6

189 4 0
                                    

Uzun zamandır beklediğim bir şey geldi çattı bu gün, namı değer ''YGS''. Çok önemli bir şey değildi ama o duyguyu tatmak için heycanlanmaya başlamıştım. Uyandım ve genel ihtiyaçlarımı giderdikden sonra düştüm yollara normal de sınavdan önce sınav yerini gidip görmeyi tavsiye ediyorlar ama üşendim ve sanşım da yaver gitti, zaten tek gittiğim için pek s*klemedim. Okulun kapısından girdikden sonra müthiş bir kalabalıkla karşılaştım, rahat 150 kişi vardı. Bunların çoğunluğu sınava girmeyecek olan kişiler, velilerdi. Sınava daha 15 20dk vardı ben de arkalar da geniş açılı bir yer buldum ve izlemeye başladım. Ailelerin gözlerin deki umudu tattim, lise 3 de çoçuğu taktir alan babanın gururla bakan yüreğini tattim, fevkalede bir umut gösterisi vardı, sihirli bir şeydi, sanki savaşa gidiyormuşuz hissiyatı girdi içime, aslın da doğru bir kelime savaş, çünkü hayat savaşıydı, bu savaşı kazanırsak herkes mutlu olucak dı, hepimiz birimiz ve yanımızdakiler için başarmayı diledik, çok samimi bir ortam vardı, kucaklaşan aileler, moral veren arkadaşlar, ben giderken hatta sınav gününe kadar hiç konusu açmadım ygs nin, zaten okulu uzatmayı düşünüyorum, bu şehri terketmemek için çok şey yaşadım, kendimce büyük nedenlerim var, mesela sen gibi, nasıl bırakabilirim ki mahallendeki gizli polen kokusunu, kavak ağacın daki yalnızlığı, her yanından geçişim de duraksayıp okşadığım kavak ağacını nasıl yalnız bırakabilirm ki. Bu şehir bir çok şeyi gördü, yeri geldi kör oldu, yalnızlığıma kör oldu, sevdama ve aşkıma kör oldu bu şehir. Ben bu şehir den malup çıkamam ki. Sen de sınava girdin bu gün yanı öyle umuyorum, çalışkan kızdın sen es geçmezdin böyle bir günü, seni düşündükçe umutlarım tükeniyor, başka bir şehir de üniversite okuyip birine bağlanma olasılığın bile korkutuyor beni, belki bu şehir de seni kazanamicam ama eski ben'i kazanıcam, kazanicam ki bir daha düşmesin yüzüm yerlere, bir daha yazmasın sana şiirler. Çevrem deki her şey sen dahil, ben dahil çok değişti, şimdi yeni fotoğraflarına bakıp ''ne yapdın kızım sen kendine'' diyorum. Tanıyamiyorum seni artık, çok korkutuyorsun beni, eski ben olmadığı gibi eski sen de yoksun artık, peki neden ben eskiler de yaşıyorum, eskiler gittikçe kararıyor, bütün kavramlar anlamını kaybediyor, bazen kendimi bile kaybedebiliyorum. Bir gün yeni ben olarak çıkıcam karşına, tanıyamicaksın bile beni, çünkü artık seni seven, seni özleyen biri değil de seni tanıyamayan biri olarak çıkıcam karşına, işte o zaman yaşıyacaksın en büyük yalnızlığını, en büyük soru işareti olucam kafan da ve öyle de devam edicem. Kızgınım sana, kırgınım sana, ah bu sen, yok mu bu sen alıştığım fakat vazgeçmek istediğim listesinin en başın da duran nokta kadar büyük ve kesinsin. Ve işin en güzel yani bu sana muhtaç olduğum gerçeğini değiştirmiyor, her gece yeniden doğuyorum ve kalbime 3 kere senin adın fısıldanıyor, alnıma sen yazılıyorsun, sen, ah bu sen, yok mu sen, çok değiştin çok.

ESKİ BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin