Bölüm 15 - Louis'nin Çıkmazı

2.7K 204 634
                                    

Merhaba! Bu bölümde Louis'nin hislerinden bahsederken tamamen ve tamamen aklımdan luiswhaz geçiyordu.. sadece bilmenizi istedim.

Ayrıca bir de küçük bir bilgilendirme: Gemma kitapta olması gerekenden daha büyük. İyi okumalar dilerim ve yorumlarınızı hiç eksik etmeyin!

Eve koşar adımlarla giderken gözüm sinirden hiçbir şey görmüyordu. Bunlar ya dedemin işiydi ya da karşı şirketin. Hiçbir fikrim yoktu ama sorgulayabileceğim tek kişi de dedemdi. O cevabı ya alacaktım ya alacaktım.

Kapıyı yumruklarımla büyük bir şiddetle çaldım. Tüm sinirim vücudumda dolaşıyordu ve ne yapacağımı bilmez bir haldeydim, çaresizdim. Kapı açıldığında dedemin bakıcısının adımı anmasını beklemeden içeri daldım. Kadın şaşırmışa benziyordu. Ben buralara pek uğramazdım, aslında hiç uğramazdım. Dedem ise her zamanki gibi pencere kısmında oturuyor, dışarıyı izliyordu.

"Louis?" diye seslendi sakince ama sinirimi gördüğünde şaşırmışa benziyordu. Hiç mi kızgın Louis görmemiştiniz? Sinirimden güldüm ve ona alayla konuştum:

"O kızla evlenmeyeceğimi söylediğim halde neden sevgilime zarar veriyorsun?!"

"Sakin olman gerek, Louis. Önce otur," dedi. Elimi saçlarımdan geçirip kaşlarımı çatarak tekrardan güldüm. "Sakin? Sevgilimin durumunu bilmezken sakin olmam mı gerek?!" Bakıcısı kolumdan tutup beni çekmeye çalışınca kolumu hışımla ondan kurtardım.

"Tamam, tamam! Sakin olacağım ve sen de bana ne boklar yediğini anlatacaksın!"

Dediğini yapıp sakince (!) karşısına oturdum. Bacağımı hızlıca sallerken göz teması kurmaya çalışıyordum. Aklımın tamamı Harry'deydi. Onu ne kadar kendimden çok güvendiğim birine emanet etsem de merak ediyordum.

"Evet, seni dinliyorum?" dedim hala konuşmaya başlamayınca. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı.

"Evlendireceğimiz kızın ailesi böyle büyük bir işbirliğini bozduğun için intikam almak istiyor olmalılar." Derin bir kahkaha atıp etrafa bakındım.

"Kamera şakası falan değil mi? Başka şirket mi yokmuş kızlarını evlendirecek? Bizi mi buldular?"

"En hisseli şirket biziz.. aslında evlenmen daha iyi, oğlum." Kaşlarımı kaldırarak dedeme baktım. Aptal mıydı bu adam?

"Hem babanla da konuştum, seni doktora götüreceğiz." Bir dakika, işte şimdi işler daha iğrenç bir şeye dönmeye başlamıştı.

"Babamın böyle bir şeye asla izin vermeyeceğini biliyorum."

Yavaşça ayağa kalktı ve duvara dayanmış bastonunu eline alarak bana baktı. "Parasız kalmak zor bir şeydir, evlat. Yüzyıllarımızı verdiğimiz bu şirketi aptal bir ergenin aşkıyla yerle bir edemem." Tam ayağa kalkmış itiraz edecekken kapıdan babam girdi.

"Baba?"

Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Babama büyük bir umutla bakarken ağzından çıkan kelimeler beni paramparça etti:

"Üzgünüm, Louis."

Hayalkırıklığıyla, koşarak girdiğim evden koşarak çıktım. Dört kardeşimin, dördünü de böyle bir duruma zorlayamazdım. Ayrıca onlar çok küçüktü! Bildiğim kadarıyla da şu "kız" bana feci halde takıntılıydı. Yani ya evlenecektim ya da Harry'ye zarar vereceklerdi.

Arabama bindiğimde telefonuma sarılıp Chiara'nın ablasını aradım. Telefon çok çalmadan açıldı ve her zamanki sürtük sesiyle konuştu:

Mute Love / larry stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin