sia - unstoppable
2. BÖLÜM "GALERİ"
Altay Amir, sabah işe gelirken aldığı fırından yeni çıkmış sıcacık poğaçaları ve simitleri ortadaki masaya koyarken bir yandan da "Gençler hadi gelin, kahvaltı yapalım!" diye seslenerek memur arkadaşlarını çağırdı.
"Ben çayları alıp geleyim." deyip çay ocağına gitti memurlardan biri. Arkadaşı da ona yardım etti. Bir tepside karton bardaklarla çayları getirdiler ve hep birlikte kahvaltı etmeye başladılar.
"Amirim, dün gece Çakır'ın peşinden gittiniz, sonra da sizi bir daha göremedik. Telefonlarımıza da bakmadınız." dedi Ash çayını yudumlarken.
"Çakır'la konuşuyordum terasta. Telefonumun şarjı bitti."
"Size bir şeyler anlattı mı?"
Altay kafasını hayır anlamında iki yana salladı. "Sabırlı ol Barnes, henüz çok başındayız bu operasyonun. Tanışma faslıydı yalnızca."
Barnes 'anladım' anlamında kaşlarını kaldırıp indirerek dudaklarını birbirine bastırdı.
O sırada Altay'ın cep telefonu titredi. Bu numarayı, yalnızca Uğurcan Çakır operasyonunda kullanıyordu. O yüzden bu bildirim onu epey meraklandırmıştı. Gelen mesaja baktı, Çakır'dandı.
Uğurcan Çakır: Galerideyim
Uğurcan Çakır: Gel bi çayımı içAltay Amir, bu mesajı görünce yüzüne sinsi bir tebessüm yerleştirdi. Dün gece saatlerce sohbet etmişlerdi. Belli ki Çakır, kendisine ılımlı yaklaşıyordu. Aslında Altay, Çakır'ın oldukça soğuk birisi olduğunu duymuştu, dün akşam konuşma boyunca da o soğukluğu hissetmişti ancak demek ki şimdiden bazı buzları eritmeyi başarmıştı.
Altay Bayındır: Geliyorum :)
"Gençler, size afiyet olsun. Benim acil çıkmam gerekiyor." deyip ayaklandı Altay. Ash ve Barnes ona bakarak, "Amirim, biz de gelelim mi?" diye sordular.
Altay, "Gerek yok kızlar, sizlik bir şey değil." deyip polis merkezinden ayrıldı. Uğurcan, dün geceki sohbette bir galeri işlettiğinden bahsetmişti.
Altay Bayındır: Konum gönderir misin?
Uğurcan Çakır: //📍Konum Bilgisi//
Altay bahsettiği konuma geldiğinde, belindeki silahını aracının torpido gözüne siyah bir örtünün altına koyup gizledi. Uğurcan silahı görürse, net bir şekilde polis kimliğinden şüphelenir, Altay'dan uzaklaşırdı ve koca bir operasyon hiç olurdu.
📍DARK & RED OTO GALERİ
Altay, Uğurcan'ın kendisine bahsettiği konuma geldiğinde, x-ray cihazından geçip içeri girdi. İçeride parıl parıl parlayan lüks arabalar doluydu. Altay, içindeki araba sevdalısını bastırmaya çalışsa da kendini arabalara hayranlık dolu bakışlar atmaktan alıkoyamıyordu. Arabaların arkasında bir masa vardı ve masada Altay'ın sekreter olduğunu düşündüğü kız oturmuş bilgisayarına bakıyordu. Kız, içeride birinin olduğunun yarattığı hareketliliği fark edince gözlerini bilgisayarıdan ayırıp sakince kendisine doğru yürümekte olan uzun boylu esmer adama çevirdi.
"Size nasıl yardımcı olabilirim?" diye sordu kız, sevecen bir edayla.
Altay hafifçe tebessüm ederek, "Uğurcan Bey'le görüşecektim." dedi kıza.
"Ah, beklediği misafir sizsiniz demek. Altay'dı değil mi?"
"Evet."
"Hemen haber veriyorum." Bilgisayarın hemen kenarında duran telefondan üç tuşa basıp ahizeyi kulaklarına götürdü. Saniyeler içinde araması yanıtlanmıştı. "Uğurcan Bey, misafiriniz Altay Bey gelmiş."
Uğurcan kısaca bir şey söyledikten sonra kız, "Tamamdır." diyerek telefonu kapattı ve yeniden Altay'a bakarak, "Odasında sizi bekliyor." dedi.
Altay teşekkür edip kızın bahsettiği odaya girdi. Oda klasik bir ofisti aslında. Modern bir şekilde döşenmişti ve temiz duruyordu. Uğurcan'ın masasının arkasındaki dolaplarda birkaç çerçeve vardı ve içindeki fotoğraflar Uğurcan'ın dün geceki davette yanında oturan kızlarla olan fotoğraflarıydı. Masanın üzerinde UĞURCAN ÇAKIR yazan bir isimlik, bir bilgisayar ve birkaç da dosya vardı.
Altay, "Selam." diyerek içeri girdiğinde Uğurcan da "Hoş geldin." diyerek karşıladı onu. Ayağa kalkıp tokalaştıktan hemen sonra masasının önündeki koltukları işaret ederek "Otursana." dedi.
Altay koltuklardan birine oturduktan sonra Uğurcan da masanın üzerindeki telefondan birkaç numara tuşlayıp ahizeyi kulaklarına götürdü ve "Çay mı içersin kahve mi?" diye sordu Altay'a.
"Çay olur."
İki çay siparişi verdi Uğurcan. Ardından telefonu kapatıp Altay'a döndü. "Nasılsın?"
"İyiyim. Dün çok yorulmuşum."
"Ben de." dedi Uğurcan. "Teras serindi bir de. Eve gider gitmez uyumuşum."
Altay gülümsedi. Çaylar gelmişti. Bir süre havadan sudan sohbet ettiler.
"Dün araba almak istediğinden bahsetmiştin ya hani, elimde tam senlik bir araba var. Ona bakmak istersin diye düşündüm, o yüzden çağırdım seni biraz da. Sıfır araba. Sana indirim de yaparım."
Altay duyduğu bu cümle ile birlikte merak dolu bir ifadeye büründü. Çaldıkları arabaları bu galeride sattıkları bilmediği bir bilgi değildi. Asıl önemli olan, bu arabaları çaldıktan sonra izlerini nasıl kaybettirdikleriydi.
"Olur." dedi Altay. Ardından bakışlarını Çakır'ın masasındaki çerçeveye çevirip fotoğrafı incelemeye başladı. Uğurcan ortada, kızlar yanındaydı ve üçünün de gözlerinde kocaman güneş gözlükleri vardı. Kameraya ciddi ifadelerle bakıyorlardı ve kollarını göğsünde bağlamıştı üçü de. Siyah-beyaz efektli bu fotoğrafın sıcak, samimi bir havası vardı.
Altay'ın fotoğrafa baktığını fark eden Çakır, "Kız kardeşlerim." diye mırıldandı kızları kastederek. "Yani daha doğrusu kuzenlerim ama birlikte büyüdük. O yüzden kardeş sayılırız."
Altay dudaklarını birbirine bastırıp tebessüm ederek, "Anladım." dedi. Arabaya bakmaya geçtiklerinde Çakır'ın dudaklarından dökülen her sözcükte Altay, içgüdüsel olarak hedefe biraz daha yaklaştığını hissediyordu.
Belki de aksine, hedeften uzaklaşıyordu.
Bunu hiç kimse bilmiyordu.
Şimdilik.
![](https://img.wattpad.com/cover/276378694-288-k469237.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafya | altay bayındır x uğurcan çakır
Fanfictionve intikam hırsı, aşka yenildi. uğurcan çakır x altay bayındır 06-07-21, rosie.