de başlıyoruz"

Sözlerini bitirdiği gibi yürümeye başladı. Demek bu konuda beni o eğitecekti. Önemli olan şuan bu değil, korktuğum şeyi istemeden de olsa başardım. Naruto benden iyiden iyiye soğudu ve bu benim canımı bayaa yaktı. Göz yaşlarıma neden hakim olamıyorum. Hinata:

"N-naruto kun..."

Sözlerim çok sessiz çıkmıştı ama naruto beni duymuştu ve arkasına döndü ağladığımı gördü fakat hiçbirşey yapmadan gitti...
Naruto:

Demek beni görünce kızarmanın tek sebebi buydu Öylemi hinata. Kendimden nefret ediyorum. Duygularımdan nefret ediyorum. Neden başka birini seven kıza SEVGİ  besledim ki. Jiraiya:

"Naruto neler oluyor?. Neden Bukadar öfkelisin?"

Jiraiya sensei nin sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Ona anlatabilirim, dertlerimi hep ona anlatırdım zaten şimdi de öyle yaparsam rahatlayacağımdan eminim. Ona olanları anlatım. Jiraiya:

"Hinatanın başka birine benzetiyorum derken sana yalan söylemediği ne mâlum"

Söylediği şaşırmama sebep oldu. N-neden böyle birşey yapsın ki. Tabi ya sakura da sasuke yi tamamen kaybetmekten korktuğu için söylemiyor. Jiraiya sensei bir anbunun tsunade nin kendisini çağırdığını duyunca bana el sallayıp gitti. Epey geç oldu,artık gidip dinlenmeliyim... Kendimi yatağa bıraktım. Hinata, acaba jiraiya sensei nin dediği gibi yalan mı söyledin? Korkuyormusun. Ne olursa olsun öyle söylememeliydin...

Bu bölüm de burada bitti. Her türlü (olumlu veya olumsuz) eleştirilerinizi bekliyorum umarım beğenirsiniz

SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin