Eğer yangınların olduğu bölgede yaşayanlar varsa hepinize çok geçmiş olsun. İyi okumalar herkese! Yorumlar ne kadar fazla olursa o kadar hızlı gelir yirmi dördüncü bölüm.
--Bilirsiniz, yıllar geçtikçe insanlar yaşlanır. Bu doğanın aslında en gıcık özelliğidir. Bana kalırsa yaşlanmak, yaş atlamak büyük bir lütuf. Yaşamanın kıymetini daha iyi anlıyor insan ve tecrübesi arttıkça dünyaya daha farklı bakıyor.
Yaklaşık yedi yıl geçti biz birlikte olduğumuzdan beri. Yirmi üç yaşındayım, gerçekten büyük bir sayı. Yıllar geçerken eskimeyen tek bir şey olduğunu söyleyebilirim: Louis, müstakbel kocam, bana hala ilk günkü gibi bakıyor ve ben buna bayılıyorum.
Bir de kedimiz var, o da aynı. Her şey aslında aynı. Louis aile şirketinin başında ve bana da bir müzik şirketi açtı. Aslında istememiştim. Konservatuar okurken bu oldukça zordu ama büyük ısrarları sonucu ona karşı duvarlarımı indirdim.
Bugün de resmi olarak, gerçekten, evlenecektik.
Bana doğum gününde evlenme teklifi etmişti. Bir gezideydik aslında ve otel odamızda yatmaya hazırlanırken çıkagelmişti. Elinde bir kutu diğer elinde saat. Önce diz çöktü, sonra saati göstererek bekledi. Saatin akrebi ve yelkovanı üst üste geldiğindeyse "Sen benim en güzel hediyemsin ve bu hediyeyi hayatımın her anında istiyorum. Benimle bir ömür boyu birlikte olur musun?" demişti. Bambaşka bir andı. Gerçekten akılalmaz, kalbimi çalan yoğun bir etkileşimdi.
Birkaç ayın üzerinden, bir yaz günü evlenmeye karar vermiştik. O gün, bugündü. Heyecanım doruklardaydı. Farklı evlerde, birkaç saat sonra olacak düğün için hazırlanıyorduk. Bilirsiniz ki, eşlerin düğünden önce birbirlerini görmeleri uğursuzluk getirirdi.
Etrafımda dönen insanlar beni boğsa da sadece biraz daha dayanacaktım. Beyaz bir takım giyecektim ama hemen kirlenir diye giymeme izin vermiyorlardı. Bu yüzden evin içinde röpteşambır ile geziyordum.
Niall'ı arayıp sahilin nasıl olduğunu, işlerin iyi gidip gitmediğini sordum. Onu arayıp sıkboğaz etmemem gerektiğini söyleyip yüzüme kapattı, kısaca öğrenemedim. Zayn yemek şirketiyle ilgileniyordu. Benimse oturup beklemem gerekiyordu ama sıkılıyordum.
Bu yüzden Louis'yi aradım.
"Sevgili müstakbel eşim, nasılsın?" deyip konuşmaya girdim ve yatağın üzerine uzanıp tavandaki yıldızlara bakmaya başladım. Telefonun diğer ucundan kahkahası duyulunca gülmeden edemedim. "Çok iyiyim sevgili eşim. Sen nasılsın?"
"Louis, aşırı sıkılıyorum! Gerçekten bu düğün telaşı beni mahvediyor! Yardım da ettirmiyorlar! İnanır mısın Niall yüzüme kapattı telefonu. Zayn desen ayrı bir dünyada. Annem çok heyecanlı, bana tek bir iş bile vermiyor. Yattığım yerde kaldım."
Louis bu yakınmalarıma kahkaha atıp konuşmalarıma cevap verdi: "Bizim burası da farklı sayılmaz. Beni de köşeden köşeye atıyorlar. Dedem bile heyecanlı, inanır mısın? Beni eski kafasıyla evlendirmeye çabalayan adam şimdi ne olduysa oğlum evleniyor diyor! Ölüm yaklaştıkça insanlar daha bağışlayıcı oluyorlar herhalde," dedi.
"Ya gerçekten! Ablamın dediğine göre babaannem birkaç defa aramış ama ablam açmamış! Nasıl oluyor da buna yüzleri oluyor anlamıyorum ki! Hayır yani, yıllarca çektiriyorsunuz ve kendinizden nefret ettiriyorsunuz ardından da özür diliyorsunuz. Neden yapıyorsunuz ki o zaman? Gerçekten aklım almıyor." Louis birkaç onaylayan kelime sarf ettikten sonra hızlıca modunu değiştirip "Birkaç şey geçir üzerine ve evden sıvış. Sensiz duramayacağım!" dedi.
Hızlıca yerimden fırlayıp bulduğum iki parça kıyafeti giyip odamın penceresinden aşağı indim. Düğün günümde evden kaçıyordum ve bundan gurur duyuyordum çünkü ölesiye sıkılmıştım. Birkaç blok ötede Louis arabanın önünde yaslanmış beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mute Love / larry stylinson
FanficKonuşma engelli bir çocuğun okulun en popüler çocuğuna aşık oluşunun hikayesi. - 23.08.18