// " S... SE.. SENN " //

803 27 0
                                    

★★★ Multimedya ★★★
Cemre ve tahir hoca (koç )

Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş durumunda ve nefeslerimiz yüzlerimiz arasında buluşurken

Dikkat et küçük cadı..! dedi ve gülümsedi.

Gülümsedi... Gülümsedi... Gülümsedi... Resmen gülümsedi. Ohaaa oradaki gamze mi ? Be
ni oraya göm yakışıklımm. Ay Cansu sana yine geldiler, ne saçmalıyorsun sen ya. Bu adam senin rakibin unuttun mu ?? Şimdi aklını, başına toplamalısın..!! EVET TOPLAMAM LAZIM..! Yalnız bu adam gülümsemesin, zaten meymenetsiz suratıyla bile gereğinden fazla dikkat çekici, etrafa gülümseme saçsa mıknatıs misali kız çekecek ulan...

İlk defa sesini duydum. Sesi bile haddinden fazla karizmatik. Ben de konuşmadığı için dilsiz falan sandım ama değilmiş. Kim olsa öyle sanar, hiç konuşmuyor " Evet " ya da " Hayır " bile demiyor. Bir kafa sallamasına bakıyor her şey, işaret dili gibi bir şey...

Söylediği şeyin ne anlama geldiğini düşünürken, endişeli bakışlarımı göndermeyi unutmadım. Gülümsemesi ardından birden kaşlarını çattı ve belimdeki elini çekmesiyle sonunda yere kapaklanmıştım. Yere kapaklanmam ile sırtım sızladı, kafam sertçe yere temas ettiğinde birden nefessiz kaldım. Başım dönüyordu, kendime gelmem lazımdı. Evet kendime gelmem ve o öküze haddini bildirmem gerekiyordu. Hakem 3.. sen geriye doğru saymaya başardım. Tekrar yerlerimizi aldığımızda öküz yine karşımdaydı. Öküzden kastım tabii ki şu karizmatik olan odun... Aras...

Ah yine şu sinir bozucu keskin bakışlar, çatık kaşlar ve hayran bırakıcı kaslar... Size de merhaba kaslar... Gerektiğinden fazla sinirliyim, öfkeliyim biraz da korku var ama kendimi sonuna kadar savunacağım...

Başımı dik tuttum ve derin bir nefes alıp verdim, hakemin işaretiyle yine birbirimizi selamlayıp raundun başlamasına izin verdik. İlk hamleyi benden beklediği çok açık. İlk hamleyi yapmak için sağ yumruğumu suratına geçirdim. Bu sefer geri kaçamamıştı, çok kolay olmuştu. Tepki vermiyordu halbuki çok sert geçirmiştim, hayvana işlemiyordu resmen. Bu sefer o bana yumruk vuracağı sırada yumruğunu iki elimle tutup, elini koparırcasına ısırdım, hem de büyük bir şehvetle, zevkle....

Saçlarımdaki acı ile ısırdığım kolundan ağzımı çektim. Ağzımı Arasın kolundan çektiğim an " Ahh " diye inlemem bir oldu. Hayvan saçlarımı diğer koluna dolayarak çekmişti. Hala çeker vaziyetteyken ayağım ile sert bir şekilde ayağının üzerine bastım. Ama yine bu hayvan oğlu hayvana işlememişti. Evet bu sefer " Bittin sen " diyerek bir anda erkekliğine geçirdim. O leş ellerini saçlarımdan çekmişti. Tekme atacağım sırada bacağımdan tutarak çevirdi ve ben yine yere bu sefer yüz üstü bir şekilde kapaklandım. Sanırım ayağım incilmişti. Acıyordu... Sızlıyordu... Yerde sadece öylece duruyordum. Sırf zayıf olduğumu düşünmesin diye sesimi çıkarmadım. Hakem 3... 2... 1... diye saydı ve Aras bu maçı kazanmış oldu. Şerefsiz az insan ol lan, az be, kız var karşında hayvan..! Koç koşarak yanıma gelmişti. O sırada Aras arkasına bile bakmadan, ensesi etrafında havlu sarılı bir şekilde geldiği yerden ağır ağır gidiyordu. Bense yerde zavallı gibi nefes nefese, terler içerisinde kalkmaya çabalanıyorudum... Ah zavallı ben...

Koç " İyi misin Cansu " demesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

" Koç sanırım Ayağım incindi. Çok acıyor. " dedim.

" Hangi ayağın " diye sordu koç. Ben de " Sol. " dedim.

Beni belimden tutarak kaldırdı. Kol altımdan girerek arabasına doğru yol aldık. Arabasına geldiğimizde beni arka koltukları uzanacağım şekilde oturttu. Kendisi de şoför koltuğunda ki yerini aldı. Aslında hastaneye gideceğimizi anlamıştım fakat ben yine de sorma gereği duyarak " Koç nereye gidiyoruz. " diye sordum.

TESADÜFEN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin