SELAMINALEYKÜM çeyrek asır sonra karşınızdayım çok şükür fshgdkhgdl bu kısmı okumadan geçmeyelim lütfen bazı açıklamalarım var. birincisi, bu kitaba neden bölüm gelmiyor? çünkü kurguyu zaten biliyorsunuz, o yüzden de önceliğim diğer kitaplarım. bir diğer sebep de a priori'yi okumadan bunu okumaya başlayan kesim ki ben buna baya gıcık oluyorum dsfheakhadglda ikinci açıklamam da karakterlerin kafalarında duyduğu sesle ilgili. arkadaşlar jimin yazarı tanıyor, kafasında duyduğu "kendisine ait olmayan ses" yazarın olsaydı eminim ilk saniyede çakardı kadın ünlü yahu. yungi de bu sesi duyuyor ve ikisi de bu kendilerine ait olmayan sesi birbirleriyle tanıştıktan sonra duymaya başlıyorlar ve farkındaysanız bu ses hep birbirleriyle ilgili ipuçlarında bulunuyor. güvenmelerini söylüyor, karşı tarafın ne kadar güzel olduğunu, kokularını sevdiğini falan söylüyor kısacası hep eşleriyle ilgili yorumlar. jimin'e yungi'yi öpmesi konusunda ne kadar baskı yaptığını asıl kitabımızdan hatırlıyor olmalısınız LÜTFEN HATIRLIYO OLUN. bu ses onların içinde yatan ama ikisi de pilheu gibi yaşadığı için aktifleşmeyen eş enerjisi, daha önce deneyimlemedikleri, a priori bir bilgi kaynağı. YAZAR DEĞİL LÜTFEN AĞLİCAM YA bu kitapta yungi'nin sık sık hobi'yle dertleştiğini falan da duyuyoruz ama melek olan solntse değil bu yungi sadece kafasında sevdiği ama kaybettiği birini duyuyor çünkü tüm bu yolculuğa onun intikamı için çıktı zaten. prenses soona'yla olan anılarını da duyuyor çünkü bebeğimin yarası büyük. lütfen size yalvarıyorum yazdığım şeyi okuyun, her şeyin cevabı zaten var. kurgunun gidişatını etkileyen her şeyin ama her şeyin cevabı yazıyor, e hal böyle olunca da ben yazdıklarımı okumuyorlar mı sadece ekranı mı kaydırıyorlar diye düşünüp üzülüyorum ve hiç yazasım gelmiyor çünkü yazdığım şey zaten okunmuyor. umarım derdimi anlatabilmişimdir, hepinizi çok seviyorum ve gösterdiğiniz ilgiye minnettarım, yorumlarda küfür kullanmayalım. iyi okumalar, mika out
"Hyung?"
Meleğin sesini duyduğumda kaldırımdaydım, şemsiyenin altında bakışlarımı kendisine dikmiştim. Telefonla konuşurken bahçedeki otları izliyordu. Karşı taraf her ne söylediyse başı hafifçe havalanmış ve bakışları beni bulmuştu, gözlerimin şüpheyle kısıldığını hissettim. Benim hakkımda konuşuyorlardı, büyük ihtimalle o şeytanla. Bir anda gerildiğinde tahminlerim onaylanmıştı, Namjoon denen şeytanın onu nasıl gerdiğine daha önce de şahit olmuştum.
"Tamam..." diye mırıldandı, dikkat kesilmesem duymazdım. Daha önce hiçbir melekte duymadığım ses tonu yere çarpan yağmur damlalarının arasında kolaylıkla kaybolacak gibiydi. Birkaç saniye daha karşı tarafı dinledikten sonra "Biz hallederiz, hyung." demişti. "Şimdi dışarı çıkıyorum, iki saat sonra evde olsam uygun mu?"
Yine cevap bekliyordu, bu sırada beni izlemeye devam ettiği için konuşmanın bittiğini saniyeler sonra fark etmiştim. "Melek?" diye seslendim, kötü bir haber mi almıştı?
Bir anda gülümsedi. "Hm?" diyerek seslenişime karşılık verirken hızlı adımlarla yanıma varıp önüme geçmişti, bahçe kapısını kapattıktan sonra yolu tarif edercesine yürümeye başladı. "Her şey yolunda mı?" diye sordum ilgiyle.
"Duri teyzeyle konuştuktan sonra sana kesin bir bilgi vereceğim. Ayrıca, bana onun önünde melek dersen bizi sevgili sanır, haberin olsun."
Bahsettiği şeyin alakasını anlamadım, meleklerle karşılaşan kimse sevgilisine öyle hitap etmezdi. Bu dünyada sevgilinize korkunç bir şeyin adıyla seslenmek moda mıydı acaba? Bahsettiği teyzenin evine varana kadar düşündüm bunu. Kendisi zili çalıp yaşlı kadını beklerken de tıpkı onun gibi bekledim şemsiyemin sapını sımsıkı kavrayarak.
YOU ARE READING
the sixth book // yoonmin
Fanfictiona priori isimli kitabın yoongi'nin gözünden anlatımı. yoonmin soulmate au.