6

62 7 33
                                    

Hongjoong kılıcını sıkıca tutarak Yeosang'ı bıraktığı yere koştu.

Şelaleye vardığında ise geç kaldığını anlamıştı.

__________________________________

Siyah saçlı olan gördüğü beden ile sessiz adımlarla arkasına yanaştı.

Korsan kıyafetlerinden onun bir korsan olduğu apaçık ortadaydı.

Çevik bir şekilde sarışının kafasına vurup bayıltmıştı. Dikkatlice sarışın bedeni omzuna attı ve kendi gemisine ilerledi. Şu ana dek hiç bu kadar güzel bir kordan görmemişti. Daha doğrusu bu korsanı hiç görmemişti. Japon denizinden gelen bir korsan olabilirdi çünkü son zamanlarda oradan gelen çokça korsan vardı.

Gemiye sonunda geldiğinde omuzundaki esiri tam ortada bulunan direğe bağladı. Uyandığı an sorgulama işine başlardı. Şimdi yola çıkması gerekiyordu.

Yeosang gözlerini acı ile araladı. Tanımadığı manzaraa karşılaşınca paniklemişti. Kalkmaya çalıştığında bağlı olduğunu görmüştü. Vücudunun her yerine korku yayılırken sinirle nefes verdi. Hongjoong onun kaçtığını sanacaktı ve tüm planı iptal olacaktı.

"Kaptan, esir uyandı!"

Yan tarafında geminin kaptanına seslenen tayfadan birisi vardı. Yeosang seslendiği yöne çevirdi bakışlarını. Tahta kapı açılıp içeriden siyah saçlı birisi çıkmıştı.

"Tamam, hadi işine dön."

Sert ve istikrarlı adımları ile Yeosang'ın tam da önünde durdu. Yerdr oturan Yeosang ile aynı hizaya gelmek için kendisi de çömeldi.

"Kimsin sen?"

"Seni ilgilendirmez."
(Bu seni hiç alakadar etmez aga.)

"Demek dilimizi biliyorsun?"

"Oradan bakılınca uzaylıya mı benziyorum? Hah siz hiç insan görmediğiniz için bilmezsiniz tabii."

"Fazla konuşuyorsun, köpek balıklarına mı yem olmak istiyorsun?"

"Ya yine mi köpek balığı! Atıcam en sonunda kendimi."

"Yine mi derken?"

"Konuşsana, Yine derken?"

"Gerçekten beni korsan mı sandın? Korsanların akıllı olduğunu bilirdim. Istisnasın galiba?"

"Kızdırma beni."

"Sen hiç bu kadar bakımlı bir korsan gördün mü?"

"Ne yani korsan değil misin?"

"Aptal. Prensim ben."

Pirate King } HongSangWhere stories live. Discover now