1. Bölüm: Gerçekler

290 15 15
                                    

Masal Adıgüzel :
Erkenden uyandım. Bugün Benim 16. Yaş günümdü. Heyecanlıydım çünkü uzun zamandır görmediğim , Arif  abimi görücektim. Yataktan kalktım. Dolabımın başına gittim. Kıyafet bakarken Selen abla içeri girdi.
Selen: Günaydın kuzumm hadi kahvaltıya, seni bekliyoruz.
Masal: Geliyorum Selen abla.
Selen abla odadan çıkmıştı. Bende üstümü değiştirip aşşağı indim hemen.

(Masal bunu giymiştir)Aşşağı indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Masal bunu giymiştir)
Aşşağı indim. Yine her zaman ki gibi bkm'deydim. Oğuz abim beni hiç buradan çıkartmadı, neden bilmiyorum. Annem ve babam maalesef trafik kazasında ölmüşler. Onları oynadığı skeçler ve fotoğraflarından tanıyorum. Keşke burada olsalardı. Kısa bir süre parmağımda ki yüzüğe bakıp, iç çektim. Bir süre sonra sofrayı kurmaya gittim. Bahçede yiyorduk. Dışarı çıktım...

Arif güloğlu:
Sonunda yurt dışından dönmüştüm. Uzun bir süre sonra ilk defa Masal'ı görücektim. Heyecanlıydım. Bkm'ye geldim. Arka bahçeden sesler geliyordu. Bahçeye doğru ilerledim. Kafamı kaldırdım, bahçeye Masal çıktı. Gözlerime inanamadım. Sanki Tuğba ve Cenan hayattalarmış gibiydi. Saçı, gülüşü annesine benziyordu, konuşması babasına. Kısa bir süre masalı izledim, gözlerim dolmuştu. Kendime gelip emin adımlar ile bahçeye yürüdüm.
Arif:Selamün aleykümmmm.
Oğuz: Kardeşimmm. 🤜🏻🤛🏻
Selen: Hoşgeldin Arif'im.
Arif: Hoşbuldum yenge.
Masal:Hoşgeldin abi tekrardan.
Arif: Hoşbuldum Masal'ım.
Herkes ile sarıldım. Sofraya oturduk. Konuşmaya başladık. Konu bir anda Cenan ve Tuğba'ya geldi. Masal zorla güldü. Üzüldüğünü belli etmek istemiyordu ama her halinden belliydi. Herkes yemeğini yedi. Sofrayı kızlar kaldırdı. Bizde Oğuzla masalın doğum gününü konuşuyorduk. Saat 20:00'da kutlama yapıcaktık. Herşey tamamdı.

Masal Adıgüzel:
Arif abim geldiği için çok mutlu olmuştum. Bu hayatta en büyük destekçim onlar oldu. Sofrayı topladık. Ben yukarı çıktım. Doğum günüm için elbise bakmaya başladım dolabımdan. Birşey bulamadım. Çaresizce yatağa attım kendimi. Selen abla geldi tekrardan. Yanıma oturdu. Elbise bulamadığımı söyledim. Elimi tuttu, kaldırdı beni. Odadan çıkardı ve başka bir odanın kapısına götürdü. Kapının kilidini açtı, yavaşça kapıyı ittirdi. İçeri girdi ve ışığı yaktı. Odanın sonunda çok güzel bir elbise duruyordu.

Selen abla beni elbisenin yanına götürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selen abla beni elbisenin yanına götürdü. Elbisenin yanına geldiğimizde derin Bi iç çekti ve konuşmaya başladı.
Selen: Bu annenindi. Özel diktirmişti, sadece bir kere giydi sonra da kısmet olmadı. Bu elbiseyi bunca zaman sakladım. Ama artık bunu sana vermenin zamanı geldi. İşte elbisen.
Selen abla birşey söylemeden bana sarıldı ve odadan çıktı. Kutlamaya 1 saat kalmıştı. Elbiseyi giydim. Ve aynanın karşısına geçtim. Bugün anne ve babamın aramızdan ayrılışının 16. Yıl dönümüydü, mutlu, güçlü olmam lazımdı. Eğer hayatta olsalardı mutlu olmamı isterlerdi. Arkamdan Selen abla geldi. Omzumu tuttu.
Selen: Çok güzel olmuşsun. Tıpkı annen gibi.
Selen ablanın elini tuttum. Gözleri dolmuştu.
Masal: şuan burada olsalar ne hissederlerdi acaba??
Selen: Emin ol seni çok severlerdi. Çok mutlu olurlardı. Bugün ağlamak yok. İnadına gülücez.
Selen abla güldü. Arkasından bir taç çıkardı ve saçıma taktı. Sarıldım. Makyajımı yapmak için odaya gittik. Yatağımın üstünde bir sürü kitap olduğu için Selen abla biraz kızdı. Ve onları kütüphaneye götürmemi istedi. Güldüm ve kütüphaneye gittim. Kitapları yerleştirdim ve biraz kütüphanede gezinmeye başladım. Kitaplar beni rahatlatıyordu, neredeyse burada ki bütün kitapları okumuştum. Parmağımı raflarda gezdirirken bir kitaba denk geldim. Günlük gibi birşeydi. Kitabı raftan aldım incelemeye başladım. Kitabı incelerken  içinden bir fotoğraf düştü. Yere eğildim fotoğrafı yerden aldım ve kendime çevirdim. B bu annem ve babamın fotoğrafıydı.

Gözlerim dolmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim dolmuştu. Kitabı açıp masaya koydum Ve okumaya başladım. Bu kitap annem ve babamın günlüğüydü. Son sayfasını açtım.  Okuduklarım karşısında öylece kalmıştım. Annem ve babam ö ölmemişti. Lanet kısmını okudum. "yakamoz dolunayı" bunu biliyordum. Sadece 16 yılda bir çıkan 1 hafta boyunca gökten inmeyen mucizevi bir  dolunay. Bunun hakkında bir sürü kitap okudum. Çünkü bu kütüphanenin çoğu "lanetler, yakamoz dolunayı" ile ilgiydi. Şimdi neden olduğunu çok iyi bir şekilde anlamıştım. Dengemi kaybettim. Tam düşüyordum ki raftan tutundum. Nefesimi kontrol edemiyordum. Neden söylemediler bana. Neden sakladıklar. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Bunca zaman ailem dediğim insanlar benden gerçek ailemi saklamışlardı. Ama artık bütün gerçekler yüzüstüne çıkıyordu. Nefesimi topladım, gözyaşlarımı silip kitabı aldım. Artık birşeyden emindim, ailemi bulmak için herşeyi yapıcaktım. Yukarı çıktım. Kitabı sakladım. Ve Selen ablanın yanına gittim. Makyajımı yaptık. Kutlama saati gelmişti. Merdivenlerden yavaş yavaş iniyordum. Yalanlara doğru ilerliyordum. Aşşağı indim. Oğuz abi bana sarılmak istedi ama biraz geri çekildim. Garip birşey olduğunu anladı. Kutlama iyi geçti. Pastayı kestik yedik. Herkes yavaş yavaş evlere dağıldı. Sadece ben, Selen abla, Oğuz abi ve Arif abi kalmıştık. Kitabı aldım. Ve masanın üstüne attım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı yine. Arif abi kitabı aldı inceledi. O da gerçekleri, duyunca öylece kalmıştı.
Oğuz: Nerden buldun bunu??!!!
Masal: Ne önemi var.
Oğuz: NERDEN BULDUN BUNUUU???!! 😤
Oğuz abiyi ilk defa bu kadar sinirli görmüştüm.
Masal: NEDEN ya neden söylemediniz.
Selen: İyiliğin için.
Masal: İyiliğim için mi?? Bu mu iyilik. Ya ben yıllarca yas tuttum. Annemler öldü diye. Bu mu iyilik.
Ses tonlarımız yükselmişti.
Masal: annem ve babam yaşıyor ama bunu bana söylemediniz!! Sizin yüzünüzden ikisini de öldü sandım.
Oğuz: Bizim yüzümüzden değil. Senin yüzünden oldu hepsii.!!
Oğuz abinin bu söyledikleri evde yankı yapmıştı. Dengemi kaybettim tam düşüyordum ki arif abi tuttu beni. Odama götürdü. Gözlerimden hala yaşlar akıyordu. Karşıma geçti ve gözyaşlarımı sildi. Anlımı öpüp sarıldı. Bu iyi gelmişti. Ama canım hala çok yanıyordu. Arif abi bana son kez sarıldı ve odadan çıktı. Üstüme sabah ki kıyafetlerimi giydim. Çantamı hazırladım, içine el feneri. Bir kaç kitap ve biraz su koydum. Artık emindim bu gece kaçıcaktım.
Saat:00:00
Sonunda gece yarısı olmuştu. Camımı açtım, tam camdan çıkacakken biri kolumu tuttu. Bu Arif abiydi.

Arif:  ne yaptığını sanıyorsun sen.??
Masal: Abi annem ve babam sadece ben kurtarabilirim. Bırak nolur gideyim.
Arif: Olmaz.
Masal: Ama ab-
Arif : Tek gidiceğini düşünmedin herhalde. Bende geliyorum. Seni tek bırakmam.
Sıkıca Arif abime sarıldım. Artık tek hedefimiz. Annem ve babamı bulmak onları kurtarmaktı...

      DEVAM EDİCEK...

Aynı Masal Farklı SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin