[Hafif cinsellik uyarısı!]
Ay yanında ki yıldızlar ile kapının önünde ileri geri giden sarışın oğlanın saçlarını süslüyordu. Heyecanlı mıydı? Yoksa korkuyor muydu? Saat uyku vaktine gelmişti. Kimsenin olmayacağını bildiği halde neden böyle tur atıyordu girişte.
İçeri giren arkadaşları bulmuş muydu? Çok büyüktü hemen bulamazlar. Derin bir nefes alan genç olduğu yerde durup gökyüzüne baktı. Dudakları kıvrılırken tüm endişesi ortadan kayboldu. Merdivenlere oturup gözlerini kapattı. Sabah ki çizimler gözlerinin önüne geldi. Çatışan kaşlarıyla beraber gözlerini açtı.
Aynı sıcak his kasıklarında belirdiğinde nefesini tuttu. Elleri istemsiz bacaklarında gezinirken gözlerini tekrar kapattı. Bu kez gördüğü yabancı çizimler değildi. Beyni onun sevdiği ustasını hayal ettiriyor, onunla sıcak pozisyonlar içinde düşündürtüyordu. Bir süre kendisini de hayalleri içine kattı. Eli dudakları üzerinde gezinirken, yakınlarda bir ses işitti. Sanki hemen kulağının dibinde hayalini kurduğu adamın sesi vardı.
Aklına Han'ın anlattığı şeyler geldi. İtaatkar birinin nasıl olması gerektiğini, nasıl seslenirse etkileneceğini. Tanrım! Bunlar gerçekten çok sıcak kelimelerdi. Geceye karışan hızlanmış nefesler bir başka ses katıldı. Güçlü ama nazik bir ses sarışın oğlanın adını söyledi.
"Félix."
Adımlarını yerde oturan sarışın oğlana doğru attı. Titreyen beden ve pembe yanaklarıyla donmuş gibi görünüyordu. Endişelenen genç adam kendisini duymayan gencin önünde eğildi. Elini alnına koyduğunda sıcacık alın ile kaşlarını çattı. Yanıyordu. Fakat bedeni üşüyormuş gibi titremesinin sebebi neydi? Genç adam müridinin omzunu tuttu. Temas ile açılan gözler gecenin karanlığında yıldızlar kadar parladı. Dudaklarından kaçan hafif iniltiyle genç adam canını yaktığını düşünerek elini uzaklaştırdı.
"Félix, iyi misin?"
Az önceye göre bakışları normale dönen genç oğlan başıyla onayladı ustasını. Gözleri baygın bakışlarıyla olanları hatırlamaya çalışıyor gibiydi. Bacaklarını sıkıca birbirine bastırıp kesik bir nefes aldı. Karşısında ki genç ustanın gözlerinin içe bakarak az önce omzunda olan eli tuttu. Beklediği gibi şaşıran ustası ile dudakları kıvrıldı. Yüzüne çok yabancı olan yaramaz gülüşü yerleşirken sesini incelterek arkadaşının öğrettiği gibi oynadı.
"Babacığım."
Çatık kaşlar birleşecek kadar yakınlaştığında genç oğlan tuttuğu elin avuç içini öptü. Öpücüklerinin yerini küçük dil darbeleri aldığında genç adamın nefesi kesildi. Gözleri şaşkınlık ile büyürken önünde ki görüntüyü izledi. Tanrım, bu kadar tehlikeli hissettirmesi normal miydi? Nemli gözler ustasının gözleriyle birleştiğinde, gülümsedi.
"Babacığım olun." dediğinde yutkundu.
Müridi böyle biri değildi. Yada o artık düşündüğü kadar küçük aşık değildi. Tanrım, neden onu hayal ediyorum şimdi. Elini hızla sarışın oğlamdan kurtardı. İki adım gerilerken ona değil kendine sinirliydi. Felix de ayaklandığında aralarında ki mesafeyi biraz daha açtı. Az öncekinden daha farklı bir ses tonuyla aynı cümleyi yeniden tekrarladı.
"Babacığım olun."
"Ustan olduğumu unutma."
"Babacığım."
"Lee Felix! Ceza odasına!!!"
Kıkırdayan genç oğlan ile daha çok sinirlendi. Bileğinden tuttuğu gibi karanlıkta kaybolan ikilinin arasından dışarı çıkan gençler olayı kavramaya çalışıyordu. Göz yaşlarını siliyormuş gibi davranan Han konuştu önce.
"Çok iyi öğrenmiş, bizi korumak için ceza aldı."
"..."
***
12 ağustos 2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be my daddy - hyunlix -
Short Story"Babacığım olun." "Ustan olduğumu unutma felix." "daddy." " Lee Felix!!! Ceza odasında beni bekle." Not: bu hikayenin bir sonu asla olmayacaktır. Cinsellikten hoşlanmıyorsanız çokta tavsiye etmem.