Masal Adıgüzel: Saat: 00:00 Arif abi ile. Sessizce camdan, çatıya çıktık. Çok yüksek olmadığı için aşağı atladık ve bahçeden çıktık. Geriye sadece BKM'nin dış duvarını aşmak kalmıştı . Tam köşeyi dönüyordum ki, Arif abi ağzımı kapattı ve beni kendine çekti. Gözleri ile ileriyi gösterdi. Gösterdiği yöne baktım. Güvenlik görevlileri duruyordu. Sessizce Arif abiye döndüm. Masal: Ne yapıcaz şimdi?! Arif: Arka tarafta çok fazla güvenlik olmuyor. Oradan Kaçabiliriz. Zaten BKM'nin arka tarafı ormana gidiyor bizi orada kolay kolay bulamazlar. Kafam ile onay verdim. Ve sessiz ama hızlı adımlar ile arka tarafa gittik. Burada kimse yoktu. Ama duvar çok yüksekti. Arif abi ellerini birleştirdi, ellerine çıktım ve beni yukarı doğru attı. Duvarın üstüne çıktım. Arif abi duvara tırmandı hemen. Masal: Buradan çok kaçtın galiba. Hemen çıktın ve burada görevli olmadığını da biliyorsun. 😏 Arif: Bazen provalar çok sıkıcı oluyordu inan bana. 😅 Arif abi aşşağı atladı. Kollarını açtı. Arif: Hadi atla. Seni tutucam. Sırıtmak ile yetindim. Ve Arif abinin yanına atladım. Masal: küçüklüğümden beri bir sürü eğitim alıyorum. Dans, kendini koruma ve parkur. Burası benim için çocuk oyuncağı. 😏😏 Arif abi göz çevirdi ve hızlı adımlar ile ormanın içine girdik. Dikkatli bir şekilde yürüyorduk. Saat: 00.58 1 saate yakın yürütmüştük. Sonunda ağaçlardan kurtulduk ve vadi gibi bir yere geldik. Kafamı kaldırıp yıldızlara baktım. İlk defa yıldızlara bu kadar yakındım. Etrafta bir sürü çiçek vardı. Aşağıda Bir göl. Arif abi olduğu yerde kaldı. Ben biraz ilerledim. Gökyüzüne baktım. Kendi etrafımda döndüm. O kadar güzeldi ki anlatamam.
Arif güloğlu: Ağaçlardan çıkıp, açık bir yere gelmiştik. Olduğum yerde durdum. Masal kendi etrafında dönüp, gökyüzüne baktı. Bir süre masalı izledim öylece. O farklıydı, herkesten, her şeyden çok farklıydı. Diğer kızlar gibi değildi. Güçlüydü. Savaşçı prenses derler ya hani, Masalda öyleydi. Ona baktığım zaman, mutlu oluyordum, tatlıydı. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Yanına gittim, ellerini tuttum. Beraber dans etmeye başladık. Ve o an anladım ki, Masal benim için çok değerliydi, onu asla bırakmıcaktım. Dans etmeyi bıraktık. Ve yola koyulduk. Biraz daha yürüdük. Artık ikimizde çok yorulmuştuk. Uygun biryere ateş yaktık. Ateşin yanına oturduk. Masal çok üşümüştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Arif bunu giymiştir) Üstümde ki kapşonluyu çıkardım ve Masalın üstüne örttüm. Masalın çantasını yastık olarak kullandım kafamı çantaya koydum. Masal hala oturuyordu. Arif: uyumıcak mısın?? Masal : Daha önce hiç evden başla biryerde uyumadım. Özellikle ormanın ortasında. Galiba biraz korkuyorum. Arif: Korkma. Ben buradayım. Benim yanımdayken kimse sana zarar veremez. Yattığım yerden kalktım. Oturdum. Masala sarıldım sımsıkı. Masalda bana sarıldı. Kafası göğüsüme geliyordu. İkimizde yattık. Masal üstünde ki kapşonluyu benimde üstüme örttü. O gece masalı hiç bırakmadım. Ve öylece uyuyakaldık. Saat: 05:34 Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Masal hala uyuyordu. Arif : Masal. Masal hadi uyan. Masalın saçını öptüm. Masal yavaş yavaş gözlerini açtı. Masal: Abi, iyi misin birşey mi oldu?? Masal endişeli gözler ile bana bakıyordu. Ona birşey olmadığımı ama artık yola çıkmamız gerektiğini söyledim. Yavaş yavaş kalktık. Toparladık. Ve yola çıktık. Hava aydınlanmaya başlıyordu. Ay yavaş yavaş kayboluyordu. Gölün kenarına gelmiştik. Masal bir tane kayaya çıktı, oturdu ve gökyüzünü izlemeye başladı. Telefonumu çıkardım, Masalın arkası dönüktü. Masalın fotoğrafını çektim. Görünce çok sevineceğinden emindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir süre orada kalıp manzaryı izledik. Masalın uykusu daha açılmamıştı. Dağınık saçlar, uykulu gözler. Aynı Cenan'dı. Ona çok benziyordu. Masal ayağı kalktı. Yürümeye başladı. Bende peşine takıldım. Hava tam anlamıyla aydınlanmıştı. Saat 07:45 Masal durdu, çantasından bir kitap ve günlüğü çıkardı.
Masal Adıgüzel: Zorlu bir gece olmuştu ama Arif abi yanımda olduğu için hiç korkmadım. Arif abi beni uyandırdı ve yola çıktık. Hava aydınlanmaya başlıyordu, ay yeni yeni kayboluyordu. Göl kenarına geldik. Bir tane kayanın üstüne çıkıp oturdum ve gökyüzünü izlemeye başladım. O an neler hissettiğimi anlatabilsem keşke. Çok farklıydı, çok güzeldi. Arif abi yanına geldi oturdu. Bir süre manzarayı izledik, sessizce. Ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım. Arif abi peşime takıldı. Saat: 07:45 Hava tam anlamıyla aydınlanmıştı. Durdum. Çantamdan bir kitap ve günlüğü çıkarttım. Yere koydum ve okumaya başladım. "Kolay değildir, laneti bozmak. Laneti bozmak için, yüzleşmek gerekir gerçeklerle. Bütün gerçekler ortaya çıktığında, bozulur lanet. Tek yol gerçekler. " sesli bir şekilde okudum. Arif abi şaşkın şaşkın bana bakıyordu. "Kelebek ve papatya'lar" dedim sesli bir şekilde. Annem ve babam "eğer bir yerde kelebekler ve papatyalar görürsen biz oradayız demektir. " yazmıştı kitaba. Ama nereden bulucaktık. Bir sürü kelebek ve papatya olan yerler vardı. Tam o sırada Arif abi lafa girdi. Arif: Batı. Çiçekler ve kelebekler daha çok batıya doğru olur. Dedi. Eşyaları topladım. Ve batıya doğru yola çıktık. Biraz ilerledikten sonra bir ev bulduk. Evde kimse yok gibi görünüyordu. Sessizce içeri girdik. Masal: Sence şuan bu yaptığımız yasal mı?? Arif: Sence?! Birinin evine gizlice giriyoruz. Haneye tecavüz sayılır. Eve girdik. Bir süre bekledik, kimse gelmedi. Evde kimse yoktu anlaşılan. Arif abinin çantasında yemekler vardı. Onları yedik, biraz dinlendik. Eğer kimse gelmez ise bu akşam burada kalıcaktık. Çok geçmeden bir tane amca içeri girdi. İlk başta bizi görünce koktu ama sonra, Amca: Masal. Masal: sizi tanıyor muyum?? Amca : Annen ve baban hakkında gerçeği öğrenmiş olmalısın. Yaşlı amca Arif abiye döndü. Amca: Arif. Onu yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim. Sonuçta anne ve babasının yerini bilen sayılı kişilerdensin. Bu lafı duyunca beynimden aşşağı kaynar sular döküldü. Arif abi gözleri ile adamı susturmayı çalıştı. Masal: N ne?! B biliyor muydun? Arif: M Mas- Masal: Sana güvendim ben. Herkes benden birşey saklıyordu. Ama senin benim tarafımda olduğunu düşündüm. Gözlerimden yaşlar aktı. Ve koşarak evden çıktım.
Arif güloğlu: Masalın bunu öğrenmesi iyi olmamıştı. Koşarak evden çıktı uzaklaştı. Peşinden dışarı çıktım. Hava kararmak üzereydi ve yağmur yağmaya başladı. Bir an bile durmadım ve masalın peşinden gittim. Aradan 1 2 saat geçti. Hala yağmur yağıyordu. Masal için endişelenmeye başlamıştım. Tam arkamı dönüp gidiyordum ki ağlama sesi duydum. Arkamı döndüm ve sesin olduğu tarafa gittim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu masaldı. Koşarak yanına gittim. Kapşonlumu üstüne sardım ve kucağıma aldım. Buz gibi olmuştu. Eve kadar kucağımda taşıdım. Eve getirdim ve yatağa yatırdım. Onun için kıyafet hazırladım. Uyanana kadar başından ayrılmadım. Çok geçmeden uyandı. Kalktı ve bana bakıp sarıldı. Masal: Senden başka kimsem yok. Nolur benden birşey saklama. Ağlamaya başladı. Bende masala sımsıkı sarıldım ve söz verdim. Hayatımda ki en önemli insan ile aram Bozuluyordu az daha. O benim herşeyimdi...