Uyandığımda çoktan akşam olmuştu. Yatakta boş boş oturuyordum. Annemin yan odadan telefon konuşmasını duydum. Neden yan odadaydı ? Kendi odası yerine neden orda konuşuyordu ? İlk başta dinlemek istedim kulağımı duvara yasladım daha sonradan vazgeçtim yastığa başımı tekrar koydum. Biraz zaman geçtikten sonra annemin yan odadan çıkışını duydum bi anda benim bulunduğum odanın kapısını araladı. Hemen gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaptım. Annem yanıma gelip saçımı okşadı. "Sana böyle bir hayat yaşattığım için affet Claire" dedi. Ne oluyordu anneme, neden böyle davranıyordu?
~~~
Sabah alarm ile tekrar uyandım. Lanet okula gitmek zorundaydım. Neden gitmek zorundaydım? Zaten hiçbir şey anlamıyorum. Bence gereksiz. Ne kadar söylensemde o okula gitmek zorundaydım. Yataktan kalktım, banyoya gittim. Yarım saat sonra geri döndüğümde annem yatakta oturmuş elinde babamın resmine bakıyordu. "Anne?" dedim. Hemen çerçeveyi bıraktı. "Ahh, Claire. Gel canım, dün yanına geldim ama uyuyordun. İşten geç geldiğim için seni de uyandırmak istemedim. Okulda ilk günün nasıl geçti ?" Ne yani o saatte işten mi gelmişti ilk kez bu kadar geç gelmişti. Türkiye'de işler böyle miydi yani. "Berbat! Sıra arkadaşım henüz bana yüzünü dönmedi, kim olduğunu bilmiyorum bile. Sınıfın tek merak ettiği şey Türkçe'yi iyi bilmemin sebebinin babam olabiliceği mi? Hiçbir dersi anlamıyorum. Anne gitmek zorunda mıyım?" Annem çok sakin bir tavırla "Evet gitmek zorundasın. Bu okul senin geleceğin için bir fırsat ve sen bu fırsatı kullanacaksın. Sen değil miydin gittiğim hiçbir yerde arkadaş yapmak istemiyorum diyen, senin istediğin olmadı mı şimdi Claire. Derslere gelince sana özel ders aldırırız onu sakın dert etme. Hadi bakalım okula vakit kaybetmeden hazırlan bende işe gidiyorum. Seni çok seviyorum Claire." diyerek bana sarıldı. "Bende anne" dedim. Türkiye'ye geldiğimizden beri anneme ilk kez demiştim. Sanırım ona kızgınlığım geçmişti. Odadan çıktıktan sonra hazırlandım ve peşinden bende çıktım. Kapıda -Sarışın- bekliyordu beni okula götürmek için. Arabaya yaklaştığımda arka kapıyı açtı benim girmemi bekledi ama girmedim. Ona dik dik baktım. "Anlaşılan bundan sonra beni okula sen götüreceksin şimdiden söylim sıkıcı yolculukları hiç sevmem. Bu arada ben Serin." diyerek elimi uzattım ve hafif bir tebessümle onu bekledim. Elimi sıktı "Bende Sefa, hizmetinizdeyim efendim." dedi. Ahh bu çocuk adam olmaz aptal sarışınlık buna da vurmuş anlaşılan, tamam bende sarışınım da bu kadar aptal olamam. "Şu sizi, bizi, efendimi, hizmeti falan kaldırsak açıkçası burda hiç arkadaşım yok. Ee okula da beraber gittiğimize göre sen benim yol arkadaşım sayılırsın. Sana Sefa dicem sende bana Serin diceksin, tamam mı? " Sefa gülümsedi. "Peki Serin Hanım" dedi. Yok bu çocuk beni katil edecek. "Hanımda yok, neyse olcak olcak ben sana inanıyorum" dedikten sonra karşılıklı güldük. Arabaya bindim ve gitmeye başladık. Son ses müzik açmasını istedim ve arkada dans ederek okula gittim. Nasıl bir enerjiye sahipsem bunu sabah sabah hiç üşenmeden yaptım. Sefa da anca güldü zaten. "Görüşürüz Sefa." Hadi bakalım ne dicek diye düşünürken "Görüşürüz Serin." dedi. Kahkaha attım "İşte bu yaa" dedim. O da güldü. Daha sonra elimi sallayarak onun yanından uzaklaştım. Sıra gelmişti sınıfı bulmaya, fazlasıyla karışık olacaktı. Nerden gideceğimi düşünürken biri koluma girdi. "Selam güzellik, sınıfı mı arıyorsun, seni götürme mi ister misin?" Kimdi bu ya diye düşündüm. Çocuğa baktığımda anladım. Şu salak, kızdan tokat yemişti. "Hayır, sağol. Kendim giderim." Çocuğu takmamaya çalışırken bi kızın bize nefretle baktığını gördüm. Bu kızda dün bu çocuğa tokat atandı. Çocuğa döndüm ve gülümseyerek "Bence gitmelisin yoksaa şu sağdaki kız sana dünkü gibi tokat atacak" dedim. Çocukla o tarafa baktık. Kız gelmeye başlamıştı bilee. Kız gelir gelmez ilk bana nefretle baktı daha sonra çocuğa bir tokat yapıştırdı. Kimdi bu ya habire tokat atıyordu, hayır yani çocukta ağzını açıp bir şey demiyordu. Daha sonra çocuğun koluna girip benim yanımdan aldı ve okula girdi büyük ihtimalle sınıfa gidiyorlardı ve onları çaktırmadan izlemeye karar verdim. Baya baya takip ettim ama sonradan fark ettim ki sınıfa değil, sessiz sakin bir yere gidiyorlarmış. Burada ne işleri vardı, hayır yani bu okulun böyle bir yeri de mi varmış. Off hayır olamaz. Şimdi bunlar beni görmeden ben nasıl gidicem ve nereye gidersem yolu bulurum. Yandım ben. Sağa gitmeye karar verdim. Tam adım attım biri beni kendine doğru çekti. "Ahh..." diye bir ses çıkardım ve kızlar bize dönüp baktılar. "Kim var orada?" Koşarak yanımıza gelmeye başladılar. Eyvah şimdi yandık diye düşünürken, çocuk benim dudaklarıma yapıştı.
"Oha... Oha... Oha..."
Bunlar kızların haykırışlarıydı. "Sizin burda ne işiniz var?" Çocuk benim dudaklarımı bıraktı. "Görmüyor musun, işimiz var" dedi. Bulunduğum şoktan kurtulup çocuğa baktım. Bu.. Bu.. Bu benim yanımda oturan gı..gı..gıcık. "Süper bir dedikodu." diyerek kızlar aralarında gülmeye ve senorya yazmaya başladılar. Çocuk ciddi bir şekilde "Eğer bir kişi bile öğrenirse burada biz bunu yaparken sizin ne yaptığınızıda herkes öğrenir." dedi. Kızlar somurtarak gitmeye başladı. Çocuk yanımdan uzaklaşıp etrafa bakmaya devam etti. Ona dönüp sinirle "Sen beni nasıl öpersin?" dedim. Gülerek bana döndü "Fark ettiysen az önce hayatını kurtardım. İlk bir teşekkür edebilirdin." dedi. "Aaa ! Pardon beni öperek hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim. Sanki burda pamuk prenses ve yedi cüceler masalını canlandırıyoruz." Çocuk saçmaladığımı anladı. Yani anlar mal değil bende farkındayım saçmaladığımın ama elimde değil. "Ne abarttın. Alt tarafı bir öpücük" dedi. Daha da sinir olmaya başlamıştım. "Evet abartırım gerizekalı çünkü o benim ilk öpücüğümdü." Çocuk öyle trene bakan öküz gibi kalmıştı. Bir sinirle yanından uzaklaşmak ve sınıfı bulmak için sağa doğru yürümeye başladım. "Sola yürümen gerekiyor" dedi. Geri döndüğümde hala aynı şaşkın ifadeyle bana bakıyordu. Niye bu kadar şaşırmıştı yani hiç mi öpüşmemiş kız görmemişti. Salak bildiğin salak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ŞANS VER
De Todoİki yıl boyunca Londra' da yaşayan 17 yaşındaki Serin. Annesinin işi nedeniyle Türkiye'ye yerleşmek zorunda kalıyor. Türkiye'de harika bir aşkın kapılarını açmak için anahtarlar onun ellerinde fakat aşka ulaşmak için önünde birçok kapalı kapı var on...