Kardeş Gözüken Düşmanlar

1K 105 64
                                    

Sabah olduğunda Nazlı korkunç bir baş ağrısı ile uyanmış adeta kafasına çekiçle vuruyorlarmış gibi hissediyordu. Gözlerini biraz ovuşturup baktığında Alinin çoktan uyandığını ve kendisini izlediği farketti. Yavaşça sevdiği adama gülümseyip konuşmaya başladı.

Nazlı:Günaydın Canım.

Ali:Günaydın karıcığım

Nazlı:Höst yavaş ! Ne karısı Ali ? Ne diyorsun ?

Ali:Niye ? Sen dün gece iyi geceler kocacığım derken bir sorun yoktu ama.

Nazlı:Ne ! Bunları ben mi demişim ? Yok artık ! Ali saçmalama ben-

Ali:Dün gece içtikten sonrasını hatırlıyor musun ?

Nazlı:H-hayır

Ali: O zaman ben sana hatırlatayım Nazlım. Dün gece içip sarhoş oldun. Önce salonun ortasında bağırmaya başladın sonra bana bir sürü iltifatlar ettin

Nazlı:İltifat mı ? Nasıl bir iltifat ?

Ali:Bana dün akşam "maşallah taş gibi çocuksun" dedin ama ben hiçbir şey anlamadım.

Nazlı (elini anlına vurarak): Umarım bununla sınırlı kalmıştırım.

Ali:Aslında devamıda var. Baktın sen yatağına gidecek durumda değilsin. Ben taşıdım seni odana. Tam çıkmak üzereydim ki beni bir anda çekip 10 dakika boyunca öptün. Zor kurtuldum vallahi. Ardında beni zorla buraya yatırdın ve bütün gece beraber uyuduk.

Nazlı(kızararak):Ali gerçekten  çok özür dilerim. İyi ki kriz falan geçirmemişsin.

Ali:Yok normalde başkası olsa gecirirdim de sen olunca çok da zor olmadı.

Nazlı: Sağol Alim. Sen olmasan ne yapardın bilmiyorum

Ali:Asıl sen olmasan ben ne yapardım bilmiyorum Nazlı

Nazlı: E o zaman kalkıp geç kalmadan işe gidelim ne dersin ?

Ali:Tamam

Ali ve Nazlı üstelerini değiştirip hazırlanmışlar ve hastaneye doğru hızla yola koyulmuşlardı. Ancak bugün Ali için hiç iyi bir gün olacağına benzemiyordu.

İkiside soyunma odasında üstlerini değistirdikten sonra deskte buluştular. Yine her zaman oldukları gibi beraber sohbet ediyor ve oldukça mutlu görünüyorlardı. Ancak güneş gibi olan bu mutluluk,az sonra kara bir bulut tarafından dağıtılacaktı.

Nazlı ve Ali deskte herşeyden habersizken bir anda karşı koridordan gelen bir ses ikisinin sohbetini bölmüş ve kafalarını oraya doğru çevirmelerine neden olmuştu. Başlarını çevirip baktıklarında şaşkınlıkları adeta şoka dönmüştü. Çünkü karşılarındaki kişi Ferdaydı.

Ferda:Ali !

Ali:Ferda ! Senin burada ne işin var ?

Ferda: Ne demek ne işim var geri döndüm. Hemde bu sefer temelli.

Ali:İyi de neden ? Sen hastaneden ayrılmamış mıydın ?

Ferda:Evet ayrılmıştım. Ve çok acılar çektim çünkü beni kullanıp attınız.

Ali:Ferda öyle birşey yok sen kendin-

Ferda (bağırarak): Yalan söyleme ! Bakıyorumda ben gittikten sonra babamın tekrardan bir numaralı çocuğu olmuşsun. Ama benden aldığın herşeyi geri alacağım Ali. Özellikle de babamı.

Ali(bağırarak): Yeter artık ! Ben senden hiçbir şey almadım Ferda ! Seni burada Adil Hocamla barıştırmak için bile ben ikna ettim unuttun mu ! Ama sen aranı düzeltmişken bir anda çekip gittin ! Sırf seni kulladıklarını zannettiğin için. Ama artık yeter ! Çevremdeki hiçbir insana zarar vermene izin vermeyeceğim özelliklede Adil Hocama...

Kavuşmak (Alnaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin