kiss me

232 31 29
                                    

multi: doja cat - kiss me more
iyi okumalar :*

Hinata ve Kageyama birlikte içeri girdiğinde dairedekiler şaşırmıştı.

Akaashi ve Kenma içkileri hazırlarken Kuroo ve Bokuto büyük ekranda video oyunu oynuyordu.
"Selam Sho!" Kenma oğlanı kendisine çekti ve sıkıca sarıldı.
"Naber?" dedi Hinata'dan ayrılıp. Hızlıca işine geri döndü.
"İyiyim, yardıma ihtiyacın var mı?" Hinata yanından geçip giden Kageyama'yla biraz da olsa rahatladı. Ona ne kadar yakın olursa o kadar nefessiz kalıyordu.
"Şuradaki cipsleri alıp içerideki masaya koysan yeter. Her şey bitti." Hinata fazlalıklarından kurtuldu ve hızla arkadaşının işaret ettiği yerden kaseleri alıp salona geçti.

"Hinata! Yüzünü gören cennetlik." Mutlulukla bağıran Bokuto'yla Hinata da istemsizce gülümsedi. Kuroo ve ikisi televizyonun karşısında yere oturmuşlardı, Kageyama ise orada değildi.
Hinata nerede olduğunu merak edip istemsizce etrafına bakındı.
"Kage lavaboya gitti." Oğlan sıçradı.
"Ha?"
"Kageyama diyorum, lavaboya gitti. Ona bakındıysan diye." Kuroo sırıtarak ona takılınca Bokuto ensesine bir tane geçirdi.
"Yok ben Tsumu'ya baktım. Burada değil mi?"

Kuroo ona kesin öyledir diyen bir bakış fırlatıp önüne döndü.
"Gecikecekmiş biraz." dedi Bokuto Atsumu'nun ona az önce attığı mesajı açıp Hinata'ya sallayarak.
"Anladım..."
Hemen ardından Kuroo'nun üzerine atlayıp onu yere devirdi Hinata.
"Lan n'apıyosun oğlum?!"
Turuncu saçlının ağırlığı onu zerre etkilemese de ani hareketiyle yere devrilmişti.
"Piç kurusunun tekisin ama iyi ki doğmuşsun Tetsuro!" Kuroo sırtına oturan oğlana güldü.
"Sağ ol kanka, sen de hayırsızın tekisin ama seviyorum işte ne yapalım?"
"Bensiz olmaz!" Bokuto haykırarak ikisinin üzerine atlayınca Hinata acıyla bağırdı.
"Hassiktir Bokuto ya!" 

Onları tiksintiyle izleyen Akaashi Kageyama'yla kısaca sarıldı.
"N'aber?" Kageyama omuz silkti ve arkasını dönüp turuncu saçlı oğlanı izledi.
"Bugün içeceğiz."
"Hm?" Kageyama 'ee...' dercesine Akaashi'ye baktı.
"İçkinin olduğu yerde iki yol vardır. Ya her şey daha iyi olur ya daha kötü." dedi oğlanın omzunu sıvazlayıp.
"Galiba..." dedi Kageyama dalgınca ve eli ensesinde koltuklara ilerledi.

Sakusa ve Atsumu aralarına katıldıktan sonra salonda oturmuş bir saat boyunca klasik muhabbetlerini yapmış biraz da oyun oynamışlardı. Gerçi bu muhabbet artık Hinata'ya o kadar alışıldık gelmiyordu. Uzun bir süredir bütün arkadaşlarını boşlamıştı ve tekrar şimdi hepsiyle birlikteyken kendisinden deli gibi utanıyordu. Tabii bunda göz göze gelmemek için her şeyiyle uğraştığı Kageyama'nın da payı vardı.

"Ev-vet! Odada bulunan en cömert varlık olarak size Votka aldım." Atsumu kendini beğenmiş gülümsemesiyle çantasından içki şişesini çıkarınca Bokuto onu sertçe ittirdi.
"Sen şaka yapıyorsun!" diye haykırdı keyifle ve Kuroo'yla hayvani sesler çıkararak oğlana saldırdılar.
"Lan! Siktirin gidin rahat bırakın oğlum!" Hinata kargaşanın arasında Kenma'nın ona verdiği işareti anladığı gibi aralarına sıvıştı ve şişeyi kaptı.
Kenma'nın uzattığı iki plastik bardağa yeterli miktarda doldurdu.

"Durun öldürürüm sizi! Eşit bölüşeceğiz ulan!" Kenma ve Hinata asla takmadan bıyık altından sırıtarak bardaktaki sek votkayı kafalarına diktiler.
"Yavaş, hastanelik olmayın enayiler." Akaashi zaten yeterince dönmüyormuş gibi ikilinin başına geçirdi.
"Off, sarstı!" Hinata kafasını hızla iki yana salladı ve yanaklarını tokatladı.
"Harbiden mi ya?" dedi Sakusa alayla sırıtarak. Kenarda kimseye hissettirmeden bir şişe kokteyli açmış çoktan yarılamıştı.
Kageyama ise o sırada neredeyse kimseyi iplemeden masaya bırakılan votka şişesinden bardağına doldurmuş içmeye başlamıştı.
"Çok uzun bir gün olacak ha?" dedi Akaashi önündeki manzarayı sıkıntıyla izlerken.

Üç saatin sonunda kafası yerinde olan kimse kalmamıştı. Olabildiğince ağırdan almaya çalışmışlardı yine de içki şişeleriyle dolu masa şimdi bomboştu. Herkes zil zurna sarhoştu ve Kenma tuvalette kusuyordu.

"Pışt!" Hinata koltukta yarı baygın oturmuş gülerek yere kurulmuş sırtını da Hinata'nın oturduğu koltuğa yaslamış Kageyama'ya seslendi. Kageyama'nın kafası o kadar güzeldi ki gelen sesin Bokuto'nun sevdiği kediden geldiğini düşünmüştü. Buradaki sorun Bokuto'nun elinde bir kedi olmamasıydı.

"Ka-ge-ya-maaaaa!" Hinata doğrulmaya çalışıp da kaslarını kontrol edemeyince onu fark edip arkasını dönmüş oğlana doğru dengesini kaybetti.
Kageyama refleks gibi turuncu saçlının bacakları arasında tamamen kendisini ona döndürdü ve dizlerinin üzerine kalkıp kendisine doğru düşen bedeni belinden yakaladı.
Hinata şaşkınlıkla oğlanın omuzlarına tutundu. Çenesi yanağını sıyırınca kendisini hafifçe geriye çekti. Burun burunaydılar ve alkollü nefesleri yüzlerine vuruyordu. 

"Hmm?" diyerek cevapladı Kageyama onu. Ses tonu Hinata'yı gıdıkladı.
"Hiiç, yüzünü görmek istedim. İsteyemez miyim?" çocuğun doğru düzgün konuşamaması Kageyama'yı güldürdü. Alnını turuncu saçlının minik omzuna yasladı. Çok güzel koktuğunu düşündü.
"İstersin, ben de isterim." Hinata yanağını yüzünü boynuna gömmüş oğlanın siyah yumuşacık saçlarına yasladı. Omzunda dinlendirdiği kollarını sıkıca boynuna sardı.
"Ama ben daha fazlasını da isterim." Hinata'nın kalbi yeterince hızlı atmıyormuş gibi daha da hızlandığı sırada Kageyama ikisinin yüz yüze gelmesini salladı ve burnunu hafifçe onun minik burnuna sürttü. Anın büyüsü Bokuto'nun çemkirmesiyle bozuldu.

"Siz iki piç kurusu, Kuroo'nun odasına falan geçin. Aylardır birleşin diye boşu boşuna uğraşmışız ya! Bir alkol verseydik hallolurmuş." onlara kelimeleri yayarak bağırdığı sırada yerde yarı baygın bir şekilde sürünerek önündeki son kalan şarap şişesini almaya çalışan Atsumu'nun suratını tekmeliyordu.

Hinata anında kızarırken Kageyama omuz silkti ve oğlanın belindeki kollarını kalçasına sardı.
"Ay, n'oluyo?" 
"Sıkı tutun." dedi Kageyama asla Hinata'nın çığlığını takmadan ve onu kucaklayıp ayağa kalktı.
Akaashi uzandığı koltuktan kafasını kaldırdı ve sırıttı.
"İyi eğlenceler!" Hinata utançla iki elini suratına kapattığı sırada Bokuto yerden yalpalayarak kalktı.
"Akaashi'm, biz de eğlenelim!" 

Kageyama ayağıyla kapıyı ittirip odaya girdiğinden konuşmanın kalanı duyamamışlardı zaten Kageyama başından beri pek de dinlemiyordu.
Hinata'yı kucağından indirmeden yatağa oturdu ve sırtını başlığa yasladı. 
"Şey... Neden buraya geldik ki?" Kageyama oğlanın utançla önünde birleştirdiği ellerini tuttu ve ayırdı. Böylece göz teması kurmalarını sağladı.
"Sana iki şey soracağım."
"Tamam..." Hinata ellerini temas etmekten ölesiye korksa da oğlanın omuzlarına yerleştirdi.

"Senin için bir arkadaştan fazla mıyım?" O kadar uzun zamandır beklediği an gelmişti, ikisinin de. Kageyama umutluydu, Hinata'nın ondan hoşlandığından emindi. Konuşmadıkları o süreçte bunu anlamış olduğunu düşünüyordu.
"Öylesin." Hinata gözlerini Kageyama'nın koyu mavi gözlerine çıkardı. Bıraksalar ölene kadar izlerim dedi kendi kendisine.
"O zaman... Seni öpebilir miyim?" kucağındaki tüy kadar hafif oğlan gözlerini kaçırıp da bir süre cevap vermeyince Kageyama gerildi.

Sonra Hinata gözlerini yumdu.
"Öp beni."
 Kageyama bir saniye daha beklemedi oğlanın kaçmasından korkarak ve dudaklarına kapandı.


Kavuşması en uzun süren çiftim falan oldu galiba, sonunda...
umarım beğenmişsinizdir. 

my atlantis (sakuatsu ficim) bir göz atarsanız sevinirim ben çok seviyorummm.

XOXO

kiss me ❦ kagehina ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin