Bölüm 2

23 5 0
                                    

Fotoğrafa tıklayıp ne çıkacağını merakla bekledim.
Fotoğraftaki kişi bendim! 5 dakika önce kuryeden siparişleri alırken ve kapıyı kapatırken çekmişlerdi. Altına bir de mesaj yazılmıştı.
"Afiyet olsun Güneş:)"

Öksürük krizine girdiğimde Mia yerinden kalkıp sırtıma vurmaya başladı. Telefon bağımsızlığını ilan edip elimi terk etmişti. Ben korku dolu gözlerle Mia'ya bakarken o da şaşkınlıkla bana bakıyordu. Allah kahretsin adımı da evimi de bulmuşlardı! Asıl şimdi sıçtığım noktaydı.

Acaba pizzalara zehir mi koymuşlardı? Ya yapmışlarsa? Neden afiyet olsun yazıp imalı gülüş atsınlar yoksa? Ayağa kalkıp pizzaları poşete koyarak çöpe atmaya gittim. Mia da peşimden gelip şaşkınlıkla beni izliyordu. ''Abla napıyorsun çıldırdın mı? Neden çöpe atıyosun açım ben!'' dedi ve çöpe yönelip geri almak için uzandı. ''Sakın! Mia sakın alma onları. Ben sana makarna yapacağım söz. Sen şimdi zemin kattaki sinema odamıza git ben bizim için makarna yapacağım.''dedim. Zar zor onu gönderdikten sonra ketıla su koyup telefonumu almaya gittim. Eren'i arayıp bir sağa bir sola giderek açmasını bekledim.

-Mesajı gördüm ve ne diyeceğimi bilmiyorum Güneş.

+Mesajı siktir et Eren! Mia'yı bu evden göndermem lazım.

-Bir şey olmuş! Bir şey olmuş senin sesin çok kötü geliyor.

+Buldular beni Eren. Hem de bu kadar hızlı bir şekilde. Kapıdan siparişi alırken fotoğraflarımı çekip bana yolladılar! Dalga geçer gibi 'Afiyet olsun Güneş' yazmışlar bir de! Mia için endişeleniyorum.

-Hass.. Tamam sakin ol ben şimdi oraya geliyorum. Mia'yı da halasına bırakırız anlaştık mı?

+Tamam, görüşürüz.

Telefonu kapatıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı sonuna kadar kilitleyip mutfağa geçtim. Spagettiyi ocağa koyup sosunu hazırlamaya başladım. Domates soslu spagetti Mia ve benim favori yemeğimizdi. Haftada en az bir kere yapıp yemezsek ölürdük. Haşlanmış makarnayı süzüp sosu ocağa koydum. Baharatlarını tek tek atarken aniden kapı çaldı. Gerildiğimi hissediyordum ama Eren'in geleceğini biliyordum. Kapıya doğru hızla ilerledim. Tereddüt içindeyken Eren'in sesini duymamla sesli bir nefes verip kapıyı açtım. ''Kapıyı açman ne kadar uzun sürdü çelik taktın sandım!'' dedi sahte bir sitemle. Mutfağa doğru yürürken peşimden gelmişti.

Pişmiş sosun altını kapatıp spagettiyle karıştırdım. ''Ooo en sevdiğim soslu makarnandan yapmışsın.'' dedi. Gülümseyerek kafa salladım. ''Yukarıdaki dolaptan üç tane tabak versene'' dedim. ''Uzun boyundan faydalanayım diyorsun yanii.'' dedi. Yüzümü güldürmeye çalışıyordu. Makarnaları koyarken uzun bir iç çektim. ''Belki de Mia'yla yediğim son makarnadır bu''dedim kısık bir sesle. Sinirle elimdeki tabağı tezgaha bırakıp beni kendine döndürdü. ''Güneş ağzından bir tane daha böyle bir cümle duyarsam şaplak yersin. Sen çok güçlü bir kızsın. Neyden , kimden korkuyorsun? Sen kimin kızı olduğunu unutuyorsun bazen. Ayrıca yanında ben varım bunu asla çıkarma aklından!'' dedi. Gülümseyerek kollarımı açıp sıkıca sarıldım. Söylediklerinde haklıydı. Kendisi benim kayıp abimdi.

Tabakları ve kolaları alıp Mia'nın yanına indik. ''Sonunda geldiniz be! Açlıktan karnım çığlık atıyor.'' dedi Mia. Gülerek masaya oturduk. Mia pür dikkat filmi izlerken ona nasıl açıklama yapacağımı düşünüyordum.
"Mia, bir süreliğine halanlarda kalman gerekiyor ablacım." dedim sakin kalmaya çalışarak. Şaşırmış bir şekilde suratıma bakmaya başladı. "Neden? Seninle kalmamı istemiyor musun? Neden evimden ayrılıyorum ben?" dedi. "Saçmalama bitanem seni neden istemeyeyim. Sadece bir süreliğine gitmen gerekecek." dedim. Gözleri dolmuştu. "Bana bir sebep söyle abla. Sen de gitmeyeceksin değil mi?" Ne söyleyeceğimi bilmez bir şekilde Eren'e bakmıştım. Yardım çığlıklarımı anlamış olacak ki devreye girdi. "Aa güzellik ablan bir yere gitmiyor. Hiç bırakır mıyım onu bizi bırakıp gitsin? Benim yurtdışında şirketle ilgili bir işim var. Yanımda da ablanı götüreceğim. Hem stajı için faydalı bir iş gezisi olacak." dedi.

PUZZLE PARÇASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin