Liva

132 8 1
                                    

Kameralar ne alemde? Liva’yla ilgili son durumu acil olarak rapor edin. Hadi hadi hadi…”

                Her şey hazırlanmış olmasına rağmen Bayan T’nin bu kadar da panik yapması hiç de anlaşılır bir durum değildi. Ona göre aradıkları bulunmuştu, şuan izledikleri ona göre bir Liva’ydı. Paniğin sebebi tam olarak da buydu aslında.

                Milay’ı izleme süresi dolmuştu. 18 yaşına girmesine tam bir hafta kalmıştı ve artık elle tutulur sonuçlar almak gerekiyordu. Yani “test” aşaması başlamalıydı. Liva’nın bir ailesi olmamalıydı çünkü bir insanın duygularını yönlendirmek dünyanın en zor işi olduğunu biliyorlardı. Test aşamasının nasıl başlaması gerektiğini bir an önce konuşmaları gerekiyordu. Bunun hemen yapılması için acil toplantı duyurusu yaptırdı.  Duyuru yapıldıktan 5 dk geçmeden hemen toplanmıştı yöneticiler. Onlar da farkındaydılar olanların fakat Bayan T’den haber bekliyorlardı.

                Toplantı odasında toplam 5 kişi vardı ve hepsi de üst yöneticiydiler. Kararları her zaman ortak veriyorlardı. Herkes odaya toplanıp sandalyesine yerleştikten sonra Bayan T hemen konuşmaya başladı.

“ Öncelikle sizi buraya acil olarak çağırdığım için kusuruma bakmayın.

Artık Liva’yı izlemeyi bırakmalı ve bir an önce icraata geçmeliyiz. Haftaya doğum günü var, 18 yaşına girmiş olacak ve o gün gelmeden Liva’nın gücü ortaya çıkmalı.”

Bay H

“ Ne yapmamızı önerirsiniz ? Annesi, babası, ve bir erkek kardeşi var, çocuk da henüz 8 yaşında.”

“ Ailesine veda etmek zorunda olduğunun hepimiz farkındayız. Sizce bunu nasıl yapmalıyız ?” Bayan T kafasına koymuştu bir kere ve hemen bir şeyler yapılmasını istiyordu.

Bay B sessizliğini bozdu, sesini düzeltmek için önce küçük, hırıltılı bir şekilde öksürdü ve ardından;

“ Bence ilk önce babasından başlamalıyız, bu onun ne kadar dayanıklı olduğunu göstermek için iyi bir adım olur. Çünkü babalar kızlarının ilk aşklarıdır. İlk aşkını kaybetmek zor olsa gerek.”

Bayan T

“ Bence Bay B haklı gibi ben onun görüşünü destekliyor ve oy birliğine sunuyorum.”

Geriye kalan 4 kişi oylarını evet olarak kullandılar. Zaten onlarda bir an önce bu işi bitirmek istiyorlardı. Liva’ya acilen ihtiyaçları vardı…

                Her şey hazırlanmış kameralar her zaman olduğu gibi Milay’ın evini gözlüyordu. Bu kez bekledikleri Tarık beyin evden çıkmasıydı. Sabah saat 08.30 sıralarında Tarık Bey evin kapısında belirdi. Talimatları tek tek Bayan T veriyordu ve şimdilik beklemelerini söyledi. Biliyorlardı ki yine işine arabasıyla gidecekti. Bunu biliyorlardı fakat Liva hareketinin ilk günü olduğu için beklediler az bir ihtimalde olsa bir şeyler değişebilirdi. Tarık bey plandan çıkmadı ve her zamanki gibi garaja yöneldi ilerlerken cebinden garajın otomatik kapısının anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Kapının açılmasını beklerken saatini kontrol etti. Saat tam olarak 08.34 dü. İşe yetişebilmesi için biraz hızlı gitmesi gerektiğini fark etti. Garajın kapısı açıldıktan sonra hızlı bir şekilde aracına bindi ve hemen kontağı çevirdi. Aracın ısınmasını beklemeden hemen hareket ettirdi. Garajından çıkarken ailesine gittiğini tekrar haber vermek için bir iki kez kornaya bastı. Artık yola çıkmış hızlı bir şekilde işe doğru gidiyordu.

                Bayan T Tarık Bey’in ölümünden birilerinin şüphelenmemesi için büyük çaba sarf ediyordu. Zira kendileri illegal bir kuruluştu. Birilerinin bu kuruluşu öğrenmesi hatta şüphe bile duyması onlar için çok büyük sorunlar oluşturabilirdi.

                Tarık Bey hızını 110 km’ye kadar arttırmış ilerliyordu. Aslında bulunduğu yolun azami hızı 80 km’ydi fakat işe geç kalmamak için hızlı olmalıydı. Yolda ilerlerken araçları teker teker solladıktan sonra sağ şeritte bayağı ilerledi. Bu ilerleyiş fazla sürmedi ve önünde de bir araç belirdi. Onu sollamak için selektör yaptı ve araç da yol verdi fakat tam Tarık Bey aracı sollarken bir anda onu kenara sıkıştırmaya başladı ve Tarık Bey’de araçtan kaçayım derken önce bariyerlere sert bir şekilde vurdu, sonra defalarca takla atmaya başladı. Diğer araç ise oradan çok hızlı bir şekilde uzaklaştı. Etrafta kazayı gören kimse yoktu. Bayan T işini tertemiz bir şekilde yapmış görünüyordu. O kazadan sağ çıkma ihtimali de yoktu, bir mucize olup çıksa bile hastane de daha kolay öldürülebilirdi. İlk görev güvenli bir şekilde tamamlanmıştı. Sırada Milay’ın annesi ve erkek kardeşi vardı. Hepsi aynı gün içerisinde ölmeliydi ve sonrasında Milay bu kadar üzüntüden sonra hâlâ kendinde olursa Liva olarak seçilebilirdi. Anlaşma da böyleydi zaten, acıya dayanabilirsen seçileceksin diye söylenmişti.

                Milay şu anda sakinleştiricinin etkisiyle uyuyordu. Annesi de iş görüşmesinden çıkmış, Yakup’u da taksiye bindirip Tarık’ın yanına göndermişti. Taksiciyi de Yakup’u da sıkı sıkı tembihledi ve onları gönderdi. Daha sonra evine doğru ilerlemeye başladı. İş görüşmesi çok iyi geçmişti ve bu onu çok mutlu etmişti. Mutluluğunu paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Durağa doğru ilerlerken kenarda ki bardak mısır tezgâhından mis gibi kokular geliyordu. Gülnaz Hanım daha fazla dayanamadı ve bir bardak mısır aldı. Durağa doğru ilerledi ve boş durakta oturmaya ve otobüsün gelmesini beklemeye başladı. Beklerken de mısırı afiyetle kaşıklamaya devam ediyordu. Daha yarısını yememişti ki başı dönmeye ve midesini de kötü hissetmeye başladı. Oturduğu yerden kalkmaya bile dermanı kalmamıştı. Ne olduğunu anlamadan sessizce yere yığıldı. Kendindeydi hâlâ ve etraftan yardım istemeye çalışıyordu fakat elleri ve ayakları uyuşmaya başlamıştı. Bağırmak istiyordu ama bağıramıyordu. Gözleri de kararmaya başlamıştı ki beklediği otobüs durağa yanaştı. Otobüste fazla kişi yoktu, olanlar da hemen aşağıya inip Gülnaz Hanıma yardım etmeye çalıştılar. O sırada birkaç kişi de hastaneyi aramışlardı. Çok geçmeden ambulans geldi ve Gülnaz Hanımı hastaneye götürdüler. 

ÖlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin