Hürkan balkona çıktı göz yaşları yüzünden sırılsıklam olan yüzünü gökyüzüne doğrulttu.Masmavi olan gökyüzüne gözlerini kapadı.
Her şey bir an için durdu ve etraf sessizleşti.Göz yaşlarını dindirmeyi denedi ama bunu yapamadı.Sonra ağzından kelimeler birer birer döküldü;
Hürkan=Seni seviyorum Ömer...
Mavi gökyüzüne gözlerini açtı kuş sesleri araba sesleri küçük çocuk sesleri geri geldi.Her şeyin sessizken daha güzel olduğunu fark etti.
Sadece bir kişinin sesini duymak istiyordu,o kocaman sessizliğin içinde sadece o sesi duymak istiyordu,Ömer'in sesini,onun gülüşünü.
Hürkan tek bir kelime dahi etmiyordu,sanki boğazı düğümlenmişti ama bu sessizlik onun en gürültülü çığlığıydı.
Ömer'i sevdiğini böylece daha sesli söyleyebiliyordu,evet kimse bir şey duymuyordu ama Hürkan öylesine bağırıyordu ki o ona yetiyordu.
Aslında bu daha güzeldi, Ömer'i sevdiğini ona aşık olduğunu ölüm korkusu olmadan söyleyebiliyordu çünkü kimse duymuyordu onu.
Sokağa baktı,küçük çocuklara baktı,ellerinde ki rengarenk balonlara baktı.
Hürkan=Keşke seni daha güzel bir zaman da tanısaydım Ömer.O zaman belki bizi ayıracak olan ölüm değil de küçük atışmalarımız olurdu,ben yine seni affederdim.
Hürkan'ın yüzünde küçük bir gülümseme oluştu,hayal kurmak çok güzeldi.Siyah beyaz hayatların içinde hayal kurmak onların içinde bir gökkuşağı açmasına neden olurdu.
Hürkan=Görürsün bak bu hayallerimizin hepsini gerçekleştiricez.Evlenicez,belki bir çocuğu evlat edinicez,beraber gezicez,beraber yaşlanıcaz.
Hürkan Ömer'in onu duyduğu umuduyla geri çekildi ve içeri girdi.Dört duvar olan odaya geri döndü.
"Nasılda güzelmiş bilinmeyenler,
Hiç bilmek istemediğimiz şeyler
Hani korkarak öğrendiğin şeyler
Ölüm gibi…ilk defa birini kaybettiğin zamanı hatırla
Bir nevi aşkta öyle,çok merak edilir ama kontrolü imkansız
Nasıl da gelir geçer bir tufan gibi
Acıtır,acıtır ve öldürür….Her zaman aynıdır sonu ama bilmeyiz
Büyük aşk yoktur,büyük kibir vardır
Hani arınamayız bir türlü
Aşık olurken sorgulamayız da,sonrasında hep sorular…
Aklımızı kemirir bazen sabaha dek
Kendinden geçersin her sabahta aşk dersin
Oysaki ucu elbet kapalı bir yoldur
Kendi ellerinle fermanını imzalamışsındır aslında
O çeker gider çoğu kez,umarsızca…
Akışına bırakamazsın ki zamanı o zamanAşk üzerine ölüm yazısı kazınmış bir bıçaktır
Sürekli yaralar seni,derin yaralar…
Bilmem kaç gününü,ayını,yılını çalan yaralar…İflah olmazsın,güven sıfırdır artık
Ağzında hep bozuk bir tat,sürekli boğazın kuru
Aşk dedikleri şey aslında sadece bir ölüm yolu…."
_______Mert silahın hazır olduğunu haber verdikten sonra yola çıktı.Ahmet bey ile ayarladıkları buluşma yerine geldi.
Bir süre sonra Ahmet bey de geldi.Mert elinde ki paketi Ahmet beye uzattı.
Mert=Sağ salim hallediceğinize söz verin.
Ahmet=Veremem.Teşekkürler Mert,görüşürüz.
Mert Ahmet bey giderken neredeyse ağlıyacaktı çünkü Ahmet bey onun babası gibiydi.