Sevginin Köprüsü (Özel Bölüm)

1.3K 112 88
                                    

AlNaz evliliğinin 7 yıl sonrası...

Sabahın erken saatleriydi. Güneşin ilk ışıkları toprağa vururken Vefa Ailesi hep beraber koyun koyuna uyuyorlardı. Taa ki Masal gözünü açana dek...

Uyanma saatinin gelmesi ile yavaş yavaş uyanan Masal ilk önce yataktan doğrulup hamur gibi olan ellerini yumruk yapıp gözlerini ovuşturdu. Daha sonra ise tıpkı babası gibi olan kıvırcık saçlarını elleri ile düzeltti. bu bakım seansınıda bitirdikten sonra ellerini iç içe geçirip hem annesini hem de babasını izlemeye başladı. İkisi de dün akşam nöbetten gelmiş ve çok yorulmuşlardı. Hatta öyle ki Ali kendini yatağa atar-atmaz kızına iyi geceler öpücüğü veremeden oracıkta uyuyakalmıştı. Babasının dün akşamki ihmalini hatırlayan Masal bunun intikamını nasıl alacağını düşünürken aklına bir fikir geldi. Kendisini hissetirmeden kalkıp usulca babasına yaklaşan Masal önce poğaça gibi olan kollarını Alinin boynuna doladı. Ardından da tavşan gibi üstüne atlayarak ağzı ile babasının yanağını sanki "ısırıyormuş" gibi yapıp dişlerini Aliye geçirdi.

" Hıyyyy !"

Masal yeni çıkmış olan süt dişleri ile babasını ısırırken Ali ise tenine değen bir sıcaklık ve yüzündeki ıslaklık ile gözlerini açtı. İlk başta ne olduğu anlama çalışan Ali önüne baktığında kızının boynuna sarıldığını ve ağzını kocaman açıp yanaklarını ısırmaya çalıştığını gördü. Ali bunu farkedince hemencecik sarmaladı. Babası tarafından tuzağa düşen Masal ise yere değmeyen minik ayaklarını kullanarak kaçmaya çalışsa da bu olanaksızdı. Çünkü Ali onu havada öyle bir yakalamıştı ki ayakları yere bile değmiyordu. Bu yüzden Masal daha fazla kaçamayacağını anlayınca debelenmeyi bıraktı ve o da babasının sarılmasına karşılık verdi.

"Günaydın babacığım"

"Günaydın Kızım. Sen niye yanağımı ısırıyon bakayım ?"

"Çünkü ben bir leoparım. Hıyyyy !"

" Onu anladım zaten. Yine erkenden yaramazlıklara başlamışsın."

"Iıııı evet. Azcık öyle oldu."

"Hımmm. Peki bugünkü yaramazlığının bir bahanesi var mı Masal Hanım ?"

Ali böyle söyleyince Masal tıpkı mahkemede kendini savunan bir suçlu gibi ayağa kalktı. Kaşlarını çatıp kollarını iç içe geçirdikten sonra içindeki kıskançlık ile babasının bu söylediğine itiraz etti.

"Var. Çünkü hakettin baba" diye söylendi Masal."Dün akşam annemi öptün ama beni öpmeden uyudun. Beni de öp."

Masalın bu destansı savunuşu Aliyi ilk başta şaşırtsa da kızının bu tatlı ve kıskanç hallerine sadece gülüyordu. Çünkü kızının annesini kıskancağı hiç aklına gelmemişti. Ali Masalın kendisine küsmemesi için önce yanağına uzun bir öpücük kondurdu. Daha sonra güler yüzlü bir tonda konuşmaya başladı.

"Özür dilerim kızım. Bazen nöbetten geldiğim zaman uyukaldığım oluyor. Ama söz bir daha unutmam tamam mı ?"

"Tamam babacığım. Neyse ben de kalkayım artık"

"Hayırdır nereye küçük Hanım ?"

"Odama baba."

"Cezanı almadan mı ?"

"Ne cezası ya ?"

"Tabiki ısırılma cezası"

Ali bir kez daha kızına sarmalayıp dişlerini tıpkı Masalın yaptığı gibi değdiriyordu. Masal ise her ne kadar gülse de babasından kurtulmaya çalışıyordu. Ancak ne kadar debelense de bir türlü başaramamıştı. Bu yüzden de son çare olarak karşısında uyumakta olan annesine kolunu uzatıp yardım istemeye çalıştı.

Kavuşmak (Alnaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin