IMMORTAL WARRIORS

Bölüm-21

Jack şok olmuş bir şekilde yüzüme baktı. Ne demek istediğimi anlamamış gibiydi. “Justin ne demek istiyorsun sen? Neyi açıklayacakmışım?”

“Bu gün neler oldu biliyor musunuz siz? Zayn sana miranda’nın aklından tamamen silmeni söylemiştim ama görünüşe göre silsen de işe yaramayacakmış.” dedim öfkeyle.

“Ne diyorsun Justin. Adam gibi anlat şunu. Mirandaya ne oldu. Kim yaptı bunu ona. Hangi canına susamış it ona zarar vermeye kalkar. Kim Zayn Malik’in kızına zarar verebilir!” Zayn öfkeden deliye dönmüştü.

“Bu gün okulda ona göz kulak oluyordum. Bay Peter beni ve Jessica’yı tahtaya kaldırdı. Olağan üstü gücümü kullanarak kitaba baktım ve cevabı tahtaya geçirdim. Bunların hepse bir saniye içerisinde oldu ve kimse farkına bile varmadı biri hariç tabi.” Duraksadım. Zayn sabırsızlanarak “kim?” dedi.

“Uff. Susta dinle iki dakika. Okul çıkışı miranda ile fatura yatırmak için bankaya gittik. Ben bekleme koltuklarında oturuyordum. Sonra  silah sesleri geldi. Bankayı soyuyorlardı. Miranda’yı da rehine olarak almışlardı. Benide almalarını sağladım. O kadar insanın içinde gücümü kullanamazdım. Hem miranda’nın da buna şahit olmasını istemedim. Bizi bir depoya götürdüler. Önce ikimizi de aynı odaya koyup bağladılar. Orada miranda bana ne dedi biliyor musunuz?”

“Uzatmada söyle ne dedi.” Zayn bunu sorarken jack başını öne eğmişti. Ne dediğimi anlamış gibiydi. Tabi anlayacaktı. Nede olsa bunu bizden saklamıştı. “Hafızasında rüya olarak bıraktığın olayı anlattı. Sonrada sabah yaptıklarını gördüm dedi. Sence bu nasıl mümkün olabilir Zayn? Ahh pardon ya soruyu yanlış kişiye soruyorum değil mi? Sence bu nasıl mümkün olabilir kurt kafa?” Doğrudan Jack’e dönmüş yanıt vermesini bekliyordum ama beklediğim yanıt ondan değil Zayn’den geldi.

“Aradığımız kurt Miranda.” Zayn bunu transa geçmiş gibi söyledi.. Zayn hiddetle Jack’e döndü. “O değil mi? Sana sorduğumuz kurt, bizden sakladığın kurt o değil mi? Onu aradığımızı biliyordun. Ona evlenme teklifi ettiğim de bile sesini çıkartmadın neden ha neden?” Zayn Jack’in yakasına yapışmış onu sarsıyordu.

“Sakin ol zayn. Anlatacağım.” “Neyi anlatacaksın lan. Baştan beri sana güvenmemeliydim. Justin haklıydı. Senden zorla öğrenmeliydim kim olduğunu.”

“Eh en azından haklı olduğumu söyledin. Bunu senden duymak çok hoş adamım.” Zayn’i biraz sakinleştirmeyi amaçlamıştım. Ben sinirlenince istediğim zaman kendi kendimi sakinleştirebiliyordum. Ama zayn bey bunu tek başına yapamıyordu. Bu harikulade görev de bana düşüyordu. Eskiden de hep bana düşerdi. Ama amacım hedefi şaşmıştı bu sefer. Zayn sakinleşmek yerine daha da sinirlenmişti.

“Kes sesini justin.”

“Oww bu baya sertti. Tamam dostum kızma.”

“Zayn izin ver de anlatayım. Bizimde kendimize göre kurallarımız var. Amacın her ne olursa olsun kuralları çiğneyemezdim.”

“Siktirtme lan kuralını. Otur şuraya ve her şeyi en baştan anlat. Eğer tek bir açığını tek bir yalanını yakalarsam yemin ediyorum gözünün yaşına bakmam kafanı gövdenden ayırırım.” Zayn Jack’i iterek koltuğa oturttu. Eh bu kadarını da hak ediyordu. Onlar koltuğa yerleşirken diğer koltukta yatan meleğe baktım. Yüzündeki yara izlerine rağmen o mükemmel güzelliği hala yerli yerindeydi. Yaralarını oldukça sarmaya çalışmıştım ama iyileşmesi zaman alacak gibi gözüküyordu. Onu geçip zayn ve jack’in yanına gittim ve oturdum. “Bize her şeyi en baştan anlat kurt kafa hiç bir şey atlamadan.” Diye uyardım onu. Kafasını usulca sallayıp konuşmaya başladı.

“Ortalıkta olmasanız bile duymuşsunuzdur. On sekiz yıl önce iki kabile arasında anlaşma imzalandı.” Bir an duraksadı. “Devam et.” Diye sert bir ses tonuyla uyardı zayn.