Larisa ile Jonat artık eşlerdi. Gün doğarken onlar el ele yürüyordu. Bu olay çoktan yayılmıştı. Herkes onları karşılamak için merakla yollara dökülmüştü. Kimisi evlerinin pencerelerinden bakıyordu. Hepsi ilk kez b kişisi görüyordu. Onun da onlar gibi bir insan olduğunu bilmiyormuş gibilerdi.
Askılı, boyu dizinin altına uzanan beyaz elbisesinin içinde parıldayan genç kıza hayranlıkla bakıyordu herkes.
Konuşmalar, alkışlar, bağırışlar, itirazlar, şaşkınlık nidaları, yorumlar birbirine karışmıştı. Jonat Larisa'nın elini sımsıkı tutmuş başı dik bir şekilde kararlılıkla yürüyordu. Buna karşı çıkanlar olmuştu. Çok uğraşmıştı kızı kabul ettirmek için. Sonunda Minas sayesinde ikna olmuşlardı. Üvey annesi ise onu evden atmıştı. Böyle bir şeyi kabul etmiyordu. Ve babasına onu kötülüyordu.Jonat bunu umursamamıştı. Çünkü babasının ona verdiği bir ev vardı. Minicikti. Orayı döşeyip düzenleyip eşyalarını yerleştirmişti. Babası oraya evlendiği takdirde gidebileceğini söylemişti. Şu an evlendiği için üvey annesi ne yaparsa yapsın çocuğun babasına evi geri aldıramıyordu. Zaten alamazlardı. Çünkü şart yerine gelmişti.
Tüm bu karışıklığın içinde Persy ise öfkeyle önlerine çıktı. Ama Jonat'ın arkadaşları Davin ve Kiran tarafından iki kolundan da tutulup geri çekilince ellerinden kurtulamadı. Sonunda eve vardıklarında karşı karşıya geldiler ve Jonat Larisa'yı öptü. Etraftan alkışlar duyuldu.
Lonita, Davin, Kiran, Arel, Sinya ve diğerleri onları coşkuyla karşılıyordu."Teşekkürler arkadaşlar."
Larisa, eşyalarının bulunduğu çantasını çocuklardan birinden aldı.
"Jonat, dostum hadi."
Larisa anlamazca Davin'e bakıp "ne?" diye sordu. O an da Jonat onu kucağına almıştı. Larisa ağzını şaşkınlıkla açtı. Tezahuratlar eşliğinde içeri girdiler.
Ev 3 odalıydı. Mutfak girişteydi. İçinde koltuk ve sandalye vardı. Bir kapı minik banyoya bir kapı da minik bir yatak odasına açılıyordu. Başka katı yoktu.
Jonat Larisayı koltuğa bıraktı. Larisa kucağına bir yastık koyup dirseklerini yastığa yaslayarak avuçlarını da yüzüne yaslamıştı.
"Ne oldu?"
"Keşke ailem de yanımda olsaydı. Babam, abilerim beni destekleseydi. Üstelik benim yüzümden sen de ailenle sorun yaşıyorsun." Jonat kızın ellerini tutup yüzünden çekti. Yüzünü okşayarak gözyaşlarını sildi ve ona sarıldı.
"Belki de kader böyle istiyorsa bir sebebi vardır. Üzülmek yerine mutlu olmaya çalışalım. Bunu çok hak ediyoruz."
Larisa gözlerini kapattı. Jonat geri çekilip ona baktı. "Yemek yiyip uyuyalım. Çok yorulduk."
Larisa gözlerini açıp başını salladı.
Yemek yedikten sonra odalarında sarılarak uyudular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LARİSA
Short Storyİki farklı topluluk vardı, aynı doğada aynı alanda, ortadan geçen minik bir dere 2 ayrı topluluğu ayırıyordu. Derenin başlangıcı bir tepeden akan şelaleydi. Bazı yerlerde derede ada gibi kayalar yer almıştı. Oradan karşıya geçmek elbette mümkündü. B...