10.Bölüm

3.7K 172 144
                                    

Bölüm Şarkısı: Ezgi Erdoğan & İz Bırakan Yaralar

Arzu.

Başkası olsa bu kadar paniklemez korkmazdım ama o olunca...

Telefondan, Dolun'un sesini duyunca bakışlarımı Arzu'dan ayırmadan ahizeye doğru konuştum. "Sonra konuşuruz. Ararım ben seni yine." Telefon kapandığında Arzu, bakışlarını kısarak şeytani bir gülümsemesiyle baktı. "Senin bir kızın var demek Ladin."

Yutkundum, duruşumdan taviz vermeyecektim. Dik durdum. "Evet. Bu sizi ne ilgilendiriyor?!"

"Ah Ladin," dedi bir iki adım atarak önümden geçerken. Koluna astığı Gucci çantasıyla saçlarını savurarak yürürken seraya topuklu ayakkabılarla gelmesi ayrı bir komikti. "Öyle çok ilgilendirir ki bizi." Bana baktı yandan. "Bize dünyaları verdin!"

Kollarımı bağladım, telefonumu kolumun altına alırken. "Pardon?" ne saçmalıyordu bu kadın? Ne demek dünyaları vermek?

"Senin Gediz ile bir ilişkin olduğunu biliyordum." Dediğinde gözlerim irileşecek gibi olsa da kendimi tuttum. "Ama ilişkinizin bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum." Bir dakika Gediz ne alakaydı?

Arzu denilen bu yılan karı, Gediz ile ilişkimizin olduğunu da nereden çıkarmıştı?

"Ah keşke yıllar evvel söyleseydin, hiç bu toplara girmezdik bile." Yine neden bahsediyordu bu kadın? "Bak, neden bahsettiğini gram anlamadım. Gediz ile olan ilişkim beni bizi ilgilendirir seni değil."

"Bazen çok saf oluyorsun biliyor musun Ladin?"

"Peki bundan sana ne?!" dedim sesim az da olsa yükseldiğinde. Üzerine doğru yürüdüm birkaç adım atmamla. "Bunlar seni niye ilgilendiriyor? Sen kızınla damadınla cemiyetinle ilgilensene."

"İlgileniyorum ben tatlım sen hiç merak etme." Deyip önümden çekildiğinde bana sırtını döndü, daha fazla konuşmadı ve hınçla baktım arkasından. Ellerim yumruk olurken Gediz kucağında Ayşegül ile hemen onun peşinden babam yanımıza gelmişlerdi. Babam suratımın şeklini gördüğünde kaşlarını çatarken, koluma dokundu şakağımdan öpüp. "Ladin iyi misin kızım?!"

"İyiyim baba." Hemen peşinden Gediz'e baktım. "O iyi mi?" Gediz gözlerini yumup açtı. "Evet. İyi merak etme. Birazdan Seyfi abinin yanına götüreceğim." Babama araya girdi. "Sen şimdi git götür Gediz." Dediğinde babama çevirdim bakışlarımı. "Bizim Ladin ile konuşacak özel bir meselemiz var." Gediz gayet anlayışla başını sallayıp bana gözleriyle bakarken arkasını dönüp gittiler Ayşegül ile. Arzu ise ileride kendi halinde ilgileniyordu. Babam ona da bir bakış attıktan sonra kolumdan çekip beni bir söğüt ağacının altına çekti. "Neler oluyor Ladin?"

"Ne, neler oluyor baba?"

"Birden gitmelerin, seraya Gediz ile gelmelerin." babam geri durdu, ellerine cebine koydu. "Üstelik babaannenin evine de gelmiş."

"Evet Hora'ya geldi. Biliyorsun beni bırakmak için." Durdum. "Buna neden bu kadar şaşırdın?"

Babam iç çekerek bakışlarını benden çevirdiğinde tek elini ağzında gezindirdi ve en nihayetinde bana baktı. "Bilmem gereken bir şey olsa bana söylersin değil mi Ladin?" Anlamsız bakışlarımı babama dikerken çok geçmeden Arzu karısı yanımıza geldi. Elini babamın kolunda gezdirerek cilveli bir bakış attı utanmasa şuh kahkahalar atacak ortamı coşturacaktı. O kadar gergindim ki şu an kadının suratını görmek en son isteyeceğim şeydi. "Hayatım biliyor musun? Ladin ile Gediz beraberler." Babamın başı hızla bana çevrildiğinde hızla kadına baktım. Ne hakla ne cüretle bunu derdi? Götünden element uyduruyordu şu an.

Utanmasa kızları var diyecekti.

Utanması yoktu ama onun, bilirdim.

"Sen ne saçmalıyorsun be?!" diyerek ona doğru atılmam ile babam beni kolumdan sertçe tutup çekiştirdiğinde duraksayıp babama baktım. "Baba?! İnanma dediğine. Yok öyle bir şey." Babama döndüm tamamen. "Hem sen az önce sordun ben bile bile gözlerinin içine baka baka sana yalan yanlış bir şey der miyim?" Babam sessizce beni izlerken ifadesizdi ama gözlerindeki güveni de görüyorum. Bu beni bir nebze de olsa rahatlatırken Arzu yine aramıza girdiğinde babamın yakasını bırakmıyordu yılan karı. "Cuma gecesi seni ve Gediz'i özellikle bekliyoruz Ladin. Yeğeninin babyshower'ı kaçırmak istemezsin!" dişlerimi sıkarak yeniden Arzu'ya döndüğümde ona fırlattığım öfkeli nefret dolu bakışları hiç üstüne alınmamış gibi şımarıkça gülümserken babamın elinden tuttu. "Yöneticiye uğrayacağız," dedi kısaca babam gelme nedenini açıklayarak. Hadi babamı anlıyordum da Arzu karısının ne işi vardı Suhanlar Serasında?! Zaten bir işe yaramıyordu. Gelmese ortalık böyle yangın yeri de olmayacaktı. "Cuma seni muhakkak bekliyorum Ladin. Gediz ile ya da değil." Cuma'ya daha birkaç gün vardı. Onu oyalayabilirdim.

Buna Bir Son VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin