Bölüm 2

27 4 25
                                    


Alex beni evin önünde bıraktıktan sonra Eriksonlara gitmek için ayrıldı. Bisikletimi eve doğru sürerken evimizin kapısına vuran takım elbiseli adamı görmemle kaşlarımı çattım. Annemle ikimiz yaşıyorduk ve kapımızı çalan erkekler kargocu ve Alex'ten ibaretti. Adam kapının açılmamasıyla ümidini kesmiş olacak ki vurmayı kesti ve kapının üzerine bir kart bıraktı. Kapıdan ayrılırken göz göz gelmemizle beraber yüzünde bir gülümseme oldu.

"Bayan Carter ?"

"Evet şey...ben kızıyım. Arina. Annem şuan nöbette olmalı. Sabah gelir. Bir sorun mu var ?"

"Aslında ben sizi arıyordum Bayan Carter"

"Arina" dedim tekrardan. İnsanların bana soyadımla hitap etmesi her zaman beni geriyordu. Bu fazla resmiyeti gereksiz buluyordum. Karşımdaki adam gülümsedi ve bana elini uzattı. Bisikleti tutan elimi çekip elini tuttum.

"Ben Tom Adams. Tom de lütfen. Biraz konuşabilir miyiz ?" dedi. Gözlerin karşımdaki adamın gözlerinde gezindi. Güvensiz bir tipe benzemiyordu, aksine üzerinde takım ve yüzündeki gülümsemeyle en kötü bankacı olabilirdi ama bu durumda bile neden benimle görüşmek istediğini anlamamıştım.

"Tabi ki. Buyrun" dedim evi gösterirken. Benim peşinden gelirken yardım etmeyi teklif etti ama reddettim. Evimizin girişindeki sandalyelere oturduk. Ne kadar güzel gülümserse gülümsesin tanımadığım birini evime alacak kadar güzel gülmeyi beceremezdi.

"Evet sorun neydi ?" dedim gerginlikle. Adam elindeki siyah çantayı kucağına bıraktı ve şifresini girerken hiçbir şey demedi. Sonunda birkaç belge çıkarıp bana döndü.

"Arina sorun şu ki geçtiğimiz ay 18'ini doldurduğundan beri sana ulaşmayı deniyorum. Bayan Carter telefonlarımı kapatıyor, hastaneye gittiğimde de beni güvenlikle beraber kovdurdu. Sadece buraya gelmeye devam edebildim" dediğinde kaşlarımı çattım. İlk olarak annem dünyadaki en kibar insan olabilirdi. Birini hastaneden kovdurma ihtimalini geç, telefonda konuştuğu kişiyle konuşma bitse bile telefonu karşısındakinin kapatmasını beklerdi. Ayrıca bu adam kimdi de beni arıyordu ?

"Peki neden ?"

"Çünkü annenizden size kalan evi isteyenler var. 18'inden önce bunu satma yetkiniz yoktu ama artık satabilirsiniz. Benim tavsiyem bir an önce elde-"

"Bir dakika" diye sözünü kestim Tom'un. Adam diyeceğim şeyi beklerken yüzümü inceledi. "Siz ne evinden bahsediyorsunuz ?"

"Annenizin senin için bıraktığı evden bahsediyorum Arina."

"Yanlış anlaşılma olmasın diye söylüyorum. Bizim tek bir evimiz var ve onda da oturuyoruz zaten. Yani satılmayacak" dedim sakince. Tom'u anlamıyordum. Annem bana ev almış olsaydı bundan haberim olurdu herhalde.

"Hayır Alina. Annen seni Bayan Carter'a bırakmadan önce evini sana bıraktı" dedi Tom. Göz göze geldiğimizde yüzündeki ifade gerildi. Şuan nasıl bir ruh halindeydim bilmiyorum ama iyi olmadığıma emindim. Karşımdaki bu adam delirmişti. "Arina...Bayan Carter gerçek annen mi ?"

"Tabi ki öyle" dedim şaşkınlıkla ama aslında bunu altında yatan başka bir şeyler olduğu gün gibi ortadaydı. Tom hızla belgeleri çantasına koymaya başladı. "Ne oluyor ?"

"Ben bunu Bayan Carter'la konuşsam daha iyi olacak Arina. Seninle tekrar görüşmek dileğiyle"

"Buraya benimle görüşmek üzeri geldiğinizi söylemiştin" dedim hızla. Tom ayağa kalkıp üzerindeki takımı düzeltti. Gergin bir şekilde gülümsediğinde ayağa kalktım.

"Evet öyle zaten ama önce bir annenizle konuşmam gerekecek" dedi ve ben itiraz etmek için ağzımı açsam bile beni beklemedi. Evden hızla uzaklaşan adama bakakaldım.

DARK SIDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin