Bölüm 6 💬

841 53 6
                                    

⚠️Rahatsız Edici Şeyler Uyarısı⚠️

Gizli Numara
Şimdi siz kartopu savaşı falan yapıyorsunuzdur

Ama sizin yüzünüzden
ben yapamıyorum

Bir de beni engelledi angut
*silindi*

Öğretmen parçacığı?

Yaşıyor musun?

Öğretmen parçacığı
Bana mesaj atmayı kes

Gizli Numara
Az daha senin için
endişeleniyordum

Ayrıca istemiyorsan
neden engeli açtın ki

Öğretmen Parçacığı
Seni ben engellemedim ve konuşarak
bir şeyleri çözebiliriz diye
düşünüyordum

insan gibi

Gizli Numara
Sadece insanla
insan yan yana geldiğinde
insan gibi anlaşabilirler

Sen bir hayvan olduğun için...

Öğretmen Parçacığı
Gidip ödevini yap

Gizli Numara
Sebep?
(Görüldü)

Sabah olduğunda teleferikle yukarı çıkıp kayarak aşağı inecektik. O yüzden dışarı çıktım ve gözlerimle Tyler'ı buldum. Öğrencileri bindiriyordu. Ben ise en son binecektim. Herkes bindiğinde Tyler'da son teleferiğe bindi binecek başka kimse kalmadığı İçin tekti. Koşarak yanına bindim.

"Napıyorsun sen"

"Affedersiniz bay Hoechlin. Geç kalmışım"

Bir şey demeden gözlerini karşımızda ki dağa dikti. Onun yanına geçtiğimde kaşları çatıldı. Yavaşça elimi elinde, kolunda ve ensesinde gezdirdim. Beni engellemek için elini kaldırsa da eli havada kaldı ve gözlerini kapattı. Nasıl bu kadar güzel bir suratın ardında bir şeytan yatıyordu anlamıyordum.

Tekrar yavaş hareketlerle kasığının üzerine oturdum ve ona sarıldım. O ise beni ittirip yere düşmeme sebep oldu. "Seni bu konu da uyardım Dylan"

"Ama kimse yok ki?"

Tyler önce arkasına baktı. Arkamıza bizden sonra kimse binmemişti. Önümüzde ki öğretmenlerle de aramızda iki tane boş teleferik vardı. Görünmemiz imkansızdı.

Tyler sakin ve yavaş bir şekilde nefes verdi ve ellerini bacaklarına koydu. Ben ise yerden bile kalkmadan onu izledim. Kafasını ellerinin arasına aldığında biraz daha yaklaştım ona.

"Kafamı çok karıştırıyorsun" dedi bir anda. Ben bir tepki vermeden ona bakarken o ellerini çekti ve karşıma yere oturdu. Sevgilisini mi düşünüyordu yoksa beni mi?

Yavaşça emekleyerek elimi uzatıp düğmesini açtım. Gözlerinin içine bakarak pantolonunu çektim. Karşılık vermiyordu. Kafamı eğip hâlâ küçük kumaş parçasını çıkarmadığım için kendisini sıkan erkekliğini dişlerimin arasına aldım. Gözlerini kapatıp kafasını arkaya attı.
Boxer'ını çekip çıkardığımda eğildim ve başına bir öpücük bırakıp ağzıma aldım. Yavaşça dilimi gezdirirken o benim yavaşlığıma sinir oluyordu. Elini kabaca saçlarıma geçirdi ve beni kendine bastırdı. Onun istediği gibi hareket edip ağzımı son hızla becermesine izin verdim. Birkaç dakika sonra ağzıma geldiğinde geri çekildim ve elimle ağzımı sildim. O da pantolonunu çekip yerine oturdu.

"Sevgiliniz çok şanslı" dediğimde bir yanım 'sende isterdin o şansı' derken diğer yanım avaz avaz 'ziyaa' diyordu.

"Ne sevgilisi? Siz öğrenciler nasıl dedikodu yapıyorsunuz?"

"Sevgilinin olmadığını mı söylüyorsun?"

Tyler kafasını onaylar anlamda salladı. Ben ise ayağa kalkıp elimi ona doğru uzattım. "Ya Loren?"

"O kim?"

"Loren'i tanımıyor musun yani"

"Tanıyorum. Sadece bir ilişkimiz yok"

"Peki gay olma ihtimalin yüzde kaç"

Durduğumuzu fark etmemiştim. Tyler ayağa kalkıp aşağı inerken bana döndü ve "yüz" diye mırıldandı ve teleferikten indi. Bende aşağı indiğimde herkese kayaklar verildi ve bazı teknikler anlatıldı. Tyler biliyora benziyordu bende anlatan hocayı dinliyormuş gibi yaptım. Sonunda anlatım bittiğinde sırayla kendilerini aşağı bıraktılar. Açıkçası çok korkutucuydu. Sıra bana geldiğinde etrafa bakındım. "Ben hâlâ kaymayı öğrenemedim" dediğimde anlatımı yapan hoca anlattığı gibi olduğunu söyledi. İçimden vay anasını diye geçirirken Tyler yanıma geldi ve sorun olmadığını söyledi.

Hayır vardı.

Tyler'ın yanında ki diğer hoca kendimi bırakmamı söylediğinde bende onu dinledim ve kendimi tepeden aşağı bıraktım ama ayağımı kullanmayı unutmuştum. Yere düştüğümde karların arasına gömüldüm.

Birkaç kahkaha sesi duydum. Gülüyorlardı ama ben gülmüyordum. Bacağım taşa gelmişti çünkü. Tyler koşarak beni çıkardığında ayağımı kendine doğru çekip dikkatlice kontrol etti. Bu konuda eğitim aldığını biliyordum.

"Çok acıyor" diye mırıldandım ve elimi gözüme kapatıp kendimi arkaya bıraktım.

"Bir şey yok sadece incinmiş olmalı"

"Canım yanıyor Bay Hoechlin"

"Bir şey yok dedim Dylan. Gel seni götüreyim"

"Kalkamıyorum"

Tyler gözlerini devirdi ve beni kucağına aldı. Onun boynuna sarılıp kafamı göğsüne koyduğumda sertçe yutkunup kafamın üzerine kafasını koydu. Sanırım gittiğim iki adımı çoktan telafi etmiştim.

Matematik Öğretmeni Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin