2-"TESADÜF"

333 59 217
                                    

Siz hiç bir okyanusu dudaklarından öptünüz mü?

Cemal Süreya

°°°°°

2 ay sonra

Öten alarm ile zorla yataktan kalktım. Bugün okullar açılmıştı ama hiç gitmek istemiyordum. Ne kadar istemesem de gitmek zorunda olduğum için hızlıca hazırlanmaya başladım.

Okul formasını giyip saçıma şekil verdim. Okul çantamı da alıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde kahvaltının hazırlanmış olduğunu gördüm. Babam ve üvey annem kahvaltı ediyorlardı. Üvey annem her zamanki gibi yüzü asık bir şekilde yemeğini yiyordu.

Masaya oturdum ve "Günaydın." dedim. İkisi de cevap vermeyince yemeğimi yemeye başladım. Tabağıma koyduğum birkaç şeyi yedikten sonra ayağa kalktım. "Bundan sonra daha erken kalk ve hazırlan. Okula geç kalmayacaksın. Seni boşuna okutmuyoruz biz." diyen babama kafamı sallamak ile yetindim.

Kendimi hızlı bir şekilde evden dışarıya attım. Bu evde huzur yoktu ve ben bu evden çıktığım zaman nefes alabiliyordum sadece.

Saate baktığımda daha dersin başlamasına 1 saat olduğunu gördüm. Fazlasıyla erken kalkmama rağmen daha erken kalkmam gerektiğini söylemeleri beni delirtiyordu. Bu son senemdi. Üniversiteyi başka bir şehirde okumak istiyordum. Babam istediği bölümü okumam karşılığında başka şehirde okumama izin vermişti. Ama ben onun istediği bölümü okumak istemiyordum. O hukuk okumamı istese de psikoloji okumak için direnecektim.

Çantamdan çıkardığım kulaklıklarımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Şarkı dinlerken huzur buluyordum. Bu yüzden hep şarkı dinlerdim. Zaten yakın olan okulun kapısına geldiğimde derin bir nefes aldım. Okula baktım.

İzmir Yıldız Lisesi

Adımımı attım ve okula girdim. Okulun bahçesi çoktan öğrenciler ile dolmaya başlamıştı. Köşede bulunan ve genellikle kimsenin oturmadığı bankıma ilerledim ve oturdum. Bu bank fazla gözden uzak olduğu için sanırım tercih edilmiyordu. Nerdeyse okulun arkasında kalıyordu çünkü.

Zil çalınca oturduğum banktan kalkıp diğer öğrenciler ile birlikte içeriye girdim. Bu okulda bir tane bile arkadaşım yoktu. Belki de bunun için bu okuldan kurtulmak istiyordum.

Yavaş adımlarla sınıfıma doğru ilerledim. Yanımdan geçen bir kız, arkadaşına "Yeni gelen öğretmeni gördün mü?" diye sorduğunu duydum.

Demek okula yeni öğretmen gelmişti ha. Sınıfın sessiz ve çalışkan kızı olduğum için genellikle bütün öğretmenler tarafından sevilirdim. Dersime girmeyen öğretmenler bile yüksek puanlarım sayesinde beni tanırdı.

Daha fazla düşünmeyi bırakıp kapısına geldiğim sınıfıma girdim. Her zamanki yüzler vardı sınıfta. Ama biri dikkatimi çekti.

Bir kız ,benim sıramın yanında oturan bir kız. Yavaş adımlarla arka sıraya ilerledim. Ve sırama oturdum. Oturduğum zaman kız kendi sırasından elini uzattı ve "Merhaba. Ben Asel. Sınıfa yeni geldim. "

Elini sıkıp "Ben Efsun. Hoş geldin. Ön sıralardan birine niye oturmadın?" diye sordum. Biraz hızlı olduğunu kabul ediyorum.

Biraz yüzü düşünce "Yanlış anlama rahatsız olduğum için değil. Ön sıralarda boş yerler var onun için sordum." dedim.

Gülümsedi ve "Ön sıraları sevmem. Arkası daha iyi."

"Kesinlikle haklısın." dedim ve önüme döndüm. İyi bir kıza benziyordu. Belki iyi anlaşabilirdik. Gece geç uyuduğum için biraz uykum gelmişti. Kafamı sıraya yasladım. Hiç değilse öğretmen gelene kadar yatabilirdim. Yavaş yavaş gözlerim kapandı. Bilincim hala açıktı ama her an uykuya dalabilirdim.

Sınıfın kapısının açıldığını duydum. Bununla eş zamanlı olarak ortam sessizleşti. Omzumda hissettiğim baskı ile kafamı kaldırdım ama gözlerimi açmak istemiyordum. Asel "Efsun kalk hoca geldi." dediğinde ayağa kalktım.

Gözlerimi açmamak için direniyordum ama açmak zorunda olduğum için ellerim ile gözlerimi ovuşturdum. Ellerimi çektiğimde herkesin oturduğunu ve sadece benim ayakta olduğumu fark ettim. Acele bir şekilde öğretmene döndüğümde gördüğüm kişi ile nefesim kesildi.

Okyanus mavisi karşımda duruyordu. Ve en az benim kadar şaşkın bir yüz ifadesi ile yüzüme bakıyordu. Öylece kaldım. Oturmam gerekiyordu belki ama yapamıyordum. Hareket edemiyordum. Bunun hayal ya da rüya olduğunu düşündüğüm için elimi cimcikledim. Ama fazlasıyla gerçekti.

"Efsun otursana ne bekliyorsun?" diyen Asel ile kendime geldim ve yavaş bir şekilde sırama geri oturdum. Gözlerim hala üzerindeydi. O da toparlanıp masanına oturdu.

Sınıftaki kızların okyanus mavisine karşı olan beğenilerini duyabiliyordum. Ama şu an düşündüğüm tek şey 2 ay önce karşılaştığım ve aklımdan çıkaramadığım o adamın öğretmenim olarak karşıma çıkmasıydı.

2 ay boyunca her gün aklımdaydı. Gözlerimi kapattığımda o okyanus mavileri geliyordu önüme. Sayamadığım kadar çok rüyama girmişti. Tam alışmıştım şimdi de karşıma çıkıyordu. Bu bana kaderin bir oyunu mu acaba?

Gözlerimi bir kere bile kırpmadan onu izliyordum. Aynı şekilde onun gözleri de benim üzerimdeydi. Derin bir nefes alıp "Merhaba gençler. Ben Serkan Dinçsoy. Yeni edebiyat öğretmeninizim." dedi.

En sevdiğim dersin öğretmeni olduğunu mu söyledi o az önce?

Cidden hâlâ uyuyor olabilir miyim acaba ?

Hayır gerçekti.

"Sizleri de tanımak isterim. İsminizi ve okumak istediğiniz bölümleri söyler misiniz?" dediğinde herkes teker teker kendini tanımaya başladı. En son bana gelmişti.

"Efsun Korol. Psikoloji okumayı düşünüyorum." dedim.

Kafasını hafif salladı ve zil sesi ile masasından kalktı. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı ve arkasını dönüp sınıftan çıktı.

Serkan Dinçsoy Ağzından

Kendimi sınıftan dışarıya attım. Nefes almakta zorlanıyordum resmen. Ne oluyordu bana böyle?

Onu bir daha göremeyeceğimi düşünmüştüm. Her gün aklımdaydı. Her gün onu bir kez daha görmek için dua etmiştim.

Duam kabul oldu ama onun öğretmeni olmam her şeyi değiştirirdi. Bu çok yanlıştı bir kere. Ona büyük zarar verirdi. Aklıma ismi geldi.

Efsun

İsmini gerçekten yansıtıyordu. Adeta büyülemişti beni.

Bu düşüncelerin yanlış olduğuna kendimi ikna etmeye çalışarak öğretmenler odasına girip kendimi bir koltuğa attım. Ben bu kıza bu kadar yakınken ne yapacaktım?

°°°°°°°

Bölüm nasıldı?

Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. 💎

Instagram hesabım: efsane_wattpad

Efsunkâr +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin