2.

3.5K 234 56
                                    

"Üçümüzün aynı odada olması dışında her şey berabat."

Seungmin temiz kıyafetlerini kendisine ait bölmeye yerleştirirken mızmızcı arkadaşına gözlerini devirdi. Onu memnun etmek çok zordu. Felix yatağına oturmuş verilen ödevini yapmaya başlamıştı.

Öğle vakti yaklaşıyordu. Şimdiden karnı konuşmaya başlamıştı yatağında uzanan gencin. Elini karnın üzerine koydu. Kaşları çatılırken sol tarafında ki yatağa doğru döndü. Yatağında ödevini yapan arkadaşına dolmuş gözleriyle baktı.

"Felix burada yemek saatleri ne zaman?"

Sarışın oğlan gülümseyerek iki sayfa geriye gitti. Bulduğu yazıyı okumak yerine kitabı arkadaşının göreceği kadar kaldırdı. Okumak için kısılan gözler hızla büyüdü.

"Öğle yemeği yok mu... Iııhhıı..."

"Benim yanımda yiyecek bir şeyler vardı."  seungmin yatağının üzerinde ki kıyafetlerin arasından  çıkardığı kumaşla yanlarına geldi.

Küçük yağlı çörekleri arkadaşlarına doğru uzattı. Bakışlarını yakaladığında ikili 'bunu nereden buldun' bakışı atmıştı.

" buranın kurallarını biliyordum. "

" Ah.. Çok güzel, umarım daha fazlası vardır. Çok açım." dediğinde bile ağzına bir başka lokmayı sıkıştırmıştı han.

"Daha önce buraya eğitime geldin mi?" felix sorusuyla beraber çörekten küçük bir ısırık aldı.

Başıyla onaylayan arkadaşı, kıyafetlerini yerleştirmek için kalkmış, yatağına geri dönmüştü.

"hey seungmin, kaç tane kuralları var?"

"en son geldiğim de otuz beş kuralları vardı."

Arkasını bile dönmeden cevapladığı soruyla felix cevabını onayladı. Han ağzında ki çöreği çiğnemeyi bıraktı, eli kalbinin üzerine yerleşirken boğuk bir inlemeyle kendisini arkaya doğru bıraktı.

"Oyalanmazsan akşama kalmaz biter."

"Kaç tanesini yazdın?"

" hmm.. Şuan yirmi dörtdüncü kuraldayım."

Derin bir nefes aldı. En azından kısa olan kurallar sayesinde içi rahatlamıştı. Son kalan çöreği de hızla kapıp hepsini ağzına attı. Hala küçük ısırıklarla yiyen sarışın oğlanın bakışları altında yatağından kalktı. Kapıya doğru giderken bir şeyler geveleyerek dışarı çıktı.

"Ne dediğini anladın mı?"

"Hayır." dediğinde seungmin işini bitirmiş yatağına geçip, kuralları yazmaya başlamıştı.

Genç büyük bahçe de koşturarak arkadaşını arıyordu. Bu saatlerde asla odasında olmayacağını bildiği için hızla sabah ki gösterilen gölete doğru koşuşturdu.

Yolda karşısında çıkan bir çok büyüğünün şaşkın bakışları arasında tanıdık yüzü arıyordu. Neden herkes kendisine kınayan bakışlarla bakıyordu ki? Bacakları yorulan genç durduğunda çoktan Gölün girişine gelmişti. Hem soluklanıyor hem de arkadaşını arıyordu.

"nerede bu?"

Kendi kendisine sorduğu soruyla ileriden görünen bir grup öğrenci ile doğrulup gülümsedi. Chan arkadaşını görmesiyle hızla ona doğru ilerledi. Arkasından da küçük kardeşi jeongin gitti. Kocam gülümseyen han omuzlarını dikleştirip bir abi edasıyla küçüğü jeongin'nın onu selamlamasını izledi. Keyfi yerine gelmiş olmalı ki, daha sonra kendisi arkadaşını selamladı.

"Ne yapıyorsunuz?"

"Yıkanmak için geldik. Odaya geri dönüyoruz."

Dudaklarını birbirine bastıran jisung başını hafifçe salladı. Kollarını iki gencin omzuna attı.

"Hadi tekrar yıkanalım."

"yarına verilen ödevler var, onu yapmalıyız."  dediğinde onu onaylayan chan ile ofladı.

"Yolu açın." soğuk sesin sahibini tanıyan ikili omuzlarında ki kollarda kurtulup selam vermek için arkalarını döndüler.

Han yüzüne yayılan gülümsemesiyle ustasına doğru döndü. Diğer iki genç gibi onu selamlayıp geçmesi için yolu açtı.

Soğuk gözler üzerinde durduğunda kısa bir bakışın ardından yanından geçen bedenle son bulmuştu. Elleri arkasında bağlı ilerleyen usta Lee sis tabakasının içinde kaybolmadan önce konuştu.

"Han jisung beni takip et."

***

1 ağustos 2021

Be my daddy - hyunlix - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin