Chapter: 5

8 5 0
                                    

Yer: Bludride kasabası, Hogward sokağı, Norveç
Lawden sitesi 3. villa

Mia-

"Norveç'in dondurucu sabahından herkese merhaba. Günün aksine sıcak ama kan donduracak haberlerle karşınızdayız. Dün gece Hamnoy kasabasında bulunan ceset kasaba sakinlerini tedirgin ederken eyaletlerden gönderilen ekip, dört kasabayı güvenlik altına aldı. Lanetli kasaba olarak bilinen Lanywser kasabasından, kaçan katillerin olabileceği düşüncesi ile Başkan John Andrew,  gece dışarıda bulunulmaması gerektiğini bildirdi."

"Ne yani, şimdi Jess'in gördüğü kişinin o kasabadan olma ihtimali mi var?" Lexy bunu söylerken sesindeki gerginliği odadaki tüm herkes hissetmişti eminim ki.

Dün gece zor olsa da uyuyabilmiştik. Evde Chrisler vardı. Bu yüzden biraz da olsa rahattık. Sabahta Jess ile birlikte üç çocuk daha gelmişti. Taehyung, Jeongguk ve Jimin. Şimdi de Chrisler de dahil hepimiz büyük salonda oturmuş sabah haberlerini izliyorduk.

"Büyük ihtimalle de oradan biriydi." dedi Jeongguk olan tavşan dişli çocuk.

"Ben çok geriliyorum. Geri dönemez miyiz?" dedim Lexy ve Jess'e bakarak.

"Sabah baktım uçuşlar iptal edilmiş bir haftalığına." dedi Jess. Lexy'de kafa sallayarak onayladı.

"Ülkeye giriş çıkışlar kapatılmış. Hem içerden hem dışarıdan."

Harika. Tatilimizin içine edilmişti ve düştüğümüz bu tehlikeli yerden çıkamıyorduk bile. Böyle sonuçlanacağını bilseydim evden adım atmazdım bile.

"İyi de market ihtiyaçlarımız ne olacak? Yeni geldiğimiz için bir şey yok evde." dedim merakla. Tam o esnada kapı çaldığında ben bakarım diyerek ayaklandım. Sorumun cevabını geldiğimde de alabilirdim.

Koridoru geçerken ayndan kendime baktım. Üzerimdeki beyaz örgü kazak ve siyah pantolon gayet güzel duruyordu. Saçımın birazını yana atarak kapıyı açtım.

"Neredesiniz lan si- OHA!"

Karşımdaki uzun boylu, kepçe kulaklı ve üzerindeki beyaz sweat, siyah pantolonla (kesinlikle uyumluyduk) dikilen ultra yakışıklı çocuk bana açık ağzıyla bakarken kendimi toparlayıp gülümsedim.

"Tanrım. Fazla erkek görmekten hayal görüyorum galiba. Ama hayal olmayacak kadar güzel."

Kahkahamı tutamayıp bıraktığımda çocuk gözlerini kırpıştırıp bakmaya devam ediyordu.

"İltifatlarınız için teşekkür ederim. Kime bakmıştınız?"

"C-Chris ve Jiminler buradaymış. Haber de vermiyorlar bu kadar güzel arkadaşları olduklarını pezevenkler."

Son cümlesini sessiz söylese de duymuştum. Pekala yakışıklı ve aptaldı ama hoş bir çocuktu. Üstelik uyumlu giyiniyorduk.

"Bu arada ben Lucas."

"Ben de Mia." dedim uzattığı elini tutarak. Elimi bırakmaya niyeti yoktu anlaşılan. Hala bana bakarak elimi tutuyordu.

"Elimi alabilir miyim artık?"

"Ah, üzgünüm güzel kadın. Çok güzelsiniz de kendimi alamadım bir an."

Yavşak? Kesinlikle yavşak.

"Asılma işlemin bittiyse arkadaşların içerideler. İçeri geç donacağım yoksa."

Lucas parlayan gözleri ve yüzündeki tatlı gülümsemeyle içeri girdi. Kapıyı örtüp onunla birlikte salona geçtik.

"Vay canına, iki güzellik daha varmış burda. Aşk olsun canım arkadaşlarım. Neden çağırmadınız beni?"

Göz devirip omzuna çarparak koltuğa yöneldiğimde Jessie ve Lexy aynı anda "Kim bu kepçe?" diye sordular. Salonda birkaç kişi gülüşürken bende o kişilerin arasındaydım.

Ville Maudite: NorvégeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin