3

13K 1.5K 662
                                    

İyi Okumalar

Madrigal
Seni Dert Etmeler

Madrigal Seni Dert Etmeler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

DESTAN KIRATLI (DAĞLAR)

♓️

İhtimaller, yalanlar ve kararlar.

Hayatımın çoğu kısmında doğruları söylemediğimi farkettiğimde sadece on bir yaşındaydım.

İlkbaharın solup Yaz'a girdiğimizin en büyük simgelerinden biri olan Haziran'ın ortalarında, ayın tam on altıncı günündeydik. Benim de dahil çoğu öğrencinin en sevdiği aylardan biri olma sebebiyle de okulların kapanması üzerinden sadece beş gün geçmişti. Alınan karneler, heyecandan çırpınan kalpler ve doğduğumuz an içine düştüğümüz kundak gibi üzerinize yapışan boğucu kimsesizlik...

Bilirsiniz, zengin insanlar için sızlayan vicdanlarına en büyük sus payı yardım vakıflarıdır. O tarihlerde çok büyük bir iş adamı yetimhanemiz için oldukça büyük bir miktarda yardımda bulunmuştu. Bir çok kitap, pahalı kıyafetler, tonlarca oyuncak ve çeşit çeşit pastalar... bir çocuğu avutabilecek aklınıza gelecek ne varsa.

Ne kadar hoş... aslında, üstülerine geçirdikleri pahalı takım elbiseleri içinde karşımıza geçip minnettarlığımızın en büyük nişanesi olan suratımızda ki yapmacık gülümsemelerle vicdanlarını tatmin etmek istemeleri, emin olun o yaşlarda bize nefreti öğreten en büyük etkenlerden biriydi.

Birinin o alçaklara vicdanlarını tatmin etmeleri gereken bir araç olmadığımızı ve ailesizliğin sadece iki saat sonra sindirilen bir pastayla avutulamayacağını söylemeliydi.

Fakat buna gerçekten ihtiyacımız vardı, değil mi? Gerçekten yardıma muhtaçtık.

Aslında bakarsak yardım vakıflarına daha sonra şükranlarımı bolca ilettiğim zamanlarda olmuştu... Her neyse konu kesinlikle bu değildi. Asıl konu şuydu ki on birinci yaş yılımın, Haziran ayına tekabül eden on altıncı gününde hayatımın ilk filmine şahitlik etmiştim.

Yardım vakfının bize bahşetti en iyi şey açık hava sinemasıydı sanırım. Yetimhanemizin büyük bahçesine dev bir projeksiyon kurulmuştu o akşam. Bütün çocuklar heyecanla dizilmiş ve açılacak filmi beklemişti. Bizse Alya ile sırayla dizelen sandalyelerde en arkadan ikinci sıraya, baştan ise altıncı ve yedinci sandalyeye oturmuştuk. Dışarıdan ne kadar isteksiz ve zorla oturtulmuş dursakta aslında içimde ilk defa bir film izleyecek olmanın heyecanlıya kıpır kıpır sayılırdım. Alya ise duygularını asla saklamayan biri olarak benden daha heyecanlıydı ve bunu yansıtmaktan çekinmiyordu. Ya da sadece numara yapıyordu.

DESTAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin