7.Bölüm~HATIRLAMIYORUM~

37 7 9
                                    

Hastane evine uzaktı. Yolda birkaç kez fikrinden dönmek istese de yapmadı. Tabii taksici adamı da bu ikilem delirtmişti. Sürekli "durun lütfen" yada "vazgeçtim, şuraya gidelim" diyen bu genç kendisiyle dalga geçiyordu resmen. Ancak sonradan üzgün olduğunu belirtip daha fazla para vereceğini söylediğinde sakinleşti.
Yolculuğun ardından hastaneye vardıklarında ikisi de içinden "Sonunda! " diyordu. Jeon Jungkook söz verdiği gibi tutan ücretten daha fazla verip arabadan indi. Şok hissiyle ayrıldığı bu hastaneye daha birkaç saat dolmadan tekrar gelmişti. Hemde içinde bir yerlerde büyük bir şey eksik bir halde. Zaten bildiği odaya doğru yürümeye başladı. Kapıyı çalıp açana kadar hâlâ içinde gitmek isteyen bir taraf vardı. Ancak odaya adım attığında sustu.
Oda sessizdi. İlk başta odaya giren bir insan boş olduğunu düşünürdü. Ancak yatakta bir beden vardı. Odanın içine doğru yürürken sessiz olmaya özen gösterdi. Bu sessizlik odadaki kişinin uyuduğunu düşündürmüştü. Ancak yatan kişinin gözleri açıktı. Yattığı pozisyon ise yaklaşık 1 saat önce yerde tekmelenirken bulunduğu pozisyonla aynıydı. Aklına gelen sahneyle ellerini sıktı. Geldiğini fark etmesi için hafifçe boğazını temizledi. Sonunda geldiğini fark edince kendisine doğru döndü. Gözleri yaşlıydı. Bir saat önce kendine bağıran adamla alakası yoktu.

-Sana git demiştim. Taehyung yüzünden yeterince berbat bir haldeyim zaten birde sebebini görmek istemiyorum.

Bu adam kimdi? Şuan aklında tek bir soru vardı. Bu adam kimdi? Taehyung'u nerden tanıyordu? Kendisiyle bağlantısı neydi?

-Kimsiniz? Taehyung'u nerden tanıyorsunuz ve bu olayların benimle bağlantısı ne?

Adam inanmaz gözlerle baktı.

-Nasıl bir hafızan var Jeon Jungkook? Okul birincisi olduğunu duymuştum. Ben V'yim. Ve Tanrı aşkına! Taehyung'un yüzüne hiç mi bakmadın? Hiç mi yolda yürürken arkana bakmadın? Arkanda kuyruğun gibi dolaşan adamı hiç mi fark etmedin, Jeon Jungkook? Nasıl bu kadar aptal olabiliyorsun?

Arkama neden bakacaktım ki yürürken? Kim beni takip ediyordu? Taehyung'un yüzüne elbette bakmıştı. Ama hatırlamıyordu. Karşısındaki bu adamın V olup olmadığını da bilmiyordu. Çünkü onun da yüzünü hatırlamıyordu. Yalnızca bakışları V'ydi. Kafası allak bullaktı. Bu kişilikleri ile konuştuğundan daha karmaşık bir bilmeceydi.

-Ne demek istediğini bilmiyorum. Taehyung'un yüzünü de senin yüzünü de hatırlamıyorum. Ayrıca kim beni takip ediyor?

İnanmaz gibi baktı bana. Gözleri büyüdü ağzı beş karış açıldı.

-Sen ciddi misin?

İnanmadığı ortadaydı. Ama neden şaka yapacaktım ki böyle bir durumda?

-Evet, ciddiyim. Ben Jeon Jungkook, bahsettiğin kişilerin simasını hatırlamıyorum. Ve eğer bahsettiğin gibi sen V isen, o gün sarf ettiğin sözler karşısında şimdi seni duymak istediğimi sanmıyorum.

Birden bir kahkaha attı. Ortada komik bir şey mı vardı?

-Neden gülüyorsun şimdi?

Kendini durdurmaya çalıştı. Gülmekten konuşamıyordu. Biraz durunca konuşmaya başladı.

-Taehyung'un aptallığına gülüyorum. Senelerdir peşinde. Her fırsatta seninle konuşmaya çalışıyor. Her seferinde seninle tekrar tekrar tanışıyor ve sen onu hâlâ hatırlamıyorsun bile. Ve bu yüzden kendine ve bize zarar veriyor. Onun yüzünden neredeyse ölecektik. Ve şimdi şu hâle bak! Sen bizi ölecek aşamaya getiren sen! Hiçbir şey hatırlamıyorsun! Ne komik! Ne gülünç!

Aniden ciddileşmişti. Dedikleri kafamın içinde geziniyor ama her girdiği sokakta bir duvarla karşılaşıyordu. Çoğu şeyi idrak edemiyordu. Kendini aptal gibi hissetmesine neden olan bu bilinmezlik berbattı.

-Biraz daha açık ol. Hiçbir şey anlamıyorum. Doğru düzgün açıkla şu olayı.

-Sen, Jeon Jungkook... Gerçekten iğrenç bir insansın. Senin yüzünden sürekli vücudumun farklı yerlerinde kesikler oluştu. Senin gibi hiçbir bok yaşamamış insanlar ortalıkta ruhum yaralı diye dolaşıyor peki gerçek acıyı biliyor musunuz? Şuan yüzünde olan yaralar senin için dünyanın yıkılma sebebi. Ancak benim için günlük rutin haline geldi. Kimin yüzünden? Ne için? Saçma sapan bir aşk için. Yüzünü dahi hatırlamadığın çocuk yüzünden. Bencilsin, Jeon Jungkook. Sen hep bencildin. Elinde tuttuğun valizler varya hani. Büyük ihtimalle kaçtığın evin simgesi. Sen korkaksın. Hiçbir zorlukla yüzleşemeyecek kadar güçsüzsün. Sana yapılana dur diyemeyecek kadar aciz bir insansın Jeon Jungkook. O gün sana söylediklerim doğruydu. Sen busun. Mide bulandırıcı bir insansın. Şimdi bile susuyorsun. Cevap vermek çok mu zor?

De-ja-vu.

Bu konuşma yaklaşık 1 haftaki konuşma kadar uzun ve ağırdı. Kendisinin ruhu çirkindi. Ancak buna kendi izin vermişti. Durdurabilirdi. Karşı çıkabilirdi. O alışmayı tercih etmişti. Karşısındaki çocuk haklıydı. O korkaktı.

-Lütfen bana hikayeyi doğru düzgün, anlaşılır ve detaylıca anlatır mısın? Çünkü yemin ederim ben hiçbir şey bilmiyorum. Ve artık bildiğim şeyler bile şüpheli.

Derin bir nefes aldı. Kendini kontrol altında tutmakta zorlanıyordu. Bu çocuğun dili çok keskindi. Ne düşünüyorsa en acımasız sözleri seçip öyle dile getiriyordu. Karşısındaki kişiyi çok net analiz edebiliyordu. Ve korkutucu derecede fazla bir kelime dağarcığı vardı. Kelime tercihleri özenliydi.

-Pekala... Anlatacağım. Beni iyi dinle. Yaklaşık iki sene önce...

-Bölüm Sonu-

Farkındayım, Türk dizi yönetmeni gibi en gıcık yerde bıraktım. Size bir soruyla geldim. Bir sonraki bölüme kadar düşünün lütfen.
JEON JUNGKOOK NEDEN V VE TAEHYUNG'UN YÜZLERİNİ HATIRLAMIYOR?
SONUÇTA İKİSİ İLE YALNIZCA BİR HAFTA ARAYLA TANIŞMIŞTI. VE ARTIK ANLADIĞINIZI DÜŞÜNÜYORUM. V VE TAEHYUNG AYNI KİŞİ. AYNI YÜZLERE SAHİP OLMALARINA RAĞMEN NEDEN TANIYAMADI?

Yeşil Saçlı Çocuk / TaekookWhere stories live. Discover now