Bölüm 12-Savaş Abi

78 5 1
                                    

Sabah şehri tanımaları için bir tura çıktık. Turda gördüğümüz birkaç zombiyi temizlerken, onlara birinin zombi olup olmadığını anlamayı öğrettik. Artık şehri tanıyorlardı. HMA'larla birlikte yola çıktılar. HMA'dakiler şehri tanıyorlardı. Böylece hem rehberlik yapıyor hem de ateş desteği sağlıyordu. Biz de ilk günü evde dinlenerek geçirdik. Ama ikinci gün için farklı planlarımız vardı. Akşam onlar gelince hep birlikte yemek yedik. Sonra kahve içip sohbet ettik. Onlar kendi anılarını anlattı, biz de kendimizinkileri. Ne kadar çok ortak yönümüz varmış! Sonra planı anlatmaya başladık. Plana göre yarın av malzemesi dükkanlarını ve poligonları kontrol edecektik. Buralarda hem silah ve cephane hem de hayatta kalan birilerini bulabilirdik. Bunları konuşurken saat 23:00 olmuştu. Yarın daha enerjik kalkmamız gerekiyordu...

Sabah kahvaltıyı yaptıktan sonra yola çıktık. İlk gideceğimiz yer Savaş Abinin yeriydi. Hem av malzemesi satıyor, hem de el altından mafyaya silah satıyordu. Onun hayatta kalmış olma ihtimali büyüktü. Zaten hep yanında silahlı adamları vardı. Onu kendimize katarsak Kırıkkale bizimdi...

Kısa bir yolculuğun ardından dükkanına vardık. Perde hafif kımıldadı. Hemen silahımı pencereye yönelttim. İçeride biri vardı. Askerlerden biri kapıya vurdu. Birden cam kırıldı ve üstümüze bir el bombası atıldı. Herkes araçlara koşarken patlama gerçekleşti. Patlamanın etkisiyle birkaç metre havada uçup yere yapıştım. Son hatırladığım şey birinin beni kaldırdığıydı...

Gözümü açtığımda ellerim bağlıydı. Etrafıma bakınca burasının bir silah deposu olduğunu fark ettim. Bir ses duydum." Ooo, misafirimiz uyanmış. Hadi şuna yiyecek birşeyler getirin. O bize canlı lazım." Sesin geldiği tarafa bakınca Savaş Abiyi gördüm. Önümde oturmuş, sırıtıyordu. Ona çok öfkeliydim. Beni neredeyse öldürüyordu. Gerçi şimdi de ölmeyeceğim belli değildi. Buraya bana iyilik olsun diye getirip bağlamamışlardı. Ben bunları düşünürken adamlar bir sandviç hazırlamışlardı. O an acıktığımın farkına vardım. Sandviçi iştahla yeyip sordum." Benimle ne işiniz var?" Savaş Abi konuşmaya başladı. "Geçen siz Ankara'ya giderken yolda sizin şu makineli motosikletleri gördüm. Bizim işimize çok yarar. Birine karşılık babana seni vereceğim." Ondan sonra yanımızdan ayrıldı. Birkaç saat sonra beni dışarı çıkarttılar. Bir arabaya binip terminale gittik. Babamın ve köşktekilerin beklediğini gördüm. Sanırım takas burada yapılacaktı. Araba durdu. Savaş Abi ve adamları aşağı inerken elimi ve ağzımı bağladılar. Onlar yürürken yüzlerinde kurnaz bir gülümseme vardı. Yoksa... Hemen torpidoya baktım. Oraya bağlı bir bomba vardı! Hemen kapıyı açıp birkaç adım atmışken patlamayı duydum. Ayaklarım yerden kesilirken tek duyduğum şey babamın haykırışlarıydı...
Geç gelen bölüm için üzgünüm. Yorumlarınızı bekliyorum!

Yanılgı ZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin