Yer: Bludride kasabası, Hogward sokağı, Norveç
Lawden sitesi 6. villaJess-
"Jessie sanırım senin telefonun çalıyor." Oturduğum mutfak masasından salondan gelen Kook'un sesiyle ayaklandım.
"Kim arıyor?"
"Hopper."
Salona adımlarken Kook'un bana uzattığı telefonu aldım elime. Koltuğa adımlarken de aramayı yanıtlayıp kulağıma dayadım.
"Hopper?"
"Ah, Tanrı aşkına neredesiniz siz! Neden herkesin telefonu meşgul? Teker teker sizi aramak zorunda mıyım ben?"
Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.
"Bana ulaştın işte. Neden neler olduğunu söylemiyorsun?"
"Pekâla, akşam hepiniz 1 numaralı villanın önünde toplanacaksınız. Önemli bir şey konuşmamız gerekecek. Oradaki bulunan tüm veletlere söyle arkadaşlarına haber versinler. Ben uğraşamam."
"Tamam. Konu ne peki? Bulunan cesetle ilgili mi?"
Salondaki herkesin odağı bendim şuan. Ceset dediğim için çoğunun kaşları çatılmıştı bile.
"Emin ol bu konu daha önemli. Çok garip şeyler oluyor ufaklık. "
"Nasıl yani? Bir dakika bunu bana açıklar mısın Hop, ne gibi şeyler?"
"Oyalama beni velet. Hepiniz geldiğinizde öğrenirsin. Git ve dediğimi yap."
Ve telefon yüzüme kapandı. Tae "Ne olmuş, ne diyor?" diye sorduğunda ayaklandım. "Akşam herkes 1 numaralı villanın orada toplanacakmış. Önemli şeyler oluyormuş onları konuşacaklarmış. Bir şeyler dedi ama açıklamadı. Akşam öğreniriz. Ve arkadaşlarınıza haber verin. Herkes orada olmalı."
Bir şey demelerini beklemeden odama çıktım. Akşama kadar uyumam hem ben hem de beynim için iyi gelecekti.
_______
"Kızlar, ben çok gerginim ya. Ne olabilir ki? Birimize bir şey olmadan gitsek keşke buradan."
Mia aynanın önünde makyajını yaparken ve Lexy küpelerini kulağına geçirirken ben yatağa uzanmış tavanı seyrediyordum. Akşama hazırlanmak için hepimiz Lexy'nin odasında toplanmış hazırlanıyorduk. Gerçi ben hazırdım zaten. İçime beyaz gömlek, üzerine geçirdiğim koyu yeşil oversize sweat, siyah eşofman, metalik takılar ve siyah cat botlarımı giymiştim. Gömleğin yakaları ve alt kısımları dışarıdaydı. Saçlarımı da bu kez kısa olduğu için ensemden bağlamak zorunda kalmıştım. Kahküllerimle birlikte bir kaç tutam da çıkmıştı birkaç yerden. Ve bu zerre umrumda da değildi.
Lexy üzerine mor bir sweat giymiş, saçlarını yukarıdan toplamıştı. Altına siyah kotunu giymiş ve ayaklarına da siyah uzun çizmelerini giymişti. Hafif tonlarda makyaj yapmış ve halka küpeleri ile birlikte bir kaç takı daha takmıştı. Ve evet, böyle bile seksiydi tabii.
Mia ise gri örgü kazak, siyah pantolon ve siyah çizmelerini giymiş, uyumlu bir makyaj yapmıştı. Yine hepimizin vazgeçemediği takılardan o da takmış saçlarını da serbest bırakmıştı.
Tavanla derin bakışma seansım Lexy'nin bana eğilip bakmasıyla son buldu.
"Sen hep ne düşünüyorsun böyle sürekli? "
"Neler döndüğünü." dedim sıkkın bir nefes verip. Evet gerçekten de ne boklar döndüğünü bir hayli merak ediyordum. Hopper aradığından beri neler olabileceğini düşünüyordum, hatta Vampirlerin kasabayı sarma ihtimalini bile düşünmüştüm. Fakat bunun çok saçma olduğunun kanısına varıp es geçmiştim. Bir an önce olayların içinde olmadan buradan gitmek istiyor ama bir yandan da deli gibi aksiyon meraklısı olduğumdan olayların içine girmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ville Maudite: Norvége
Fanfiction"Gidilen bir tatil, ölü bir kasaba ve damarlardaki sıcak kanın tadı." Eğlence amaçlı yazılmış bir kurgudur.