Sonsuza Dek Birlikte...

1.1K 106 116
                                    

Düğün Günü...

Artık düğün günü gelip çatmış herkes olabildiğince hazırlanmaya başlamıştı. Ali Demirlerin evinde kalırken Nazlı ise geceyi kızlarla Alinin evinde geçirmişti. İkiside sabaha kadar uyuyamazken yatakta adeta dört dönüyorlar ve heyecanla sabahın olmasını bekliyorlardı. Sabahın bu güzel gün ışıklarıyla beraber AlNaz için yeni dönem başlayacak ve artık ikiside sonsuza kadar mutlu yaşayacaklardı. Ali ve Nazlı gün doğumuyla beraber erkenden kalkmışlar ve yoğun olacak bugüne adeta bomba gibi hazırlanmışlardı. Nazlı gelinliğini giyip kızlarla beraber Kuaföre doğru yola çıkarken Ali ise damatlığını düzeltmekle meşguldü.

Ferman:Ali Hadi çıkmamız lazım.

Ali:Olmaz Ferman Hocam daha papyonumu bile düzeltemedim.

Ferman (papyonu düzeltip): Nasıl ? Oldu mu şimdi ?

Ali:Oldu Ferman Hocam teşekkür ederim

Ferman:Vay be Ali. Zaman ne kadar hızlı geçiyor. Senin bu hastaneye gelişin daha dün gibi aklımda.

Ali:Benim de sizin tabirinizle daha dün gibi aklımda Hocam. Oradan buralara Nasıl geldiğimi inanın bende bilmiyorum.

Doruk:Eee sonuçta yanında Nazlı var Karaşimşek. Bence bu kadar şaşırmamalısın.

Ali:Haklısın Galiba Doruk

Adil Hoca:Çocuklar hazır mısınız ? Çocuk bir bana dön bakalım.

Ali Adil Hocanın dediğini yapıp kendisini Adil Hocadan yana döndürdü. Adil Hoca Aliyi böyle görünce ister istemez oldukça duygulanmış ve gözlerinden birer damla yaş akmaya başlamıştı. Daha dün yetimhanede herkes tarafından dışlanan bu çocuğu kanatları altına alarak onu sevgiyle büyütürken bugün ise Hem abisi hem sevgilisi hem de arkadaşlarının olması Adil Hocayı çok mutlu ediyordu. Ali ise Babasının bu sekilde ağladığını görünce hızla koşup yanına koşup elleri ile Adil Hocanın gözyaşlarını sildi ve konuşmaya başladı.

Ali:Adil Hocam neden ağlıyorsunuz ?

Adil Hoca:Kusura bakma çocuk. Seni böyle görünce duygulandım. Artık senide tıpkı zamanında serbest bıraktığımız o güvercin gibi salma zamanı gelmiş ne dersin ?

Ali:Hem evet hem hayır Adil Hocam. Siz beni tıpkı o yaralı güvercin gibi yanınıza aldınız sevdiniz iyileştirdiniz ve büyuttünüz. Ancak ben sizden sonsuza dek ayrılmayacağım ki. Her zaman olduğu gibi yine birbirimizin yanında olacağız.

Adil Hoca:Söz mü çocuk ?

Ali:Söz Adil Hocam. Söz...

Ali ve Adil Hoca birbirlerine baba-oğul edasıyla sarılırken Demir, Doruk ve Ferman bu olayı sadece mutlulukla izlemekle yetiniyorlardı. Adil Hoca ve Ali bir süre birbirine sarılı durduktan sonra hep beraber düğün arabasına bindiler ve Nazlıyı almak için yola koyuldular.

Nazlı ise bu sırada kızlarla beraber saçını ve makyajını yapmakla meşguldü. Yanında duran Açi ve Gülin ise tıpkı Nazlı gibi hazırlanıyor ve kuaförlerle konuşuyorlardı.

Açi:Bu saç olmadı sanki bir de öteki şekilde mi yapsak ?

Gülin: Nolursunuz makyajı biraz az sürün. Sonra beni görünce "bulduğu ne varsa üstüne sürmüş" demesinler.

Selvi:Ay kızlar noluyor size ! Sanki evlenen Nazlı değilde sizsiniz. Bak şurda kızcağız yarım saattir ağzını bile açmadan kuaföre işini yaptırıyor. Sizde durmadan birşeylere itiraz ediyorsunuz.

Açi:Ama Selvi Abla bizim de güzel gözükmemiz lazım. Sonuçta Gülinle ben Nedimeyiz.

Gülin:Aynen öyle Selvi Abla ayrıca Nazlının konuşmamasının sebebi itiraz etmemesinden değil çok heyecanlı olmasından kaynaklanıyor.

Kavuşmak (Alnaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin