Ağrıyan başımı iki elimin arasına almış, boş bakışlarımla hocanın çözdüğü havuz problemine bakıyordum. Odaklansam belki de çözeceğim sorunun sadece harflerinde takılı kalmıştım.
Problemdeki harfler dağılıyor ve sanki Enez'in bana dediği ağır kelimeler oluyormuş gibiydi. Belki de hafızamdan bir türlü silip atamadığım içindi.
"Mira." Adımı duymamla bakışlarım hocaya kaydı. "Sonraki soru senin."
Sıkıntıyla soludum. "Kendimi iyi hissetmiyorum, hocam. Çözmesem?" Umut dolu bakışlarım yüzünde gezindi.
Bir süre suratıma baktı. Ne gördü bilmiyorum ama başını sallayarak onayladı ve bu sefer Okan'ı kaldırdı. Okan sinirle bana bakarak tahtaya çıkarkan omuz silkeledim. Sanki ben çıkart dedim.
Okan zor şee çözdüğü soruyla beraber yerine geçerken bakışları hala üzerimde olsa da kafamı çevirmedim. Migrenim, uykusuzluğumdan dolayı artmıştı ve beynim adeta zonkluyordu.
Kafam fazlalık gelmiş gibi usulca sıraya koydum. Ağrıdan uyuyamıyordum ama kapalı göz kapaklarım sayesinde oluşan karanlık iyi geliyordu.
Zil çaldı. Kulaklarımı kapama isteğime karşı gelerek yatmaya devam ettim.
"Mira, geliyor musun?" Bana seslenen Buse ile başımı kaldırıp ona baygın bir bakış attım. "Bir kahve alalım istersen?" dedi, görünüşüme şok içinde bakarken. Nasıl görünüyordum acaba?
Başımı iki yana salladım. "Sadece uyumak istiyorum."
"Sana ağrı kesici bulup geliyorum." dedi ve gülerek sınıftan çıktı.
Bazen bir dosttan fazlası olabiliyordu.
Başımı yeniden sırama koymuştum ki birisi koluma dokunmasıyla sıçradım. Ege ile göz göze gelince sıkıntıyla soludum.
"Ne var?"
Gözlerini devirerek yanıma oturdu. "İyi misin sen?"
"Ne istiyorsun, Ege?" dedim sorusunu es geçerek.
"İyi görünmüyorsun, Mira." İkimizde inatcıydık ve bunun bir sonu olmadığı bariz belliydi.
"O zaman def ol?" Bıkkınlıkla ona baktım.
"Migrenin mi tuttu?" derken gözleri yüzümü tarıyordu. "Yoksa hasta mısın?"
Sıkıntıyla soludum. "Ne önemi var?"
"Benim için önemlisin aptal."
Gülmeye çalıştım ama baş ağrım iyice şiddetlendi. Yüzümü buruşturarak suratına baktım.
"Hadi yat sen, ben sana ağrı kesici bulurum." dedi ayaklanarak. Bakışlarım onu takip ederken o sırada Okan'ın yanına oturmuş Enez dikkatimi çekti. Direk bize bakıyordu.
Bakışlarım tepemde diken Ege'ye kaydı. "Gerek yok, Buse halledecek." dememle Buse sınıfa girdi.
Ege'ye sert bir bakış atarak yanıma geldi. "Kanka sadece bunu bulabildim." derken Parol'u bana uzattı. Bunun bana fayda etmeyeceğini bilsem de mecbur içecektim.
Hapı açacağım sırada Ege elimden kaptı. "Bu sana fayda etmez." dedi, Buse'ye ters bir bakış atarak. "Vermidon veya Majezik bulurum sana."
"Gerek yok." diye tıslarken ayaklanıp üzerine doğru yürürken hapı almaya çalışıyordum.
Ona uzattığım elimin bileğini kavrayarak beni kendisine çekti. Dengemi sağlamak için diğer elimle omzuna tutunurken alev fışkıran bakışlarımı gözlerine diktim.
Bileğimi hala tutarken, "Hadi sen yat dinlen, iyi gözükmüyorsun. Her zaman olduğu gibi kahve ve ilacını getireceğim."
Bileğimi bırakıp sessizce giderken bir süre şaşkınlıkla arkasından baksam da sonunda yerime geçebilmiştim. Buse de hemen yanıma oturken kulağıma fısıldadı. "Enez öfkeyle sana bakıyor."
Bakışlarım Enez'e doğru kaymasıyla göz göze geldik. Öfkeyle oturduğu yerden kalkıp sınıftan giderken şoka girmek üzereydim.
~~~
Sizce Enez ne yapıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Affedecek Misin? | Texting
Short Story#TAMAMLANDI Sizi aldatan birisini affeder miydiniz?