Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Cansu kolumdan hızlıca beni çekti ve peşinden sürüklemeye başladı.''Hey!Dur Cansu kavganın sebebini merak ediyorum ve öğrenene kadar oradan ayrılmamayı düşünüyorum''diye bağırdım beni kızlar tuvaletine sokarken.Kapıya sırtını döndü ve beni karşısına aldı.''Orada ne olduğunu biliyorum.Konu senin hakkında olduğu için yalnız sessiz bir yerde konuşmamız gerekir diye düşündüm''dedi hızlıca.''Bu konunun benle ne alakası var?'' diye soru yönelttim.''Ayaz senin için kavga ediyor'' dedi yamuk gülümsemesiyle.Gerçekten güzel bir kızdı Cansu.Gülerken çıkan gamzeleri onu daha da güzel gösteriyordu.Ama şu an onla ilgilenecek zamanım olmadığı için düşünmem gerek olayı Ayaz ve kavga meselesi yaptım.''Nasıl benim için? O çocuk benden nefret ediyor?'' dedim Ayaz'ı kastederek.''Demekki etmiyormuş'' dedi imalı bir şekilde.Neden benim için kavga etsindi ki? Daha yeni tanışmıştık ve anlaşabildiğimiz pek söylenemezdi. Anlaşsak bile neden benim meselem onu ilgilendiriyordu? Bu sorularla vakit harcamak yerine gidip Ayaz'a sormayı düşündüm ve harekete geçirdim.Cansuyu kapının önünden çekip tenefüs olduğu için dolu olan koridora çıktım.Cansu'nun arkamdan '' Nereye'' sorusunu aldırmadan uzun koridorda bahçeye doğru ilerledim.Karşıda bir bankta Ayaz ve çetesi oturuyorlardı.Hızlı adımlarla ona doğru ilerledim.Beni gördüğünde biraz rahatsız olmuşa benziyordu.Yanına oturup ''Kavga konusunun benle alakası ne?'' diye söze girdim.Ne kadar saçmaladığımı takibikide sonradan fark ettim.Söze böyle başlamamalıydım.''Seninle alakası yok. Ne saçmalıyorsun?'' dedi yüzüme bakmya tenezzül etmeden.Aldırış etmedim ve ''Öyle demiyorlar ama'' dedim bahçedeki insanları gösterirken.Bir an gözümün içine baktı ve tekrar gözlerini bahçeye çevirdi.Gözlerime baktığı için ritmi bozulan kalbimi dinlemedim bile. ''Herkes nasıl düşünmek istiyorsa öyle söylüyor. Ayrıca senin için kavga edeceğimi de sanmıyorum güzelim'' dedi eski ukala tavırlarına geri dönerken.''İsteyende yok zaten'' dedim yanlarından ayrılıp okulun içine doğru yürürken.
...
Sümeyyelerin kapısının önünde taksi bekliyorduk. Sümeyye Bursaya gidiyordu. Ailesi onun Bursada daha iyi bir eğitim göreceklerine karar vermişlerdi. Ebeveynlerin çocukları hakkında karar vermelerinden nefret ediyorum.Sümeyye sormamışlardı bile. Ne kadar dil döksekte onları ikna edememiştik.Taksi geldiğinde Sümeyye bize döndü ve sıkıca sarıldı.Özleyecektim koca götlüyü.Taksiye bindiğinde onu bir daha göremeyecekmişim gibi hissettim ve bu çok boktan bir histi gerçekten.Taksi ilerlerken bize el salladı ve bizde ona karşılık verdik.Taksi gözden kaybolana dek orada bekledik.Daha sonra Cansu ile sahile doğru yürümeye başladık. Sahilde bir bankın boş olduğunu görüp Cansuyu da peşimden sürükleyerek oraya doğru yürüdüm.Bir iki saat boyunca hiç konuşmadan denizi izledik. Tabikide ilk konuşan ben olmuştum. ''Şu kavga olayında neler biliyorsun'' dedim. Şu an bu konuyu konuşmanın zamanı olmadığını bende biliyordum ama aklımdaki soruları öğrenmeden rahat edemeyecektim. Gözlerini bana çevirdi ''Sana anlattığım kadarını biliyorum.Sen bir şeyler öğrendin mi?'' diye sordu merakla. O da bu konuyu merak etmişe benziyordu. Bu konuyu öğrenmeliydim. Aklıma gelen düşünceyle ''Eve gitmem gerek Cansu. Yarın okulda görüşürüz'' dedim ona el sallayıp uzaklaşırken.''Nereye?'' diye bağırdı arkamdan. Aldırış etmedim. Şu kavga meselesini çözmeden gözüme uyku girmezdi.Eve gidip direk odama çıktım.Bilgisayarı hızlıca açıp tam arama yerine Ayaz yazacaktım ki soyadını bilmediğimi fark ettim. Her neyse diye düşünüp arama kısmına Ayaz yazdım ve çıkan sonuçlara tek tek baktım.En son girdiğim hesapta onu buldum.Soyadı Dinçer'di. Fotoğrafında bir kayanın üzerinde elinde sigara vardı. Fotoğraf makinesine arkası dönüktü ve gülümsüyordu. Anlam veremediğim şekilde kalbimde kelebekler horon tepmeye başladı. Onları aldırmadan arkadaşlarına baktım ve önümüzde oturan o çocuğu buldum. İsmi Alp Sayer'di. Çocuğun sayfasına girip hemen mesaj attım. ''Ben Asya.Okulda arkanda oturan kız.Seninle konuşmak istiyorum.Bir yerde buluşabilir miyiz?'' yazdım. Bir iki dakika sonra cevap geldi. ''Ah hatırladım seni. Ayaz'a sataşan kız :D Tabiki buluşalım.Bir saat sonra Yağmur kafenin karşısındaki sahile gel'' yazıyordu. Emir veren cümleler kurmak çetede geneldi galiba. Bilgisayarı kapatıp hemen hazırlandım. Altıma siyah tayt üzerimede beyaz bir kolu düşük tişört geçirdim ( multimedyada var). Merdivenleri hızlıca inip botlarımı ayağıma geçirdim.Elim tam kapının kulpundaydı ki abimin sesiyle durdum.''Nereye?'' dedi üzerimdekileri süzerek. ''Dışarıya.Biraz işim var da'' dedim. ''Bir ev bulmuştum'' dedi yanıma doğru gelirken. Bu konuyu tamamen unutmuştum. Ama şu an onla uğraşacak vaktim yoktu. ''Geldiğimde bu konuyu konuşsak'' dedi ümitle. Gülümsedi ve ''Tamam.Dikkat et dışarıda'' dedi salona doğru ilerlerken.''Tamam'' diye bağırdım kapıdan çıkmadan önce.Dışarıya çıkıp hızlıca sahile doğru yürümeye başladım. Sokakta bir kaç tanıdık tarafından soru yağmuruna maruz kaldıktan sonra sahile vardım.Alp çoktan gelmiş bir bankta oturuyordu. Yanına gidip oturdum ve ''Selam'' dedim sevecenlikle. Bu çocuk bana lazımdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/32749866-288-k2545.jpg)