23.Bölüm

290 18 24
                                    

"Hashirama"

Madaranın sesini duymamla onun olduğu tarafa döndüm. Çakrası henüz düzene girmediği için dengesini sağlayamayan hashirama-sama yı düşmeden kurtardı.

"Çakram birkaç dakikaya düzelir merak etme"

Madara buruk bir şekilde gülümsedi. Korkutucu ciddiyetinin altında yatan sevimli ayıcığa şahit olmak için değer verdiği birisi olmak yeterli.

"Teşekkür ederim naruto"

Hashirama-sama da bana minnet dolu gözlerle bakıyor. İkisi bana sasuke ile beni hatırlattı doğrusu.

"Dostluğun ne demek olduğunu iyi bilirim. Aynısı ona olsa bende aynını isterdim."

"Sen önce kendine dikkat et. Sevdiklerini koruyucam diye ölüceksin"

Sasukenin sesi mezar kapısından gelince o tarafa döndüm. Ayağa kalkınca kendi çakramında azalmış olduğunu hissettim ve dengemi sağlamaya çalışırken sasuke beni tuttu.

"Daha yeni uyandınız ve hemen ayağamı kalkıyorsun. Seni-"

İki kahkaha sesi duyunca ikimizde o yöne baktık.

"Aynı bizim gibiler değilmi madara"

Hashirama-sama ayağa kalktığına göre çakrası düzelmişti. Madara, başıyla onaylayıp hashirama-sama nın omuzuna dostça bir yumuruk attı.

"Naruto, sana benziyor, sasuke de bana."

"Şimdide şunu düşünelim. Hashirama-sama yı halk görünce ne yapacak ?"

"Ben o konuyu hallettim. Ayrıca yaptığın jutsu esnasında heykelin dışına kadar çıkan çakrayı görmemeleri imkansız. Halk sevinçten bir eylence bile düzenledi. "

Sasukenin söyledikleri bizi rahatlattı. Hashirama-sama ile madara nın konuşmaları... Gerçekten birbirlerine değer veriyorlar.

"Ben artık gitsem iyi olucak."

Söylediklerimi kendim bile zar zor duymuştum. Benden önce sasuke, abisinin yanına gideceğini söyleyip ayrılmıştı heykelin yanından. Hinata, ailesinin yanına gitmişti ve birkaç gün onlarda kalacaktı... Ailem... Artık onları geri getirebilecek güçteyim. Ama nasıl yapacağım bilmiyorum.

Babamın heykelinin üstüne kondum. Gözlerimi kapatıp doğanın sesini dinledim.

"Seni burada bulacağımı biliyordum"

Bu kesinlikle doğanın sesi olamazdı. Aslında insanlarda doğanın bir parçasıydı ama benim kast ettiğim dilini bilemediğimiz kısmıydı... Mikunun sesi beni birkaç gün önce yaşadıklarımıza götürdü. İster istemez huzursuzlandım ve istemeden de olsa kaşlarım çatıldı. Yine de cevap vermedim.

"Konuşmayacakmısın abi"

Bir yanım onu özlese de diyer yanım yaptıklarını unutma dedi. Miku, onu seçti. Öyleyse bir abisi olduğunu unutmalıydı artık.

"Herkes hata yapar ab-"

"Senin bir abin yok uzamaki miku"

Bunları söylerken içim acısada, o shikamaru yu seçti. Onun için benden vazgeçti.

"Neden böyle yapıyorsun abi. Ben senin küçük yaramaz kardeşin değilmiyim"

Gözlerim kapalı bir şekilde ona döndüm. Onu görüp affedebilirdim. Ama yaptığı beni paramparça etmişti. Elimi kalbimin üstüne koydum.

"O bahsettiğin kişi burada. Fakat benden vaz geçip sevgilisini tutan orada"

Dedim ve elimi kalbimden çekip onu işaret ettim. Gözlerim kapalı olsa da çakrasından nerede olduğunu anlayabiliyordum.

"Ben senden vazgecme-"

"Sen diye birisi yok benim için. Şimdi defol!!!"

Tekrar oturdum ve sırtımı ona döndüm. İstediği gibi shikamarusuyla vakit geçirebilirdi artık.

"O hala senin bir parçan naruto"

Al işte. Zeka delisi, ego yığını gelmese olamazdı sanki. Bir rahat vermediler.

"Benim parçam olan hala kalbimde. Kopartıp attığım ise seninle. Al sevgilini kaybol buradan. Biraz daha sinirlenirsem aynı köyden olduğumuz umurumda bile olmaz."

Bir hıçkırık sesi geldi kulağıma. Miku ağlıyordu. Son pişmanlık fayda vermez...

"Ağlaması hiçmi canını yakmıyor naruto."

Oturduğum yerden kalkıp gözlerimi açtım ve shikamaruya doğru yürüdüm.

"Kimin ağlaması!!."

Dedim ve yürümeye devam ettim.

"Ego yığını biri için benden vazgeçen birinin ağlaması umurumda bile olmaz!!"

Dedim bağırarak. Sonunda shikamaru ya ulaşınca boğazını sıktım.

" son kez söylüyorum tembel zeki. Al bunu da git buradan"

Dedim ve birkaç adım ötemdeki miku nun yanına fırlattım bu tembel zeki yi. İkisine de... Özellikle miku ya öfkeliydim.

"Rahat bırakın artık. Onu evimde görmek istemiyo-"

"Naruto, neden böyle yapıyorsun. Ben seni seviyorum diye babam benden vazgeçse mutlu olurmusun. Gel vazgeç bu öfkeden. Lütfen..."

Hinata söylediklerinde haklıydı. Fakat o benim için babasından vazgeçmemişti. Bunu neden düşünmüyordu ki.

"Sen benim için babandan vazgeçmedin hinata... Sen benim için babana hakaret etmedin prenses"

Yanıma oturup kollarını boynuma doladı ve başını göğsüme yasladı. Kokusunu almak ve kollarınü hissetmek içime sevinç doldurdu.

"Her insan hata yapar naruto. Önemli olan bunu fark etmek ve düzeltmektir. Düzeltmesi için ona bir fırsat ver tilkicik"

"Son kez... Son kez affediyoru."




Kısa oldu sanırım biraz... Nedense uzun yazamıyorum kusuruma bakmayın. Desteğinizi esirgemeyin lütfen... Teşekkürler

SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin