PUSLU GECE: BÖLÜM1

26 3 1
                                    

Gökteki bulutlar yüreğime yağıyor
Bende iki dünya çarpışıyor artık
Biri umutlu, devingen, gözüpekçe yaşıyor
Öbürü maslarda sarhoş ve ezik...

Ahmet Erhan

~~~~~~~~~~~~~

Kararan havada söylene söylene yürürken kalbim darmadağındı, beni aldatmıştı, benim gibi bir kızı aldatmıştı; Gözdeye anlatsam "sen en az annem kadar sadakatliyken karşına çıkan erkekler neden en az babam kadar sadakatsiz" derdi

Bir yandan gözümden akan yaşları siliyordum ve diğer yandansa puslu gecede yol bulmaya çalışıyordum

Yolum puslu duygularımsa isliydi, bu kaçıncıydı!? Bir kalp nekadar çok kırıla bilirse benimkide okadar kırılmıştı.

Gözde beni o ortamlarda bırakmasa bunca insan tanımazdım belkide ama gözde yalnız kalmıyım diye yapıyordu değil mi...

Kalbimi biri kırıyor ve diğeri gelip onarıyordu ama onunda işi bitince tekrardan kırıyordu ve bu durum döngüsel bir şekilde devam ediyordu

Elim kalbimin üstüne giderken gerçektende acıdığını hissetim, sanki psikolojik değildide gerçek bir hançer saplanmışta çıkmıyor gibiydi.

~~~~

Leman kendini savunmayı öğrenmeliydi, o hasta olduğunun bilincindeydi fakat Gözde kabulenmiyordu, sürekli Lemanın aklını bulandırıyordu tıpkı Hasana yaptığı gibi.

Leman yolda çamura bata çıka kırgın bir şekilde ilerlerken çok hoş bir ses işitti tam da o an Gözde gelir de ona olan biteni ağlayarak anlatarım umudu gitmiş zihni merakla dolmuştu

~~~~

Ses okadar melodik, okadar güzeldi ki dayanamayıp sese doğru adımladım, bu ses bana yapılan ihaneti bile unuturmuş ve beni bambaşka bir dünyaya taşımıştı resmen.

Şarkı sözleri birer hakarete dönüşürken art arda duyduğum silah sesiyle çığlık atıp yere eğildim, böyle durumlarda Gözde hep gelirdi ama şuan sadece ben vardım ve korkudan tir tir titriyordum. Elerim kulaklarıma giderken ses kesilmiş ve ıssız gece kendini sessizliğe hapsetmişti, sesizlik geceyi esir alırken yavaşça ayağa kalktım ve bir adım ilerisi bile gözükmeyen yolda ilerledim, bu neyin cesaretiydi ayaklarım geri gitmeliyken neden ileriye dönüktü

-dur orada!

Diyen sert ve tok sesle olduğum yerde kaskatı kesildim, duyduğum adım sesleriyle korkarken bir titreme hissetim

Yakınımda olduğunu hissedebiliyordum ama göremiyordum, adım sesleri sustu, korkuyla beklediğim esnada koluma değen elle irkildim, beni kolumdan tutup kendine çekerken onun göğsüne çarptım ve kokusu doldu burnuma sanki kış mevsiminde tüm zorluklara göğüs geripte açan bir kardeleni kokluyormuşum gibi hisederken başımı sert göğsünden kaldırıp yüzüne baktım

Uzun sakalarıyla ormandan çıkmış bir ayıya benzerken kara kaşı kara gözleriyle çok büyüleyiciydi

-ben...

Diyip sustum ve yutkundum, kara gözleri puslu havada benmi daha karanlığım yoksa senmi dercesine bakıyordu

-sen

Sesi buz gibiyken nefesi ateşti adeta, yakıyordu ve yakıp geçtiği yerde korku dışında hiçbir duygu bırakmıyordu

Kalbim... kalbinin sesini bastıracak kadar korkuyla atarken nasıl olduda direndi minik bedenim avuçlarının arasında, kara kaşlarınla kara gözlerinle bir rüyaydın adeta

Başım dönerken gözlerim buğlanıyor ve minik bedenim titriyordu, kalbimin ritmi yavaşlarken kendimi karanlığın kolarında buldum

Gözleri suyun en derin koylarında kaybolmuş bulunması zor olan siyah inciyi andırırken benim beyaz tenim bir yakamozu andırıyordu, ilk görüşümden itibaren birbirimize ayit olduğumuz nekadarda beliydi.

O anları zihnim bana tekrar ve tekrar yaşatırken gözlerimi araladım ve karanlık havada esen rüzgarın titrettiği bedenimi taşıyan bedene sokuldum, yavaşlarken kara gözleri badem gözlerimi buldu; hem yürüyor hemde cılız bedenimi kucağında taşıyordu ama beni nereye götürüyordu bu güçlü kollar ve kendinden emin atılan adımlar

Gözlerinde kaybolurken aslında gözlerinin siyah değilde yeşil olduğunu fark etim, badem gözlerim ilk gördüğünde huzur veren yeşili değilde asaleti temsil eden siyahı görmüştü, hem asil hem' de karanlık bakan gözleri nasıl yeşil olabilirdi' ki. Soğuk rüzgar Gözdenin özenle dalgalandırdığı saçlarımı uçuştururken saçlarım onun kollarından aşağıya sarkmış ve ahenkle dans ediyordu

Duran adım sesleriyle minik bedenimi çimlerin üstüne bıraktı, ben etrafıma bakınıreken buranın park olduğunu farkettim, merakla ismini bilmediğim yabancı adama bakarken o çoktan arkasını dönmüş ve puslu havada kaybolmuştu, şaşkınlıkla uzunca gittiği yola bakarken kendimi hayal dünyamdaki itopyadan uyanırcasına silktim ve kendime geldip ayağa kalktım

Yolda tüm olanları düşünürken korkmuş olmama rağmen kendimi ilkkes özel hissetmiştim 'bunu hiç kimseye anlatmıyacaktım Gözdeye bile' daha yaşadığım şeyin şokunu atlatamamışken eve vardığımı farkettim ve tabi evden gelen sesleri de!

İçimdeki yoğun heycanla duraksadım.

-yine mi sevgili ailem!

Gelen bağırış sesleri şidetlenince koşar adımlarla eve girdim, annem elindeki saksıyı babama fırlatırken babam eğilmiş

-buse bak yanlı...

-suss!!!

Diye bağıran annemi ilkez böyle görüyordum sanırım babam onu tekrardan aldatmıştı, bu seferki fahişeyi gerçektende merak etmiştim çünkü annem gerçektende çıldırmıştı, anneme doğru adımlayıp ona sarıldım sakinleştirmeye çalıştım, gelen kapı sesiyle kapanan kapıya baktım

-gitmesi isabet oldu

Diyip annemin yüzünü avuçlarım arasına aldım, neden ısrarla babamla evli kalmayı seçiyordu ki, annemi oturtup su verdim ve biraz onun dertlerini dinledikten sonra uyuya kalan annemin üstünü örtüp odama çıktım, sanki onlar değilde benim onlara büyüklük yapmam gerekiyormuş gibi hissederken Lemana olup bitenleri sordum

Titrekçe bir soluk alıp camdan dışarıya baktı

-ne kadarda olaylı bir geceydi...

Demesi şaşırtmadı...

☆🌟☆🌟☆🌟☆🌟☆🌟☆

LEMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin