1- "KARŞILAŞMA"

588 63 202
                                    


Vardır kaderin bir bildiği ki seni bana getirdi.

°°°°°°°

Aynanın karşısına geçtim ve üstümdeki elbiseye son bir kez baktım. Yanımda elbise getirmediğim ve alışveriş için zamanım olmadığından kuzenimin elbiselerinden birini giymiştim.

Bu kız hep bu kadar kısa giyiniyordu ama boyum ondan daha uzun olduğu için elbise bende daha da kısa duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu kız hep bu kadar kısa giyiniyordu ama boyum ondan daha uzun olduğu için elbise bende daha da kısa duruyordu. Bir de yanındaki yırtmacı bacağımın daha fazla görünmesine sebep oluyordu.

Daha fazla elbiseyi incelemeyi bırakıp odadan çıktım. Mutfağa girdiğimde Aslı'nın da giyinmiş olduğunu gördüm. "Bak çok güzel olmuşsun sana yakışacağını söylemiştim." dedi.

"Güzel oldu olmasına da biraz kısa oldu sanki."

"Ah Efsun, partiye gidiyoruz. Ayrıca kısa falan değil saçmalama. Hadi çıkalım Mert kapının önünde bizi bekliyor." dedi ve elindeki su bardağını tezgaha koyup çıktı bende peşinden ilerledim. Yine onun verdiği topuklu ayakkabıları giyip evden çıktım. Birlikte asansöre bindik. Aşağı indiğimizde Aslı Mert'in boynuna sarıldı. Uzun bir sarılma faslından sonra arabaya yerleşmiştik.

Tatil için Antalya'daki teyzemlerin yanına gelmiştim. Ve şu anda Aslı'nın zorlamasıyla  arkadaşının yeni açtığı bir mekanın partisine gidiyorduk. Aslı ve Mert'in birbirlerine olan bakışlarını görünce gülümsedim. İki senedir birlikteydiler ve Aslı'nın anlattığına göre çok da mutlular.

Onları izlemeyi bırakıp kafamı çevirdim ve akıp giden yolu izlemeye başladım. Bir süre sonra mekana gelmiştik bile. Mert arabayı park ettikten sonra hep birlikte arabadan çıktık.

Mekana girdiğimde kulaklarımı tırmalayan yüksek sesli müzik yüzümü buruşturmama sebep oldu ama zaman geçtikçe alışmıştım. Mert'i takip edip herkesten uzak bir masaya oturduk.

Etrafı incelemeye başladım. Siyah, gri ve kırmızının ağırlıklı olduğu bir mekandı. Fazla karanlık ve kasvetli görünüyordu. Ama tasarımını beğenmiştim. Etrafta deli gibi dans eden insanlar vardı. Hiç bana göre bir yer değildi burası. Sırf Aslı çok ısrar ettiği için gelmiştim. Onu yalnız bırakmak istemediğim için ama pişman olmaya başlamıştım bile.

Aslı'ya dönüp "Ne zaman döneriz eve?" diye sordum. Yüzüme 'ciddi misin' der gibi baktı ama ciddi olduğumu görünce "Efsun kapıdan daha yeni girdik ne gitmesi. Biraz eğlenmeye kafanı dağıtmaya çalışsana." dedi.

Oturduğum yerde iyice sindim ve kollarımı önümde birleştirip etraftaki insanları izlemeye devam ettim.

Mert ayaklandı ve "Ben içecek bir şeyler getireyim. Ne istersiniz?"

Aslı "Bize her zamankinden al. Efsun sen ne istersin?" diye sorunca.

"Alkolsüz bir şeyler olabilir. " kafasını salladı ve yanımızdan ayrıldı. Gerçekten sıkılmıştım. Ayrıca hava çok sıcaktı. Dans eden insanlar sayesinde daha da sıcaktı mekan. Mert elindeki içeceklerle geri döndüğünde önüme koyduğu kokteyli aldım ve büyük bir yudum aldım. Buz gibi kokteyl anlamadığım bir şekilde boğazımı yaksa da iyi gelmişti. Bir yudum aldığımda nerdeyse bitmek üzere olan bardağı tamamen kafama diktim. Tadı gayet güzeldi. Mert aynı bardaktan getirdiğinde onu da kısa bir sürede bitirmiştim.

Ne kadar oturduğumu bilmiyorum ama başım dönmeye başlamıştı. Kafamı geriye attım ve gözlerimi kapattım. Aslı "Efsun iyi misin?" diye sorduğunda kafamı eğdim ve kocaman bir gülümseme ile "Harikayım." dedim.

Aslı şaşırmış bir şekilde "Sarhoş mu oldun sen? Mert alkolsüz değil miydi bu?" diye sordu.

"Alkolsüz olsun dedim. Duymadı sanırım." Onların konuşmasını dinlemeyi  bıraktım ve oturduğum yerden kalktım. Dans eden insanların arasına girip dans etmeye başladım. Şu an mantığım benden oldukça uzaktaydı. Ve tek yapmak istediğim dans etmekti. Ellerim hava da deli gibi dans ederken kolumdan biri tutunca durmak zorunda kaldım. Aslı "Efsun gel hadi seni eve götürelim. Sarhoş oldun." dediğinde kolumu çekip "Hayır gitmeyeceğim. Dans etmek istiyorum. Sende benimle dans et." diyerek zorla dans ettirmeye başladım.

Bir süre sonra pes edip benimle birlikte dans etmeye başlamıştı. Deli gibi dans ederken Mert de yanımıza gelmişti. Aslı ve Mert dans etmeye başlayınca yanlarında biraz uzaklaştım ve kendi kendime dans etmeye devam ettim. Müziği duymuyordum bile sadece ne istersem onu yapıyordum.

Deli gibi zıplayarak dans etmeye devam ederken birine çarpmam ile geriye doğru sendeledim. Düşmek üzereyken belimde yerini alan eller sayesinde dengemi kurmaya çalıştım. Kafamı kaldırıp beni tutan kişiye baktığımda masmavi gözler ile karşılaştım.

Okyanus mavisi gözleri ile yüzüme bakan adama gülümsedim ve "Teşekkürler." dedim.

"Rica ederim. Ayakta durabileceksen seni  bırakıyorum." dediğinde kafamı salladım. Ellerini belimden çektiğinde hala okyanus mavisi gözlerinde takılı kalmıştım. Olduğum yerde öylece dururken arkamda dans edenlerden birinin çarpması ile sendeledim ve kafam göğsüne çarptı. Ellerimi kollarına koydum ve kafamı göğsünden kaldırdım.

Gülmemek için kendini zor tuttuğunu görünce bir kahkahayı patlattım. Benimle birlikte o da gülmeye başlığında rahatlamıştım. Kollarını tutmayı bırakıp aramıza mesafe koydum. Yeniden dans etmeye başladığımda adını bilmediğim okyanus mavisinin beni izlediğini görebiliyordum.

Şarkı değişip slow bir şarkı çalmaya başladığında çiftler yavaş tempoda dans etmeye başladı.

Okyanus mavisi yavaşça yanıma yaklaşıp "Dans etmek ister misin?" dediğinde asla yapmayacağım bir şey yapıp bana uzattığı elini tuttum. Beni kendine çekip elini belime koydu. Ellerimi omzuna koyduğumda yavaş bir tempoda sallanmaya başladık.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Yüzümün her yerini inceleyip bakışları dudaklarımda durduğunda istemsiz bir şekilde yutkundum.

Bende onun yüzünü incelemeye başladım. Çok orantılı bir yüzü verdi. Çıkık elmacık kemikleri yüzüne keskinleştirmişti. Yeni çıkmaya başlayan sakalları yüzüne ayrı bir hava katmıştı.
Gözlerim dudaklarına takıldı. Dolgun ve kırmızı dudakları vardı. Kafam gerçekten yerinde değildi.

Yüzüme yaklaşan yüzü ile gerilsem de kafamı çekmedim. Şu an asla yapmam dediğim bir şeyin olmasına izin veriyordum. Dudakları dudaklarıma değdiğinde ağzıma şeker tadı gelince şaşırmadan edemedim. Gözlerim kapalı bir şekilde öylece ayakta duruyordum. Mantığım hemen uzaklaşmam gerektiğini söylese de onu dinlemiyordum.

Kolumdan biri çekince dudaklarımız ayrıldı ve belimdeki ellerini çekti. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakan Aslı "Efsun ne yapıyorsun? Tanımadığın adamı niye öpüyorsun?"

"Ben öpmedim. O beni öptü bir kere. Ayrıca gözlerine baksana şunun okyanus mavisi. Bayıldım gözlerine." dediğimde

Okyanus mavisi "Hâlâ burdayım ve sizi duyabiliyorum." dedi. Benden önce Aslı sinirli ve kızgın bir şekilde "Kusura bakmayın." dedi ve beni çekiştirerek oturduğumuz masaya götürdü. Kafamı çevirip son kez okyanus mavisine baktım. Yüzündeki gülümseme ile bana bakarken o da bir arkadaşının seslenmesi ile arkasını döndü ve gitti.

Onu ilk ve son kez orda görmüştüm.

°°°°°°°°

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. 💎

Instagram hesabım: efsane_wattpad

Efsunkâr +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin