“Yeni tarih hocası mı?” soru miranda dan gelmişti. Tabi ya Klaus’u tanımıyordu ki. Tanımayacaktı da. Ayrıca ne sikime bu okulda tarih öğretmenliği yapacaktı bu piç. Eski tarih hocasına ne olmuştu. Yoksa ona bir şey mi yapmıştı bu piç. Aklımdan ne yapmaya çalıştığını sorgularken justin’in sinirle nefes altından Klaus’a saydırdığını duyabiliyordum. Jack de ona katıldı. En sonunda justin dayanamayarak Klaus’u köşeye sıkıştırmak için hamle yaptı.
“Eski tarih hocamız Bayan Moreno ya ne oldu? Bay Klaus” Bay Klaus’u vurgulayarak söylemişti. Klaus bu soru üzerine gülümsedi. Bizden böyle bir soru geleceğini tahmin etmiş olmalı. Anlaşılan dersine iyi çalışmış pezevenk. Cevabı çok gecikmedi zaten.
“Kendileri kasabadan ayrılma kararı almış. Onun yerine göreve ben getirildim.” Klaus’un sözleri üzerine miranda biraz şaşırmış gibiydi. “Ne oldu?” diye sordum.
“Bayan Moreno kolay kolay kasabadan ayrılan birisi değil ki. Neden kasaba’dan ayrılsın. Biraz şaşırdım doğrusu.” Sanırım haklı çıkıtım. Yine. Bu piç herif Bayan Moreno’ya bir şey yapmış olmalı. Bunuda öğrenirdim nasıl olsa. Klaus başka bir soru sorulmasını kısmen önelmek amacıyla tekrar konuşmaya başladı.
“Bu yıl sizlerle ben ilgileneceğim. Gelecek yıl kime ne olur bilemeyiz.”Bunu bizim olduğumuz tarafa bakarak söylemişti. Birşeyler planladığı artık kesindi.
“İlkokul çocukları gibi sizi teker teker kaldırıp adlarınızı sormayacağım. Nasıl olsa zaman içinde tanışıp kaynaşacağız. Şimdi derse başlamak istiyorum başka sorusu olan var mı?” Kimseden çıt çıkmadı. Galiba hiç kimsenin merak ettiği bir şey yoktu. Benim mi tabiki vardı. Ama bu soruyu sonraya saklayacaktım. Klaus tam derse başlayacakken justin elini kaldırdı. Ah hayır sakın ama sakın düşündüğüm şeyi sormasın.
“İsim neydi?”
“Justin.”
“Evet justin sorun nedir. A bu arada ismini karıştırırsam veya unutursam kusura bakma olur mu? Burda çok öğrencim varda.”
“Hiç sorun değil Bay Klaus. İsmimi unutacağınızı hiç sanmıyorum. Soruma gelirsek. Merak ettim de Bradford’a gelme sebebiniz nedir?” Salak salak salak justin. Resmen herifi kışkırtıyordu. Klaus justin den gelen bu soruya pekte şaşırmadı.
Hafifçe gülümsedikten sonra “Eskiden Bradford’da yaşardım. Çok eskiden. Kasaba’nın geçmişini bilen varsa o dönemlerde neler olduğunu bilir. O yüzden Bradfor’dan ayrılmak zorunda kaldım. Ama şimdi geri döndüm. Kesin dönüş. Bu arada bu soruyu sorduğun için teşekkür ederim. Bana çok güzel bir ödev konusu verdin. Dersin sonunda size vereceğim bir ödev.” Dedi. Hala gülümsüyordu.
Justin’in suratı düşmüştü. Tam bir salaktı bu çocuk. Arkama dönüp ona tehdit içeren bakışlar attım. Ve susmasını söyledim. Miranda’ya baktığımda iste tarih kitabını incelediğini gördüm. Klaus çok geçmeden derse başlamıştı. Bize ilk olarak İngiltere tarihini savaşları felan anlattı. Doğruyu söylemek gerekirse tarihi yaşayan birisi olarak güzel anlatıyordu da bu adam toplasan 40 yaşlarında vardı. Eskiyi yaşamış gibi anlatması biraz saçma geliyordu.
Avcıların hepsi saçmaydı aslında. Saçma sapan inançları, taptıkları tanrı vardı. Ha birde onu geri getirmek için harcadıkları çaba vardı. Klaus’un dersi akıcı geçmişti. Dersin sonuna doğru bize ilginç ödev diye adlandırdığı tarih ödevini vermişti. İstediği şey hepimizin bu kasabanın geçmişini araştırmamızı istiyordu. Eğer ailelerimiz kasabanın geçmişinden gelenlerse kendi ailelerimizide araştırabileceğimizi söyledi. Kasaba hakkında bilgimizin olmasını istiyormuş. Bu bilgilerden yararlanabilirim demiyorda. Hem ne yapacaktı kasaba geçmişini. Zaten yaşayarak öğrenmemişmiydi çoğunu. Yada atalarından öğrenmemişmiydi. İşte avcıların saçmalıklarından biri daha. Geçmişe saplanıp kalırlardı. Onlara göre “tarih tekerrürden ibaretti.” Eski olduğu gibi kalmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMMORTAL WARRIORS
Fanfictionİki asil vampir ; Toy bir kurt kıza aşık olursa ne olur? Üstelik bu kurt kız bulup yok etmeleri gereken kişiyse? Aynı kıza sahip olabilecekler mi? Sevdikleri kızın aradıkları kurt olduğunu öğrenince ne yapacaklar? İki seçenekleri var; Ya Aşklarından...