6

151 13 12
                                    

O günden beri Draco ile arasında pek de bir şey olmadı Harry'nin. Draco'ya zorbalık yapanlar azalmıştı. Belli ki Harry'nin kendileriyle de kavga etmesinden korkmuşlardı ki, haklılardı da. Harry eğer bir kişi daha Draco ile uğraşırsa onu pişman edecekti ama kimse Draco'ya yanaşmadığından böyle bir şey olmadı.

Gel gelelim Hogsmade gezilerinden ilkinin zamanı gelmişti ve herkesin morali yerindeydi, Harry de dahil. Son zamanlarda Ron ve Hermione'yi ihmal ettiğini düşündüğü için bu gezi çok değerliydi. Tek bir dakikasını bile boşa harcamak istemedikleri için bir plan oluşturmuşlardı -Hermione sağolsun-.

Hafta sonu geldi ve çoğu kişi gibi onlar da planlarını uygulamaya koydular. Balyumruk'a, Üç Süpürge'ye ve daha nicelerine gittiler. İyice gezip eğlenmişlerdi ve şu anda da üç süpürgede oturuyorlardı. Bir yandan içkilerini yudumluyorlar bir yandan da sohbet ediyorlardı. Hallerinden memnundular. Harıl harıl konuşuyorlardı , birbirlerini o kadar özlemişlerdi ki başka hiçbir şeyin farkında değillerdi. Gerçi Harry geçenlerde dövdüğü Gryffindor öğrencisinin arkadaşıyla fısıldayarak bir şeyler konuştuğunu ve bunun Malfoy ile ilgili olduğunu duymuştu.

İçine bir şüphe doğdu Harry'nin. Niyetlerinin iyi olduğuna inanmıyordu, Malfoy ile ilgili olan bir şey iyi olamazdı zaten. Kuruntu yaptığının farkındaydı ama elinde değildi. Son olanlardan sonra Onun için endişelenmeden edemiyordu.

" Ben tuvalete gidiyorum" dedi Harry Ron ve Hermione'ye. İkisi peki diye cevaplayıp saldılar Harry'i. Bu sırada Gryffindor'lular dükkanın arka tarafına gidiyordu. O da onları takip etti.

"Ne yaptın, ne yaptın?"

"Kaçıncı kez söyleyeceğim, bir yangın büyüsü. O ölüm yiyen odada tek kaldığı anda etraf cayır cayır yanmaya başlayacak."

"Sana inanamıyorum."

"Peki son dedikoduları duydun mu, Potter'ın onu kucağında taşımasının sebebi Malfoy'un kendi bileklerini kesmesiymiş. eh benim sayemde biraz daha acılı bir yolla da olsa istediğine erecek."

"Kanka sen var ya, acayip zekisin. Bu benim ölsem aklıma gelmez, demek intihar etmeye çalışmış ha, keşke ölseymiş de cezasını bulsaymış. Bu kadar zayıf birinin yaşamaya hakkı yok."

Harry 'nin ayakları isteği dışında hareket etmeye başladı. Kafayı yemek üzereydi. Eğer yetişemezse Malfoy ölecekti. Bu yüzden aklına hızlıca gelen bir fikirle zindanlara yakın olan bir gizli geçide cisimlendi ve ardından hiç koşmadığı bir hızla koşarak Slytherin ortak salonuna gitti. Şansına biri tam o anda dışarı çıkıyordu da içeri girebildi. Hızla yatakhaneye ve oradan da odalara gitti. önüne çıkan ilk kapıya girdi, içeride kimse yoktu.

Bir yandan "MALFOY NEREDESİN" diye bağırıyor bir yandan da kapıları teker teker açıyordu. En sonunda açamadığı bir kapı ile karşılaştı. Bu olmalıydı, bir nedenden dolayı açılmıyordu kapı. İçeride olanı saklamak için.

Geriye çekilip tüm gücüyle vurdu kapıya. Açılmıştı. her şey normal gibi gözüküyordu içeride, kimse yoktu. Ta ki içeriye adım atana kadar. Her şey bir anda değişmişti şimdi. Atmosfer bir anda dumandan dolayı karardı ve alevler ortaya çıktı. Bir de Malfoy'un yatağın kenarında, yerde yatan biliçsiz bedeni. Bulduğu bir açıklıktan alevlerin arasına daldı ve odadan çıktı Draco ile.

Yavaşça yere bıraktı onu, ilk yardım yapmalıydı. Çünkü revir uzaktaydı ve geçen sürede Draco'ya bir şey olabilirdi. Eli ile nefesini kontrol etti az da olsa nefes alıyordu ama yetersizdi. Suni tenefüs yaptı bu yüzden. Bir an bile tereddüt etmedi dudaklarını dudaklarına yapıştırırken. Draco'yu kurtarmak için yapacaktı bunu tabi ki, tereddüte yer yoktu.

Daha iyi nefes alıyordu şimdi Draco. Harry onu tekrar kucağına aldı ve koşmaya başladı. Onu revire yetiştirmek için.

***

O tedavi olurken başında bekledi bu kez. Yanıkları ciddi değildi ama karbon zehirlenmesi geçiriyordu. Aptal hissediyordu Harry, Malfoy'u yanlız bırakmamalıydı. Onu korumalı ve yardım etmeliydi. Yoksa ona zarar gelmeye devam edecekti. Bunu istemiyordu. Ne de olsa hayatını kurtarmıştı kendisinin, ona borçluydu. Bir karar verdi Harry, ne olursa olsun Draco'nun yanından ayrılmayacaktı. Kendisine zarar veriyordu Draco, yara izlerini görmüştü. Kendisini başkalarından korumaya tenezzül bile etmezdi artık. Bu yüzden bu artık Harry'nin göreviydi.

***

Draco uyandığında baş ucunda Harry'i gördüğünde şaşırdı. Son hatırladığı şey yangın çıktığı ve zehirli gazlardan etkilenmemek için yere yattığıydı. 

"Malfoy kalktın mı? Ağrın var mı, iyi misin?" Draco öylece kalakaldı Harry'nin onunla böyle ilgilenmesi şaşırtıcıydı.

"Sana ne Potter. Üstelik burada ne işin var?"

"Senin hayatını kurtarıyorum ve bana böyle mi davranıyorsun. Alındım doğrusu. Ben olmasam alevlerin arasında kül olurdun." Biraz üstten bakıyordu Malfoy'a, buna da hakkı vardı hani. Kaç kere ona yardım ettiğinin sayısını kendi bile bilmiyordu.

"O yangın, neden çıktı bir bilgin var mı?" Konuyu değiştirdi Draco, merak ediyordu çünkü.

"Şu benim dövdüğüm piç büyü yapmış, ben de şans eseri öğrendim."

"Ve beni kurtarmaya geldin öyle mi?" Harry bu soru karşısında sessiz kaldı. "Teşekkür ederim Potter, beni 2. defa kurtardın."

"Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı."

"Hayır yapmazdı. Herkes benden nefret ediyor, beni görseler bir kibrit de onlar çakardı. Fazla alçak gönüllüsün."

"Neyse teşekkürler" dedi Harry kızararak. Derin bir iç çekti. Sonra "kendini korumaya niyetin yok değil mi?" Diye sordu Draco'ya.

"Neden olsun ki, artık kimin ne yaptığı umurumda değil. Bana istedikleri gibi davransınlar. Damgalandım sonuçta." Hüzünlü bir şekilde gülümsedi ve Harry'e baktı. "Beni hiç kurtarmamalıydın Potter, diğer ölüm yiyenlerle birlikte Azkaban'da hapis olmalıydım. Hem ne düşünüyordun ki. Beni kabul edeceklerini mi? Öyle bir şey olmayacak, herkes benden nefret ediyor ve ölmemi istiyor. Ben de dahil." Harry'nin gözleri hafifçe sulanmıştı, Draco için üzülüyordu.

"Ben senden nefret etmiyorum. Ve ölmeni de istemiyorum. Öyle olsaydı seni kurtarmazdım." Garip bir şey yaptı Harry içgüdü ile. Draco'nun elini tuttu ona destek olmaya çalışırcasına. "Ben bir karar verdim Malfoy, ne olursa olsun seni koruyacağım ve yardım edeceğim." Draco şaşırmıştı, ne diyordu bu böyle. Ne yardımı. O daha kendini sevemezken, düşmanı mı onu koruyacaktı.

"Kafayı mı yedin sen? Ne yardım etmesi, ne koruması. Biz düşmanız unuttun mu. Sana neler yaptım ben, şimdi ise  dalga geçip üstünlüğünü ilan edeceğine yardım edeceğim diyorsun."

"Biz düşman değiliz Malfoy, senin arkadaşın olacağım." Harry serçe parmağı ile Draco'nun serçe parmağını tuttu ve yemin işareti yaptı. "Söz veriyorum Malfoy, senin yanında olacağım. Sen de bana söz ver, intihara kalkışmayacaksın. Eğer kendini öldürürsen peşinden gelir yakanı bırakmam, yemin ederim." Draco'nun kalbi küt küt atıyordu. Vücut ısısı yükselmişti ve garip bir şekilde güvende hissediyordu. Harry ciddiydi ve o da bunun farkındaydı. Bu yüzden o da Harry'nin parmağını kavradı.

"Söz veriyorum"

Böylece aralarındaki söz başlamış oldu.


***

Suicide... |drarry|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin