5 dk sessizlikten sonra gözlerini duyduğu sesle açtı.
J:"Sesin güzeldi."Jonat'a baktığında yüzünü yan tarafa çevirip ona baktığını gördü.
L:"Senin de. Sanırım sen de bu şarkıyı seviyorsun."
J:"Evet."
Larisa konuşmaya devam etmek istiyordu. Tanımadığı bu gizemli yabancıya olan ilgisi artmıştı.
L:"Eee, sen neden geliyorsun buraya."
J:"Bir sebebi olmak zorunda mı?"
L:"Hayır." dedi hızlıca. "Yani kurallara kulak asmamanın ve buraya gelme cesaretinde bulunmanın bir sebebi olmalı."
J:"Yani senin gibi."
L:"Evet."
J:"İyi."
L:"Neden böyle terssin. B den olduğum için mi?"
J:"Öyle bir saçmalığı takmıyorum."
L:"O zaman bana adını ve neden burda olduğunu söyleyebilirsin. İnsan bazen içindekileri tanımadığı biriyle paylaşınca iyi hisseder, rahatlar. Ben zaten kime ne diyebilirim ki."
J:"Buraya kafanı dinlemeye geldiğini söylemiştin. Sessizce kafanı dinlesen daha iyi olacak."
Larisa kırılırken aklına çocuğun sevgilisi olabileceği geldi.
"Kusura bakma. Sevgilin olabilir ve benimle konuşman hoş olmaz. Düşünemedim, neyse ben seni rahat bırakayım," deyip ayağa kalkmak için girişimde bulununca Jonat kızı belinden kavrayıp tam yanına oturttu. Kızın ağzından ufak bir korku nidası çıktı. Jonat ellerini yanına koydu. Kızın bacağı eline değiyordu.
"Adım Jonat ve sevgilim yok."
Larisa gülümsemesine engel olamadan "ben Larisa," dedi. "Neden?"
J: "Ne neden?"
L: "Neden sevgilin yok?"
J: "Olmak zorunda değil"
L: "Kaç yaşındasın peki?"
J: "18,sen?"
L: "17,ve bizde senin yaşında olan herkesin bir sevgilisi vardır."
J: "Benim yok, olmadı ve istemediğim halde olmayacak da."
L: "Hiç sevgilin olmadı mı?"
J:"Böyle şaşırdığına göre senin olmuş galiba."
L:"Hayır. Ama açıkçası senin için şaşırdım."
Jonat sırıttı. "Demek hiç sevgilin olmadı. Bizim orda da senin yaşında kızlar mutlaka birini bulur. Ya sevgilileri vardır. Ya da eş bulup o meşhur törenle evlenmek isterler. Sana kimse karışmıyor galiba."
Larisa ellerini önünde birleştirip başını öne eğdi.J: "Ne oldu?"
L: "Hiç."
J: "İnsanlar bazen içindekileri tanımadıklarıyla paylaşınca rahatlar biliyorsun." dedi pişkince.
L:"Kafanı dinlemen daha iyi olacak."
Jonat içinden gelen bir dürtüyle
"Peki ben anlatayım sen de anlat." dedi.Larisa "peki ama dur," dedi.
Yanında getirdiği küçük çantadan bir şişe su ve içinde bir kaç meyve olan kutu çıkardı. Çocuğa uzatıp "Bu havada iyi gider" dedi.Şişedeki sudan içip şişeyi kapatınca Jonat'ın ona baktığını farketti.
Şişeyi ona uzatıp "içebilirsin." dedi ve şişenin ağzını silmesi için bir kumaş parçası uzattı.
"Temiz bu silebilirsin."
Jonat "Gerek yok," deyip şişeden biraz içti. Şişeden damlayan sular Jonat ın vücudundan süzülürken Larisa farkında olmadan onu izliyordu. Sporla ilgileniyor veya çok çalışıyor olmalıydı. Böyle güzel bir vücuda sahip olan biriyle pek karşılaşmıyordu. Jonat ona bakınca yutkunup önüne döndü.
Birden Jonat Larisa'nın elini tuttu.Larisa "Ne yapıyorsun?" diye sorarken kızın elini kendi karnına karın kaslarının üzerine koydu. Kız gözlerini kocaman açıp ona bakarken Jonat "O kadar beğendiğsen dokunabilirsin, çekinmeye gerek yok," dedi sırıta sırıta.
Kız "ukala,"deyip ellerini çekmeye çalışırken Jonat izin vermedi.
J:"İyilik yapınca ukala mı olunuyormuş?"L:"Dalga mı geçiyorsun benimle, hemen elimi bırak."
J:"Tamam, bırakacağım. Ama sen de elini çekmeyeceksin." dedi sırıtmaya devam ederken.
En son ne zaman böyle gülümsediğini hatırlamıyordu.
Larisa ona bakıp kafasını salladı. Jonat elini Larisaa' nın elinden çekti.
Larisa kalbi hıphızlı atarken elini Jonat'ın karnında gezdirdi. Karın kaslarındaki karelerde parmaklarını dolaştırırken Jonat hayranlıkla kızı izliyordu. Larisa birden karnını cimcikleyip elini çekti.
Jonat hissettiği acıyla bağırırken "Ne yapıyorsun kızım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LARİSA
Short Storyİki farklı topluluk vardı, aynı doğada aynı alanda, ortadan geçen minik bir dere 2 ayrı topluluğu ayırıyordu. Derenin başlangıcı bir tepeden akan şelaleydi. Bazı yerlerde derede ada gibi kayalar yer almıştı. Oradan karşıya geçmek elbette mümkündü. B...