BAŞLANGIÇ TARİHİ: 10 ARALIK 2021
1.BÖLÜM
Batuhan Kordel & Dönme"Burası."
Bakışlarım çiftliğin kapısına kaydı. Siyah demir parmaklıklardan oluşan devasa kapının üzerinde kocaman S harfi vardı. Dudaklarım kıvrıldı. Evet, burasıydı. Adama parasını verip araçtan indiğimde bagajdan yere indirilen bavulumu aldım. Taksici adam bagajı kapatarak arabaya bindiği gibi çakıllı toprak yolun tozunu atarak uzaklaşırken ben de bavulumu sürükleyerek girişe doğru yürüyordum.
Güvenlik kulübesinden çıkan adam elinde telefon ile parmaklıkların ardından bana bakarken daha doğrusu süzerken bakışlarım ondan konağa kaydı. Devasa yeşil ağaçlar içindeki konak her zamanki görünümünü koruyordu.
Yıllar önce annemle beraber nasıl sürüklenerek atılmışsak buradan o zamanki gibiydi işte.
Gözlerimi yumdum.
Annem.
Ölüm döşeğindeki bir kadının son isteğiydi benden buraya gelmeme neden olan.
"Ladin'im... Ben gidince yalnız kalmanı istemiyorum kızım. Biliyorum sen tek başına ayaklarının üzerinde durabilen bir kızsın ama benim gönül elvermez. O yüzden söz ver annene, anne de babamın yanına gideceğim ve hayatını düzene sokana kadar onunla kalacağım de."
Söz anne demiştim onu kırmamak için.
Ama anne... Unuttuğun bir detay vardı.
Benim zaten kurulu bir düzenim vardı ve burada fazla kalamayacaktım.
Sadece Dolun Amerika'dan dönene kadar kalacaktım.
Biraz da kardeşim içindi.
Bu hayatta ne yapacaksan kendin içi yapacaktın aslında. Bunu da yıllar önce acı bir tecrübe ile öğrenmiştim.
"Kime bakmıştınız?" dedi adam.
"Ladin Akyel." Dedim bavulumla kapının önünde dururken. Bir elimi beyaz şifon gömleğimin üzerinden belime koydum. Altımdaki açık mavi Jean dar paça kotum ve siyah beyaz spor ayakkabılarım, bileğimdeki siyah kalın kayışlı saatimle ve omuzlarımdan dökülen açık kestane dalgalı saçlarımla oldukça sıradan görünüyordum.
"Konaktakilere söyleyin anlarlar."
"Hanımefendi, her gelen geçeni sorsaydık ne olurdu hiç düşündünüz mü?"
"Düşündüm hiçbir şey olmazdı, alt tarafı telefon açın söyleyin diyorum, içeri alın dedik sanki." Nasılsa birazdan alacaklardı. Kavgaya gürültüye gerek yoktu. Adam sabır çekerek elindeki telefona odaklandı, çok geçmeden kulağına götürdüğünde konuşmaya başladı. "Nevra, burada Ladin Akyel diye bir kadın var." Gözlerimi devirerek kollarımı bağladım. Belli ki, yeniydi burada. Eskilerden olsa beni tanımaması gibi bir imkân olmazdı. "Konağa söyleyin- Ladin mi? Suat Bey'in kızı Ladin mi?" Bakışları sekteye uğradı. "Tamam hemen alıyorum..." Ancak telefon hemen kapanmadı, birkaç saniye hatta bekledikten sonra bakışları değişti. "Anladım tamam." Diyerek sonunda telefonu kapattığında kollarımı çözerek, "Nihayet. İçeri girebilirim artık değil mi?" diyerek yeniden bavulumun kulpunu kavradığım sırada adam beni durdurdu.
"Maalesef sizi içeri alamam."
Kaşlarım çatıldı. "Ne demek o?"
"Şimal Hanım'ın kesin talimatı var, sizin konağa girmenizi istemiyor." Alayla gülerek duraksadım. Şimal...
Şimal Suhan...
Ellerim yumruk oldu.
Hiç değişmemişti kaltak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buna Bir Son Ver
Teen Fiction📍Hikayede sıkça yetişkin içerik vardır. Rahatsız olacaklarının okumamasını öneririm. "Canım öyle bir yandı ki Ladin, keşke ölseydin dedim. Ölseydin Ladin. Benim hayatıma sıçan düşmanım olsa bu kadar koymazdı be..." Her bir kelimesi diken gibiydi, k...