where are you?

1.8K 130 27
                                    

naber çiçeklerim 🌸🌸
oy vermeyi unutmayın ehe 🤭🌟

•••

Aradan birkaç gün geçmiş, 'sınav haftası öncesi stres atmak' bahanesiyle grupça toplanılmıştı. Taehyung, olanlardan sonra Jennie ile biraz daha yakınlaşmış, artık özgür düşüncelerini söylemekten çekinmeyi bıraktığı evreye gelmişti. Korkusuzca flört ediyor, sürekli vakit geçirmek için fırsat kolluyordu.

Hatta birkaç kez çekim ayarlamaya bile uğraşmıştı; ama kader ya, bu sıralar pek aranmıyordu.

Üstelik gereksiz kıskançlıklar yaşıyordu artık. Jungkook' un, Lisa' dan hoşlandığını bilmesine rağmen Jennie ile yan yana ve özellikle baş başa gördüğünde ister istemez geriliyor, midesine kramplar giriyordu. En yakın arkadaşı ve flörtüne güveniyordu elbette, ama ikisini o kadar yakınlaşmış halde görmek resmen travma etkisi yaratmıştı gençte.

Fazlasıyla tuhaf bir dönemdeydi.

Jennie ise halinden son derece memnundu, hoşlandığı çocukla artık açık açık flört ediyorlardı. Herkes de bunun farkındaydı.

Iron Man maratonu yaptıkları akşam Jennie lavaboya gitmek için ayaklandı. Hemen yanında oturan Taehyung ona sorar gözlerle bakarken kendini açıklayıp artık ezberinde olan kapıya ilerlemişti.

İşini halledip çıktığında gördüğü bir diğer kapı yine ve yine içini bunaltmıştı. Çıktığı kapıyı çekip, ışığı kapatırken gözleri hâlâ karşısındaydı.

Fotoğraftaki kız aklından çıkmıyordu ama gidip soramazdı. Canını sıktığı doğruydu ancak geçmişte kaldığını düşünüyordu, hatta bundan emindi. Öyle olmasa onunla bu kadar yakınlaşmayacağını biliyordu. Bu konuda güvenmek istemişti.

Güveniyordu da.

Sakince arkadaşlarının yanına ilerledi yine, geniş koltuktaki eski yerini alırken yakışıklı oğlan ona gülümsemiş, elini usulca beline atarak okşamıştı. Çok geçmeden de elini belinden çekmiş, kolunu genç kızın omzuna atarak kaçırdığı kısımları sakin bir sesle kulağına fısıldamıştı.

Jennie onu dikkatle dinleyip başıyla onaylarken, bir yandan elini kaseye atmış avucuna patlamış mısır dolduruyordu.

"Ahh, nasıl uçurdu onu gördünüz mü? Bayılıyorum bu herife!"

Jungkook keyifle konuşurken sırtını dikleştirerek gülümsüyordu. Jin, arkadaşının saçını karıştırarak onunla birlikte güldü, bir elini bacağına atarak sahne hakkında fısıldayarak yorum yapıyordu.

"İçecek bir şeyler alacağım. İsteyen?"

Taehyung elinde boş bardağını sallarken sordu, herkesin önüne göz gezdirmesiyle dolu bardakları görüp başka bir şey demeden kalktı. Jennie de ona eşlik ederken birlikte mutfağa girdiler, bu sefer o küçük pencere kapalıydı.

"İstediğini söyleseydin, neden kalktın?"

Dolaptan çıkardığı limonata şişesi elindeyken kaşlarını kaldırarak baktı. Sorduğu soruyla genç kız gözlerini devirmişti.

"Bu filmi nereden baksan on kere izlemişimdir. Boğuldum."

Taehyung kıkıdarken bugün dalgalı bıraktığı siyah saçları titredi. Jennie, boynundaki geniş dövmeye rağmen nasıl bu kadar şirin görünebildiğini düşünürken kafa karışıklığını yaşıyordu.

"Evet, kusura bakma. Beş film gecemizden en az ikisi bu şekilde geçiyor."

Ellerini iki yana açarak 'yapılacak bir şey yok' dercesine kaldırmış ve omuz silkmişti. Genç kız bu görüntüyle güldü.

notice || taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin